B:17

4 2 0
                                    

MÜZİK DERSİ 

Sima ve Ateş eve motorlarıyla gelmişti. Ateş simaya neden böyle davrandığını evde anlatacaktı. Efeyle aynı evde dursun istememişti. Eve girdiler Ateş ailesine haber vermişti. Direk Simaya ayrılan odaya geldiler ve balkonuna çıktılar. Sima derin bir nefes aldı "anlat" dedi tok sesiyle. Ateş gülümsedi "Efe beni tehdit etti kabul etmek zorunda kaldım yani şöyle. Seni yarışta öldürürüm dedi bana kazansam da sana dokunmayacaktım güzelim öyle bir insan değilim" Ateş yalan söylüyordu. Sima öfkelendi efe buna nasıl cüret ederdi bunu düşünüyordu. Ateş uyumak için odasına çıktı. Sima da yatağa uzandı. Tumblr'da gezinmeye başladı...

Şarkıların sokağı çocuk kişisinden yeni bir paylaşım yazıyordu. Merakla paylaşıma dokundu.

"gözlerimin içine baka baka onu seviyorsun hiç düşünmüyorsun onu kalbi ne alem de diye seni düşünüyorum her dakika çünkü aptalım. Sen öyle söyledin sustum. Sanırım ölüyorum ama sen mutlusun ben yine de yanındayım istemesen de seni koruyacağım." Sima Efeye aptal dediğini anımsadı Efeye haksızlık ettiğini anladı. Ama Ateş onu kendine çekiyordu. Pişmanlık çekmedi Sima. Sonra telefonu çaldı arayan sırığım kişisiydi. Uygarı öyle kayıt etmişti. Telefonu açtı. Uygar direk sinirle söze daldı "neredesin Sima" "Ateşin evindeyim uygar" dedi Sima yorgun bir sesle "ne dedin sen bir günlük çocuğun evinde mi kalıyorsun hem ne yaptın onca saat sen?" öfkeliydi ama Simaya değil Ateşe. Sima derin bir iç çekti "yarıştaydım motorunla görüşürüz" Sima ne de" Uygarın cümlesini yarıda bıraktı Sima. Telefonu kapattı ve uyumaya başladı.

Uygar derin nefesler aldı "sakinim sakinim sakinim sakinsin uygar sakinsin nefes al ve uyu kendi istemiş sakin ol" şakaklarını sıkıyordu derin nefesler alıyordu yatağa girdi tekrar Eylüle sarıldı ve uykuya daldı.

Sabah oldu Sima gözlerini açtı ve başucunda onu izleyen Ateşe baktı. Kakülü dağılmıştı ama iz belli olmuyordu. Yatakta doğruldu ve esnedi. Ateş ona gülümsedi "çok güzel uyuyorsun" dedi ve Simayı yanağından öptü "sana bir tişört bıraktım malum dün tişörtün kirlenmişti giyersin kahvaltıyı okulda yaparız aşağıdayım bahçede bekliyorum" dedi ve çıktı. Sima yataktan kalktı elini yüzünü yıkadı. Tişörtü şortunun üzerine giydi saçlarını elleriyle şekillendirdi ve eşyalarını alıp bahçeye çıktı. Ateş motoruna binmiş onu bekliyordu. Sima motoruna atladı ve kaskını taktı. Okula doğru sürüyorlardı...

Efe gözlerini açtı ve yataktan kalktı ellerini yüzünü yıkadı ve siyah tişörtünü siyah pantolonunu, converslerini giydi ve merdivenlerden inmeye başladı. Uygarın ona hazırlattığı oda da kıyafetleri bile özenle yerleştirilmişti bunu fark etti. Merdivenlerden indi. Eylül evde tedavi görüyordu, Özel ekipmanlarla yakın zamanda yürüyebilecekti. Aşağı indiğinde kahvaltı yapan Uygar ve Eylülü gördü yanlarına gitti. Gülümseyip masaya oturdu "günaydın" dedi solgun yüzüyle. Uygar gülümsedi Eylülde ikisi de günaydın diye karşılık verdi Efeye. Uygar Efenin yüzünü süzdü "ne zamandır yemek yemiyorsun?" sesi endişeliydi. Efe kahveden bir yudum aldı "bilmiyorum" dedi ve ayağa kalktı "kaçtım ben" dedi ve arkasını dönüp okula yürümeye başladı...

Okula gelmişti çoktan Ateşler sınıfta oturuyorlardı. Efe sınıftan içeri girdi ve Simaya bakmadan Canın yanına oturdu. Ama Canla da konuşmadı, Can halini anlayınca bir şey söylemedi. Ateş kahkahalarla gülüyordu "dün yarış yaptım abi bebeyi yenişimi görün" Sima da bu yalana gülüyordu. Efe Ateşe baktı ve yanlarına doğru yürüdü anlattığı çocuklara bakıp "yarış yaptığı bebe benim ama piste gömülen Ateş" dedi ve sırıtarak sırasına geri döndü. Ders edebiyattı sevda hoca içeri girdi. Direk dersine başladı. İki ders üst üste geçti. Ardından beden dersiydi. Spor salonuna indiler Efe simanın üzerindeki tişörtü yeni fark etti bir erkek tişörtüydü ve arkasında ateş resmi vardı. Efe sinirlendi ama belli etmedi. Ders boyu derse hiç katılmadı iki ders bedenden sonra sınıfa çıktılar. Ders fizikti Efe kafasını sıraya gömdü ve iki ders uyudu.

EYLÜL ATEŞİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin