NASIL BAŞLADI?
SARMANLAR EVİ...
Fuat Bey Eylülün kapısını çaldı ve içeri girdi kızı simsiyah yatağının üzerinde aynı bir melek gibi uyuyordu. Kızının yatağına yöneldi başucuna oturdu gökyüzüydü Eylül babasının... Saçlarını okşadı kızının annesine benzeyen sarı saçlarına küçük bir öpücük kondurdu. Eylül huzursuzca hareketlendi gözlerini açmak istemiyordu ama bilinci açıktı. Babası kızının kulağına eğildi ve en sevdiği şarkıyı mırıldandı...
"Ellerim bomboş, yüreğimde bir sızı
Ateşe atılmış bir demir gibi kor hâlâ
Ellerim bomboş, gözümde yaşlarla
Güneşin kavurduğu bir çöldeyim" Eylül'ün yüzünde minik bir tebessüm oluştu.
Babası ayağa kalktı "gökyüzüm uyan hadi okula geç kalacaksın 11. Sınıf ilk günüden ve abini de uyandır okula kahvaltı yapmadan gitmeyin sınıflarınız değişti biliyorsunuz" babası odadan çıktı. Eylül birkaç dakika sonra gözlerini açtı çatı katında olan kendi dizayn ettiği gri ve siyah odasında gezdirdi gözlerini yatağında doğruldu ve yavaşça ayağa kalktı odasındaki banyoya yöneldi ellerini ve yüzünü yıkadı. Dolabını açtı okulun ilk günüydü güzel giyinmek istedi. Ellerini çenesine koydu ve dolabını inceledi üzerine geçirdiği siyah kısa gömleğini giydi altına siyah dar kot pantolonu saçlarını açtı saçları dalgalıydı saçını taradı ve hafif bir makyaj yaptı aynada son kez kendine baktı ve banyodan çıktı.
Çantasını aldı ve abisinin odasına alt kata indi odaya girdi Efe uyuyordu. Abisinin üzerine atladı "Uyan sınıf tekrarı sabah oldu okul vakti" dedi Eylül gülerek . Abisi acıyla inledi "kızım kalksana üstümden manyak mısın böyle mi uyandırılır" dediğinde gerçekten canının acıdığı sesinden belliydi Eylül kalktı Efe derin bir nefes aldı "abinim ben senin dalga geçme benimle hazırlanıp geliyorum" Eylül kafasını salladı ve aşağı kahvaltı masasına indi. Masanın başında babası oturmuş onları bekliyordu hizmetçi içeri girdi elindeki çay dolu fincanı Fuat Beyin önüne koydu ve mutfağa yöneldi. Fuat Bey kızının merdivenlerden inen sesini duymuştu ama başını önündeki bilgisayardan kaldırmıyor maillerini kontrol ediyordu. Eylül masadaki yerine babasının çaprazındaki sandalyeye oturdu babasına dönüp "günaydın baba" sesi sevecendi babası başını bilgisayardan kaldırdı gözlerini Eylülün gözlerine odakladı. Bilgisayarı kapattı. Eylüle gülümseyip "günaydın kızım" dedi ve çayını yudumlamaya başladı.
Efe yatağından çıktı sırtı ağrıyordu. Ellerini ve yüzünü yıkadı, dolabına yöneldi. Siyah tişörtünü ve siyah kot pantolonunu dolabından çıkardı ve yatağının üzerine attı. Üzerindeki mavi tişörtü çıkardı ve sırtındaki yeni oluşan morluklarına baktı dudağının kenarındaki patlağa baktı aynaya sırtını dönüp kıyafetlerini giydi. Çantasını alıp merdivenlerden inmeye başladı. Kahvaltı masasına Eylülün karşısına oturdu. Soluk bir sesle "günaydın baba" dedi ve önündeki sudan büyük bir yudum aldı. Fuat Bey oğlunun soluk yüzüne baktı dudağının kenarındaki patlağı fark etti kaşlarını çattı ve oğlunun yüzünü kısa bir süre izledi " günaydın oğlum da dudağına ne oldu?" dediğinde sesi ciddi ve merak doluydu. Efe düşündü unutmuş olamazsın amına koyayım ya dedi içinden. Eylül de bu sorunun cevabını merak etmişti ve abisinin dudağını yeni fark ediyordu. Efe ikisinin de yüzünü inceledi sonra boş tabağına odaklandı "önemli değil küçük bir kavgada oldu" babası başını salladı çünkü oğlunun kavgalarına alışıktı kendini koruyacağını bilirdi peki Efeyi babasından kim koruyacaktı üstelemezdi Fuat Bey aynısını kahvaltı masasında da yaptı umursamadı... Efe bu duruma şaşırmadı hizmetçi gelip Efenin ve Eylülün bardaklarına meyve suyu doldurdu. Kahvaltılarını yapmaya başladılar sessiz geçti kahvaltı ardından Efe bir şey demeden masadan kalktı ve çantasını sırtına alıp dışarı doğru yöneldi, Eylüle bakıp " bahçede bekliyorum" deyip kapıdan çıktı. Eylül portakal suyunu bitirip masadan kalktı çantasını sırtına alıp babasını yanağından öptü ve dışarı çıktı. Efe dışarıda duvara yaslanmış telefonuna bakıyordu Eylül yanına gelip onun koluna dürttü ve yürümeye başladılar...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
EYLÜL ATEŞİ
Teen Fiction11. sınıfa yeni geçen Eylül öncelerde içe kapanık bir kızdı hayattan soğumuş kimseyle konuşmayan biriydi. Okulun ilk günü abisiyle beraber hayatlarına giren iki kişi Eylülün hayatını alt üst etmişti. Uygar ve Sima. Geçmişlerinden gelen sancılı acıla...