|keyifliii okumalarrrr|
Aaron'un benim hakkımdaki düşüncelerini merak ediyordum. Onun ağzından duymak istiyordum bazı şeyleri. İyi de olsa kötü de olsa duymak istiyordum bu düşünceleri.
Patenlerimi kenara attım. Spor ayakkabılarımı giydim. Aaron'u bulmam gerekiyordu.
Hem de hemen bulmam gerekiyordu."Bu ne acele?" ayakkabılarımın bağcıklarını aceleden bağlamayıp ayakkabımın kenarlarına sıkıştırmıştım.
"koç, patenlerimi dolabıma koyar mısın? Çok önemli bir işim varda." etrafıma baktım. Telefonum dolabımdaydı. Onu alacak vaktim yoktu.
"şimdiden teşekkür ederim." omzunu sıktım ve oturduğum yerden kalktım.
Hızlıca merdivenleri iniyordum.
En sonuncu basamağa gelene kadar içimdeki bu heyecanın geçmesi gerekiyordu.
Trabzanlara tuttundum ve yavaşça atladım."kahretsin.." kolumu çarpmıştım ama bu önemli değildi. Aaron'a yetişmem lazımdı. Olivia, gittiğini söylemişti ama çok uzaklaşmış olamazdı değil mi? Ortalıkta gözükmüyordu. Üst katta mı diye düşündüm ama üst katta olsa görürdüm..
Etrafıma baktım, yanımdan geçen bir çok sporcu vardı.
Telefonumu yanıma keşke alsaydım diye düşünürken. Dream'lerin küçük veliahtı max'i gördüm. Arkası dönüktü. Sanırım biriyle konuşuyordu.
Eğer max buradaysa aaron'da buradadır çünkü kardeşini bu vahşi yerde yalnız bırakacağını düşünmüyordum.Karşındaki ile konuşması bitince hemen ona doğru koştum.
"aww! Acıdı." kolunu tuttu. Çok dikkatsizce davranmıştım.
"Çok özür dilerim max! Çok özür dilerim.. Her neyse abin nerede?" kaşlarını çattı.
"kolumu kopardıktan hemen sonra özür diliyorsun ve daha özürünü kabul etmeden bana abimi soruyorsun." gözlerini kıstı,kolunu ovdu.
"Siz rakip değil misiniz? Ne iş? Abimi ne yapacaksın?" çocuk doğru söylüyordu abisini ne yapacaktım?
"Aaron'a bir şey soracağım o yüzden arıyorum.. Ama ne soracağımı söylemem." sakızını patlattı. Bana yandan bir bakış attı.
"Sen ne soracağını söylemezsen ben de abimin nerede olduğunu söylemem." bıkkın bir nefes verdim. Özünde dream olan herkes usandırıcı ve çekilmezdi.
"Sana yeni paten alsam abinin yerini söyler misin?" bana sıkmam için elini uzattı.
"kabul." elini sıktım ve aaron'un nerede olduğunu söylemesini bekledim.
"Mattheo.. Hayatımda gördüğüm en enayi insansın." sıktığım elini bıraktım. Kaşlarımı çattım.
Sinirlendirmeye başlıyordu."Abim tam arkadaki masada oturuyor ve pür dikkat bize bakıyor." sırıttı. Kafamı hemen arkama çevirdim. Gerçekten de aaron oradaydı ve kahvesini içiyordu. Aynı zamanda bize ters ters bakıyordu.
"Bana hâlâ paten borçlusun. Kör olan ben değilim ama ben sözümü tutum abimin yerini söyled-"
"Tamam max alıcam patenini şimdi abin ile konuşmama izin ver." nefes verdim. Max sallana sallana merdivenlere doğru yürüdü.
Aaron'un yanına gitmeye çekiniyordum. O günkü olaydan sonra onunla ilk defa konuşacaktım.
Ağır ağır ona doğru yürüdüm. Buraya yeni oturmuş olmalıydı. Çünkü onu görmemiştim. Tam oturduğu Sandalye'nin yanına dikildim.
Kafasını kaldırıp bana bakmadı."Tekrar ağzıma sıçmak için mi geldin?" kafamı yana eğdim. Suçlu ben miydim? Beni öperken pişman olan sendin.
Kolunu sıkıca tuttum. Sandalyesinden kaldırdım.