Forget My Husband, I'll Go Make Money

Bölüm 21: Müşteri yani Koca-nim (2)

Tarkan'ın gözleri keskindi.

'Ah?'

"Bilmiyor musun?"

Aristine yarı inanamayarak sordu.

"Kapatıldığımı nasıl bilmez?"

Görünüşe göre Irugo'nun istihbarat ağı sandığı kadar iyi değilmiş.

"Hayır, kesinlikle Irugo'da biliyorlar." Bunu Irugo'nun değil, Tarkan'ın bilmemesi olarak görmeliyim.'

Ve neden bilmediği belliydi.

"Çünkü benimle ilgilenmiyor... gelini olacak kişiyle."

Bunda aşırı bir ilgisizlik vardı.
Düşünceleri bu yönde giderken, daha önce su yüzeyinde gördükleri aklına geldi.

[Belki prensesi seviyorsundur?]

[İmkansız.]

'Bunun ne olduğunu merak ediyorum. Benden hoşlanmamasının nedeni.'

[Sen de bilmelisin.]

İfadesinin ardındaki nüans, 'prensesin de ne kadar kirli olduğunu bilmelisin' kadar basit bir şey değildi.

[Kalbim asla değişmeyecek.]

Burada siyasi nikahlı gelininin geldiği gün gelinini beğenip beğenmediğini soran bir kadın vardı. Ve o kadına bilmesi gerektiğini ve kalbinin asla değişmeyeceğini söyleyen bir adam.

"Oldukça açık, değil mi?"

Kilit altında olmasına ve fazla sosyal etkileşimi olmamasına rağmen, Monarch's Sight'ta buna benzer durumları birkaç kez görmüştü.

'Hmm.'

Aristine parmağını masaya vurdu.

Düşüncelerini toparladıktan sonra Tarkan'la konuştu.

“Öncelikle hikayeyi bir ölçüde kendi aramızda düzenlememiz gerekiyor. Bu siyasi bir evlilik olabilir ama ne olursa olsun bir çift olacağız.”

Bunu söyledikten sonra Aristine başını yana eğdi.

"Aslında bu siyasi bir evlilik olduğuna göre belki daha da organize olmalıyız?"

Tarkan, Aristine'in açık sözlü ve yalnız tavrına tek kaşını kaldırdı.

Bu evliliğe pek ilgi duymuyordu ama görünüşe göre bu kadın daha da kötüydü.

"Seninle açık sözlü olacağım."

Aristine, Tarkan'ın gözlerinin içine baktı.
Öğleden sonra güneşinin ısıttığı hava yavaşça bakışlarına karıştı.

Bilerek gülümsedi.

"Majesteleri Tarkan, savaş mı istiyorsunuz?"

* * *

"Ne?"

Tarkan afallamıştı ve Arişine'e baktı.

Bu kadınla daha bugün tanışmıştı ama kadın onu birkaç kez şaşırtmayı başarmıştı. Geçen yıl kaç kez suskun kaldığını toplasaydı, muhtemelen bugünden daha az olurdu.

Aristine gözlerinde bir titreme olmadan ona baktı.
Ne hafif ne de ağır olan sakin bir bakış.

Tarkan'ın karısının serada yetiştirilen bir çiçek olmadığını anlamaktan başka çaresi yoktu.

Böyle saçma sapan sözler düşünmeden söylemiyordu.

Tarkan'ın yüzü ciddileşti.

"Savaş isteyenler olabilir."