BÖLÜM 3

7 2 0
                                    

AĞIR ACILAR 

        Uygar sabaha kadar o havuzun başında sorguladı kendini sadece Eylüle yaptıklarını değil yaşadıklarını da. Neden bu halde olduğunu da.

       Sima gözlerini açtı sabah olmuştu ve son hatırladığı şey salonda film izlediğiydi sonrası yoktu. Aklına Uygarın onu odasına getirebileceği geldi. Hem teşekkür etmek hem de onu uyandırmak için merdivenlerden aşağı indi Uygarın kapısının önüne geldi ve kapıyı çaldı ses gelmeyince içeri girdi.

     İçeride Uygar yoktu ve yatağı düzenliydi. Simayı almadan gitmeyeceğinden emindi koşarak aşağı indi salonda, mutfakta ve Çalışma odasında her yerde Uygarı aradı ama bulamadı. Telefonundan aramaya başladı ama telefon salonda sehpanın üzerinde çalıyordu. Sima endişelenmeye başladı ve evden çıktı bahçeye adımını atar atmaz havuzun kenarında büzülüp yatan Uygarın bedenini gördü. İçine su serpilmişti ama öfkelenmişti Uygara, hemen yanına gitti ve Uygarın omzuna vurmaya başladı "hemen uyan kaçak pislik hemen" sesinde öfke vardı ve birazda korku Uygar yavaşça gözlerini açtı ve etrafına bakmaya başladı, o an fark etti havuzun dibinde uyuya kaldığını doğruldu ve Simaya kısık gözlerle baktı "ne oldu?" dediğinde sesi kısık çıkmıştı. Sima ayağa kalktı "ne mi oldu? Dakikalardır evde seni arıyorum aklım çıktı sana bir şey oldu diye manyak mısın sen neden havuzun başında uyudun ahmak!" Sima sinirliydi hem de çok Uygarın omzuna yumruk atıyordu hem de ağlıyordu Uygar yavaşça ayağa kalktı ve esnedi sırtı ağrıyordu ve boynu Simanın saçlarını okşayıp sarıldı "buradayım korkma" dedi ve saçlarını öptü Simanın. Sima Uygara sarıldı bir yandan da ağlıyordu. Aklına abisi geldi...

SİMANIN ANISI

      Sima daha 10 yaşında iken abisini kaybetti. Bir gün daha kendi evlerinde babası ve abisiyle yaşarken abisi eve geç gelmişti. Sima uyuyordu abisi ve babası bağırmaya başladı sesler yükseldi... Yükseldi ve daha fazla sonra bir ses duyuldu Simanın abisinin çığlıkları evde yankılanıyordu abisi 18 yaşındaydı. Babası onlara her kızdığında onları kemerle döverdi ama Simayı cezalandırma şekli daha beterdi. Sima gözlerini açmıştı ve yatağında cenin pozisyonundaydı yorganını başına kadar çekmiş ağlıyordu... Kemerden çıkan sesleri duyuyordu, abisin çığlıklarını ve babasının "ben sana demedim mi eve geç gelme" diye bağırışlarını abisi babasına yalvarmıyordu durmasını söylemiyordu sadece yanan canının verdiği hisle inliyordu. Saatler geçti... Abisinin çığlıkları durdu ve ev kapısının sertçe kapanış sesini duydu Sima, evden çıkan kişinin babası olduğunu düşünerek aşağı indi. Evet, evden çıkan babasıydı abisinin yerde kan içinde olan sırtına ve bacaklarına baktı gözleri doldu abisine aldığı siyah tişört kanlar içerisindeydi altındaki mavi pantolon da aynı şekildeydi.

        Sima koşarak abisinin yanına oturdu ve ağlamaya başladı abisi ona bağırmaktan kısılmış sesiyle ağlama diyordu. Sima o küçücük elleriyle abisinin saçlarını okşadı "bak abi senin benim saçlarımı okşadığın gibi okşuyorum" dedi daha çok ağladı abisine sarıldı abisi de güçlükle kardeşine sarıldı ve zoraki odasına çıktı. İlk önce Simayı yatırdı ve sonra kendi odasına gitti balkona çıktı bir mektup yazdı kardeşine ve onu kardeşinin hatıra kutusuna koydu zamanı gelince okuması için Sima hatıra kutsunu 2 yılda bir açardı. Sonra ayağa kalktı balkon demirlerine sırtını döndü ve kendini aşağı bıraktı...

      Sabah oldu Sima odasından çıktı. Evde bağırış sesleri olmadığını duyunca babasının daha gelmediğini anladı ve abisinin odasına koştu kapıyı açtı ama abisi içeride yoktu yatağı bozulmamıştı. Sonra aşağı indi yeni gelen hizmetçiye abisini sordu ama aldığı cevap "bilmiyorum görmedim abinizi" oldu. Sima abisinin erken çıktığını düşünerek ve babasının yokluğunu fırsat bilerek oyun oynamak için bahçeye çıktı. Simanın oyun alanı abisinin balkonunun önündeydi oyun alanına geldi sonra abisinin yerde kanlar içinde olan bedenini gördü. Abisinin cesedine yaklaştı "abi neden burada uyudun? Ve neden yere boya döktün babam gelirse kızar" Sima masum düşünüyordu ama abisinden cevap gelmedi sonra abisinin omzuna birkaç kez dokundu ama abisi uyanmadı. Abisinin yüzüne baktı "abi yüzün bembeyaz ne oldu?" ama cevap gelmedi tekrar konuştu "abi dudakların morarmış ne oldu?" ama yine cevap yoktu abisinin yanaklarını okşadı ama yanakları buz gibiydi Sima hemen abisinin yanaklarını öptü "abi yanakların çok soğuk üşümüşsün" ama abisi gözlerini açmadı abisinin saçlarını okşadı ama abisi ona "günaydın minik" demedi. Sima ayağa kalktı içeri girdi ve hizmetçiye abisinin durumunu anlattı hizmetçi endişeyle dışarı çıktı yerde yatan bedene baktı ve çığlık attı. Onlar dışarıda öylece dururken bahçe kapısından babası içeri girdi. Yerde yatan oğlunu gördü hizmetçiye ne oldu dedi ama cevap bilmiyorum oldu o an anladı babası, oğlu intihar etmişti ambulans çağırdı...

EYLÜL ATEŞİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin