Bölüm 1

991 44 37
                                    

MEDYA:Mattheo Morrow

Selaaaaamms yeni bir hikaye, yeni bir evren

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Selaaaaamms yeni bir hikaye, yeni bir evren. Umarım beğenirsiniz..

Boston'da bugün ılık bir hava vardı. Havayı gören herkes kendini dışarı atmıştı.
Etraf insan kaynıyordu.
Spor çantası omuzunda ağır ağır yürüyen ve kulağında evrensel bir müzik çalan mattheo, antrenmanı için partneri eliza'nın yanına gidiyordu.

Havanın tadını çıkara çıkara ağır ağır yürümeye devam ederken. Kulaklığındaki müzik bir anda kesildi. Telefonu çalıyordu.

Telefonunu cebinden çıkardı,arayanın partneri eliza olduğunu gördü.

"Alo?" Mattheo telefonun ucundaki elizaya seslendi.

"Matt programımız iptal oldu, ilk uçakla başkent'e gitmem gerekiyor. Biliyorsun evde bir kaç sıkıntı var."

"Anlıyorum. Haftaya devam ederiz o zaman. " telefon kapandı.
Mattheo elizayı severdi fakat sadece partneri, arkadaşı olarak severdi.
Eliza'nın sürekli işinin çıkması antrenmanlarını ve performanslarını etkiliyordu. Geçen sene olimpiyatlarda ikinci olmuşlardı. Bu onlar için mükemmel bir şeydi.
Koçları onları çok iyi çalıştırmış ve ikinci Olmuşlardı.
Bu sene ikinci Bile olacaklarını düşünmüyordu mattheo. Yılın neredeyse yarısından çoğu geçip gitmişti. Ama hâlâ ortada birlik yoktu.
Artık çok geçti.
Birinciliği tekrar 'dream' tayfaya bırakacaklardı belli ki.

Mattheo siyah buz patenlerinin iplerini sıkıca bağladı.
Formu gayet iyiydi. Sadece eliza eksikti.
Kendine başka bir partner mi bulmalıydı? Düşünmeden edemiyordu. Kazanmak istiyordu ama aynı zamanda partneriyle düzene girmiş bir antrenmanları yoktu.

Patenini buza sürttü ve kaymaya başladı.
Isınmak için bir demire tutundu.
Isınma hareketlerini yaparken etrafındaki yeni başlayan çocuklara bakıyordu.
Kendini düşündü. Bu yaşlardayken çok zorlanıyordu.
Başka tarafa baktı, rakipkerini gördü. Aaron Dream ve Eden ford.
İkisi de çok başarılı patencilerdi. Partnerleriyle her zaman ilk 10'a giriyorlardı.

Mattheo ve eliza da iyiydi fakat onlar kadar antrenman yapamıyorlardı.
En azından bu sene fazla antrenman yapamamışlardı.

Eden,mattheo'ya doğru gelmeye başladı.

"N'aber, morrow?" Mattheo gözlerini devirerek uzaklaşmaya çalıştı. Eden mattheo'nun gözlerini devirmesinden hiç hoşlanmazdı çünkü mattheo'nun gözleri düşük ve uykulu gözükürdü, gözlerini devirincede karşısındaki insandan tiksiniyormuş gibi görünürdü. Aslında zaten eden'dan tiksiniyordu.
Eden ile anlaşamazlardı. Eden hırslı, patavatsız ve kıskanç bir patenciydi.
Mattheo ise ona göre daha uysal ve bazı kötü şeyleri görmezden gelen biriydi.

Eden ofladı,
"Hadi ama dostuz sanıyordum."

"Eden,seninle asla dost olmadığımızı biliyorsun. Lütfen olay çıkarmadan git antrenman yapıyorum." Eden etrafına baktı.

"Partnerin yine mi yok? Çok yazık bu seneyi hep boş geçirdin." Mattheo, eden'ı dinlemeden başka bir köşeye gitti.

Eden tam onun yanına gelecekken,

"Eden! Hey başlıyoruz." Partneri joyce ona seslendi. Eden, sinsice güldü ve partnerinin yanına gitti.

Bütün tadı kaçmıştı mattheo'nun. Partneri vardı ama yoktu. Hızla çıkışa doğru sürdü patenini. Bağcıklarını açarken aaron'nun onu pür dikkat izlediğini gördü. Mattheo duruşunu düzeltti ve kaşlarını kaldırıp aaron'a baktı.
Eden ile en azından konuşabiliyorlardı ama aaron..
Kimseyi yanına yaklaştırmayan fevri bir tipti.
Rakip olmalarına şaşmamalıydı.
Bu adamdan olsa olsa rakip olurdu zaten.

Soyunma odasının kapısını hışımla açıp içeriye girdi.

"of Sikiyi-" küfür edeceği sırada giyinen küçük çocukları gördü.

"Patenlerimi sileyim."diye düzeltti. Elindeki patenlerini siliyormuş gibi yaptıktan sonra dolabına koydu.

"Bugün çalışmayacak mısın mattheo?" Küçük sarı saçlı çocuğa baktı.

"Diğer abilerin tadımı kaçırdığı için hayır." Küçük çocuk gözlerini devirdi.

"Abim mi yoksa eden mı canını sıktı?"

"Sence?" Dedi mattheo gülerek.

"Abim seninle konuşmaz o yüzden Eden." Dedi kendinden emin bir şekilde.

"Aferim max bugünkü sınavını da başarıyla geçtin. Tebrikler. " İkiside güldü ve mattheo artık gitmesinin gerektiğini düşündü.

Eliza ile konuşacak mıydı? Eliza ile yollarını ayırsa başka bir partner bulabilir miydi ki kendine? Düşündü, eliza onun için mükemmel bir partnerdi her girdikleri olimpiyatta sıralamaya giriyorlardı ama ne yazık ki bu sene pek verimli olmamıştı.
Ortada yıllardır emek edilen arkadaşlık ve galibiyet vardı.
Mattheo yaşanmışlıklarını görmezden gelemezdi.

1 saat önce ılık ve güzel olan hava şimdi çok sıcaktı.
Mattheo kafasını salladı ve yoluna devam etti.

***

"Merhaba anne, görüşürüz anne."

"Matt!" Mattheo annesinden kaçmak için kendini hemen odasına atıp uzanmak istiyordu.
Bugün hiç yorulmamıştı. Yorulmak, ter atmak istiyordu. Ama bugün bomboş bir gün geçirmişti.

"Efendim anne?" Arkasını döndü ve annesine baktı.

"Antrenmanız nasıldı?" Mattheo güldü. Sinirlenmişti.

"Haftalardır eliza yüzünden günlerimi boş geçirdiğimi biliyorsun anne." Mattheo ileri gitmek istemiyordu ama günlerdir aynı soruyla karşı karşıya olmaktan sıkılmıştı.

"Her neyse, yarın aile yemeği yemeye karar verdik akşam 19'da evde ol." Annesi cümlesine bir devam etti.

"Elizanın ailesi de olucak." Mattheo derin bir nefes aldı. Hiç dinlemeden odasına geçti ve kapıyı çaptı.

***

"Matt, gel yemek ye. Tavuk yaptım. En sevdiğinden." Vejetaryenim ben anne.

"Yemeyeceğim." çalan müziğin sesini daha çok açtım. Annemin kapının arkasından seslendiğini biliyordum ama umursamadım. Annemi çok seviyorum ama bazen gerçekten katlanılmaz oluyordu. Özellikle işin içine buz pateni girince dilinden eliza düşmüyordu. Bizi seviyordu. BİZİ. Bizim birlikte olmamız için elinden geleni yapmaya çalışıyordu ama ben eliza ile birlikte olmak istemiyordum. O benim partnerim olmayan partnerimdi. Her olimpiyatta onunla partnerdim 8 yaşımdan 20 yaşıma kadar onunla çalıştım ve ailem hep onu 'ideal kız' olarak görmüşlerdi. Birlikte büyüdüğüm bir insana nasıl başka bir gözle bakabilirdim ki? Onunla birlikte olup, gönül eğlendirip, hoşlanamazdım. Bunu yapmak istemiyordum.
Hem istesemde ondan hoşlanamazdım ki.

Kafamı yastığa gömdüm ve günün ortasında uyumaya çalıştım.











| yeni kurgu.. |

|biliyorum biliyorum artık fazla okunmuyor fakat kendimi tutamıyorum.. |

|aslında bu kurguyu şu an yayınlamayacaktım ama cidden dayanamadım. Umarım sizde kurguyu seversiniz ve okurken keyif alırsınız. Şimdilik bu kadar bir dahaki bölümde görüşürüzzzz (yazım hatası varsa üzgünüm..) |

DREAM (bxb) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin