FİTİLLER
Ateş uyuya kalmıştı eylül yatağın ucunda ateşin başındaydı. Saçlarını okşuyordu deli gibi hissediyordu eylül sanki bir manyak gibiydi hisleri ateşin uyanmasını bekliyordu yemek için. Ateşin alnından öptü ateş gözlerini açtı eylüle bakıyordu boğuk gözleriyle "ne oldu eylül" eylül gülümsedi "doğrul biraz yemek yedireyim sana" ateş kaşlarını çattı "yerim kendim" doğruldu eylül derin bir nefes aldı ve yemeği getirdi ve çorbadan bir kaşık aldı ateşin ağzına götürdü ateş istemese de açtı ağzını "altüst ediyorsun" dedi ateş fısıldayarak korkuyordu köpekler gibi aşktan korkuyordu eylül yedirmeye devam etti. Derin bir nefes aldı "keşke o gün uygara evet demeseydim" ateş ifadesiz baktı eylülün gözlerine "neden böyle düşünüyorsun şuan?" eylül buruk bir gülümseme bıraktı ateşin yüzüne "çünkü simanın ihanetini biliyordum aklımın oda işin içinde demesine kulak verseydim hayır deseydim böyle olmayacaktı şuan ölü olmayacaktım" ateş eylülün yüzünü avuçlarının içine aldı "suçlama kendini iyi ol iyileş diye geldik buraya" Eylül kaşlarını kaldırdı "dinlenmek için buradayız ama kehribar gözlü bir ateş gözlerimin önünde vuruldu bunu açıklamak ister misin bana?" ateş hüzünle baktı eylüle ama eylüle yansıtmayacaktı hüznünü "eylül bir gün kehribar gözlü ateş senin gözlerinin önünde ölebilir bunu unutma" eylülün dudaklarının arasından bir hıçkırık çıktı ve gözyaşları düşmeye başladı. ateş acıyla yutkundu ve parmak uçlarıyla sildi eylülün gözyaşlarını "ağlama ben senin neyinim kızım ağlama" eylül hayal kırıklığıyla baktı ateşe sonra gözleri ateşin dudaklarına kaydı yapmak ve yapmamak arasında ki ince çizgideydi yavaşça yaklaştı ateşin dudağına ve ateşi öptü. Ateş ifadesiz baktı eylüle karşılık vermedi ve geri çekildi "hizamı geçme eylül mahvoluruz eylül yapma kalbin ondayken beni öpme eylül unutunca yap bunu" eylül yutkundu ateş haklıydı "ateş ben" ateş sözünü kesti "sen boşluktasın sana dokunmam duydun mu öpmem sadece sarılırım seni sarmalarım" eylül derin bir iç çekti "seninle uyumak istiyorum" ateş yutkundu "neden?" "seni istiyorum" ateş ifadesiz yüzünü bozmuyordu "neden?" eylülün kalbi sızladı sanki bir kabustaydı "İSTİYORUM ATEŞ İŞTE" ateş kaşlarını çattı "sesine dikkat et" eylül öylece baktı ateşe "etmiyorum etmeyeceğim edemem" ateş imayla baktı eylüle "emin misin?" eylül evet anlamında salladı kafasını ateş bir çırpıda kalktı ayağa ve eylülün üzerine yürümeye başladı "ateş dur" ateş durmadı yürümeye devam etti "ateş lütfen" ateşin gözlerinden alev fışkırıyordu eylül korkuyordu "ateş yalvarırım dur" duvara gelmişti sendeledi ateş eylülü belinden kavradı "ateş yemin ederim tamam bağırmayacağım tamam sınırını geçmeyeceğim ateş Kurtoğlu'nun ateşinden uzak duracağım ateş yal-" sözü yarına kaldı ateş eylülü sertçe kendine çekti ve kendini yere attı eylül üzerinde plank pozisyonunda ateş altta sırıtıyordu "çok konuşuyorsun be eylül" eylül kalkmaya çalıştı ama ateş izin vermedi ve belinden tuttu onu eylül yutkundu "sınırların vardı" ateş derin bir iç çekti "altüst ediyorsun" eylülü yere bıraktı ve kalkıp banyoya ilerledi. Eylül ateşin yatağına girdi ve gözlerini kapadı her şeye rağmen bugün ateşin kokusuna ihtiyacı vardı.
Via yatağında uyuyor oğuzsa onun başında öylece duruyordu o kadar yorgun düşmüştü ki vianın bedeni.
Issız bir yerdeyim her yer karanlık aynı bizim gibi oğuz ve adalının hayatı gibi karanlık tek bir ışık yok sesler geliyor yalvarışlar dokunma diyor sesler yükseliyor katlanamıyorum onca canımın yandığı gün geliyor aklıma her zaman yanımdaydı oğuz benim o yaralarda da şimdi onun elini istiyorum adal oğuzunu istiyor neredeyim bilmiyorum bir ses yükseliyor erkanın sesi. Erkan... Korkuyorum onun sesini duydukça daha da kararıyor her yer oğuz nerede bırakmaz o beni yanında değilim ama duyar o benim acı dolu sesimi tüm gücümle bağırıyorum "OĞUZZZZZ" oğuz yok sesi de yok onu istiyorum yalnızım burada o yokken ben hep bir başımayım "ANNE HANİ OĞUZ GİTMEZDİ" diye haykırıyorum bu sefer hep derdi annem herkes gitse oğuz gitmez derdi "HANİ GİTMEZDİ ANNE KORKUYORUM OĞUZ NEREDE" annemin sesi şefkat dolu özlediğim sesi duyuluyor uzaklardan neredesin anne? Duyuyorum ama göremiyorum "GELECEK KIZIM" ağlamaya başladım "ANNE YA GELMEZSE" hıçkırıklarım tüm karanlığı ıssızlığında yayılıyordu o pisliğin kahkahalarını duyuyor daha da ağlıyordum annem görünmeye başladı "AĞLAMA VİA OĞUZ GELECEK" küçük bir kız çocuğu gibi dizlerimi karnıma çekip ağlıyordum şimdi olduğum yer nereydi ayağa kalktım erkan yaklaşıyordu ama oğuz yoktu haykırdım tüm gücümle "OĞUZ GEL YALVARIRIM GEL" oğuzun sesini duyamıyordum ama hissediyordum ruhu buradaydı ardından kokusu geldi burnumun en derinine papatya ve tarçın kokusu geliyordu burnuma "OĞUZ" diyorum adım sesleri geliyor nerede göremiyorum en dipte en karanlık yerde bile olsam görürdüm ben oğuzu nerede oğuz sesini duydum "ağlama adal kıyamam bilirsin" fısıldıyordu "NEREDESİN OĞUZ" güçsüz sesini duydum "bağırma adal geliyorum" ağlamamaya çalışıyordum oğuz hala ağladığımı görürse kıyamaz bilirim titremeye başladım "oğuz üşüyorum" sert ama güçsüz sesi yorgundu "ısıtacağım seni söz veriyorum güçlü dur" diyordu sesi bana ne kadar uzaktaydı oğuz, derin bir nefes aldım gözlerimi kapattım ve geri açtım karşımdaydı dokunmak istedim koluna dokundum o an kayboldu oğuz bulut oldu uçtu belki de acıyla haykırdım aydınlık olmuştu etraf birkaç saniye oğuz gelince şimdiyse karanlık "OĞUZ OĞUZ NERDESİN?" ses yok adım sesi yok tarçın ve papatya kokusu gitmiş oğuz yok her yer kan karanlıkta bile kan kırmızısı belli her yerde dizlerimin üzerine çöktüm hıçkırarak ağlamaya başladım "KAYBETTİM SENİ OĞUZ" daha güçlü ağladım bu sefer ciğerlerim sökülürcesine ağlıyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
EYLÜL ATEŞİ
Teen Fiction11. sınıfa yeni geçen Eylül öncelerde içe kapanık bir kızdı hayattan soğumuş kimseyle konuşmayan biriydi. Okulun ilk günü abisiyle beraber hayatlarına giren iki kişi Eylülün hayatını alt üst etmişti. Uygar ve Sima. Geçmişlerinden gelen sancılı acıla...