GÜNCELER
EYLÜLÜN GÜNCESİNDEN
Büyük bir enkaz içindeyim yıkılmış bir dünya var üzerimde bense ayakta durmaya çalışıyorum. Birden çöktü her şey üzerime ölüm gibi sessizlik kimsesizlik gibi koskoca dünya omuzlarımdaymışçasına ağrıyor vücudum ellerim kollarım ruhum canım yanıyor. Bir yerlerdeyim ama neredeyim bilmiyorum canım yanıyor diyorum ölüyorum şimdi neredeyim biz neredeyiz ölüm nefesi gibi hayatımın yeri sanki ölmüşüm gibi nefes almak bir zulüm gibi insan sevdiği adam abisi çıksa ne yapabilir ki? Bir kapalı kutuyum artık susmak istemiyorum ama konuşacak kelimem yok. Öylece boşluktayım sadece boşlukta upuzun bir yolda yürüyorum ve artık yorgunum yolun belki de yarısı bile değil ama ben kırgınım yorgunum.
Sevgilim dediğim gökyüzü olduğum adam benim abimmiş düşmanım dediğim adam babam öz olmayan ama yıllardır canımdan çok sevdiğim adam mezarda şimdi ben neredeyim? Hangi cehennemin ateşindeyim. Ölümde miyim? Nefeste mi? Her yanımı her hücremi ateşler içinde bırakıyorlar her güne yeni acılarla uyanmak ağırıma gidiyor. Eski hayatım beni uzaklardan izliyor çocukluğum güçsüz bedenime el sallıyor doğru bildiğim yalanlar boğazıma bir ip gibi geçiyor. Şimdiyse uzaklardayım ama kendimden uzaklardayım her şeyim aynı belki de ama ruhum nasıl? Bunu artık ben de bilmiyorum. Ölüyor muyum? Bilmiyorum. Artık hiçbir şey bilmiyorum. Kızgınım ama kendime aşık olduğum için kızgınım, kırgınım ama kendime yorgun olduğum kendimi yorduğum için. Bir yerlerdeyim ama nerede belki bir ormanda belki bir uçurumda belki de bulutlarda bilmiyorum ama artık yokum bunu biliyorum olduğum yerdeyim artık kimsesizim bunu biliyorum efem yeşil gözlüm abim olan efem yok aldılar onu benden ah keşke burada olsa bana sarılsa geçecek dese ben buradayım dese ama yok efe artık yok... Sevdiğim adam evim yolum ufkum aşkım güvenim mutluluğum her şeyim beni ben eden kalbim uygarım kim diyecekti ki kardeş çıkacağız. Öz aynı kandan aynı candan aynı anneden aynı babadan sanırım artık bittik ben varım sen varsın ama biz yokuz aramızda olan duvarlardaki çiçekler de mutluluklar da bir bir soluyor ruhumda açan çiçekler tek tek yok oluyor. Bunca zaman sevgilim dediğim adam abimmiş. Annem ölmemiş, sevdiğim abimmiş, bunca yıldır abi dediğim adam yabancıymış, dost dediğim kız düşmanımmış. Evim yıkıldı ruhum öldürüldü bana benden kalan tek şey acılarım oldu. Şimdiyse oradayım işte hiçlikteyim. :)
Eylül bıraktı kağıdı kalemi elinden katladı kağıtları attı cebine via dışarıdaydı oda bir şeyler yazıyordu..
VİANIN GÜNCESİNDEN
Sevdiğim adam öldü. Evet üç yıldır karşılıksız sevdiğim adam öldü. Öldürdüler onu, koruyamadım koruyamadık. Acısını bile yaşamaya fırsatım yok vaktim kısıtlı çünkü benim tek gerçeğim oğuz ben onun sağ koluyum aldığı nefesin ritmini bile takip etmem gerek. efe beni hiç sevmedi hatta konuşmadı bile benimle onu ilk kez ne zaman sevdim biliyorum. Onu ilk kez okul sırasında kitap okurken sevdim en sevdiğim kitabı ilgi ve alaka ile okuyordu. Mırıldanıyordu yorum yapıyordu kitaba onunla ilk kez o an konuştum ve sesini sevdim gün geçtikçe açtı kendini herkese artık bende tanıyordu onu kalbini sevdim. Araştırdım onu yıllar önce Altan beye bahsettim bu konudan araştırmama izin verdi. Oğuz aramıza döndüğünde ona açıkladım şiddetle karşı çıktı. Buna olanak olmayacağını söyledi. Ve açıkça bana onu seversem onunla olursak engelleyeceğini söyledi. Neden böyle yaptı en ufak fikrim bile yok. Oğuz aşık olmaz biliyorum aşık olduğuna kıyamaz bunu zaten biliyorum. Oğuz derdini sıkıntısını sadece bana açar ben onun adalıyım güvenilir tek gerçeğiyim kendi söyledi.
Via kağıdı katladı ve telefonunun arkasına koydu. Her gün yazardı böyle oğuz da yazardı emindi şu an yazıyordu. Birbirlerine yalnız kaldıklarında okurlardı. Via başını yasladı koltuğuna çıkacaklardı birazdan depoya gitmek için eylülü bekliyordu o ne zaman hazır olursa o zaman çıkacaklardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
EYLÜL ATEŞİ
Teen Fiction11. sınıfa yeni geçen Eylül öncelerde içe kapanık bir kızdı hayattan soğumuş kimseyle konuşmayan biriydi. Okulun ilk günü abisiyle beraber hayatlarına giren iki kişi Eylülün hayatını alt üst etmişti. Uygar ve Sima. Geçmişlerinden gelen sancılı acıla...