|keyifli okumalarrrr|
(medyaya eklememi istediğiniz bir karakter var mı??)
Elizabeth Dean
Matt. Çok özür dilerim lütfen piste gel. Antrenman yapmamız lazım.Elizabeth Dean
Beni görmezden gelemezsin. Ben senin arkadaşınım mattheo..Elizabeth Dean
Lütfen mesajlarıma bak artık."yüzsüz." telefonu kapattım.
Elizabeth dün geceden beri mesaj atıyordu. Ama onun mesajlarına bakmayı geçtim onun ismini bile duymak istemiyordum.
Saat 09.30'du antrenman zamanımız çoktan gelmiş geçiyordu. Ben Elizabeth'e bitti dedikçe o daha çok üsteliyordu. Bundan hoşlandığımı bildiği hâlde üstüme gidiyordu.
"alo."
"Mattheo neredesin? Gelmedin antrenmana." aynada saçımı düzeltirken telefonumu kulağım ile omuzum arasına koydum.
"Elizabeth bahsetmedi sanırım sana emma. Biz artık kaymayacağız. Kendine başka bir Koç ve başka bir partner bulsun." telefondan yüksek bir ses çıktı ama bunu takmayıp telefonu elime alıp kapattım.
Üzgün olmam mı gerekiyordu bilmiyordum ama ben çok mutluydum. Islıklarım arasında dans ediyor saçımı düzeltiyordum.
Merdivenlerden hızla indim.
Bugün piste koşarak gidecektim. Elizabeth ile antrenman yapmaya gitmiyordum. Kendim için gidiyordum. Bir partnerim olmayabilirdi ama bu tek yarışamayacağım ya da başka bir partner bulamayacağım anlamına gelmiyordu.
Kulağımdaki müziğin sesi çok fazlaydı. Yanımdan geçen arabaların bile sesini duymuyordum.
En sonunda piste yaklaştığım hissedince kulaklıklarımı çıkardım.
"Günaydın dostum!" kapıdaki güvenliğe selam vermiştim.
"Günaydın!" diye bir karşılık almıştım. Bu histen oldukça uzaktım. Artık bir buz pisti kadar soğuk olmayacaktım. Buna gerek yoktu. Düşüncelerimi istediğim gibi aktaracaktım. Zihnimde o düşünceyle boğuşmayacaktım.
"Günaydınlar!" elimde patenlerimle standa otururken herkese selam veriyordum.
"Günaydın?" sporcular bana kaşlarını çatmıştı ama ben onlara hafiften gülümsedim. Benim bu hallerime kimse alışkın değil gibiydi.
"Başına taş mı düştü ya da ilaç kullanmaya mı başladın?" kafamı kaldırdım.
"ha?" olivia görüş alanıma girdi.
"Olivia! Günaydın. Nasılsın?" Olivia'dan aynı tepkiyi almak çok güzeldi.
"Günaydın Matt! Düne göre çok garip gözüküyorsun. Ama bu haline bayıldım!" aaron'u arıyordu gözleri. Etrafına baktı ama kimse yoktu.
Onların antrenmanı biterken benimki yeni başlıyordu.
Aaron'u ya da eden'ı görmek hiç istemiyorudum eğer aaron'u görürsem zaten çoktan yumruğumu suratına geçirmiş olacaktım.Tekrar kulaklıklarımı taktım. Tam müziği açacağım sırada. Elizabeth yanıma oturdu. Onun oturduğunu biliyordum. Bu yüzden kafamı bile çevirmedim. Bu saatte piste olmaması gerekiyordu çünkü antrenman 1 saat önce bitmişti.
Müziği açtım. Ama çok fazla sesini açmadım. Elizabeth bir şey derse duymak istiyordum.
Bekledim.. Ama hiç bir şey demedi. Belki bir şey der diye beklemiştim ama demek ki buna cesareti yoktu.