Bölüm 20

155 14 27
                                    


Bacaklarım titriyordu, yeteneğimi kaybetmekten hep korkardım. Sadece yeteneğimi değil, çevremdekileri kaybetmekten de.. Sürekli 'keşke' demekten korkardım. Artık bunlardan korkmamam gerekiyordu. Hiç bir zaman bazı şeylerin pişmanlığını yaşamamak için sadece aklımı kullanarak içimden gelen her şeyi yapacaktım.

Aaron karşımda duruyordu ve ben sadece onun yaptığı şeyleri izliyordum.
Tabağını kenara bıraktı ve benimle sanki göz göze gelmek istemiyormuş gibi tam yanında duran kapının kilidini çevirdi.

"Sana 'bana o gözlerinle bakma mattheo' dediğimi hep biliyorsun." Kafasını kaldırmadı. Sandalyede otururken omuzlarımı dikleştirdim.

kaşlarımı kaldırıp konuşmasına izin verdim.

Konuşmaya devam etmedi.

"Konuşmanı bekleyemem Aaron. Gel buraya." Ayağa kalkıp, ellerimi yüzüne doğru hedef aldım. Aaron hiç şaşırmadan bana karşılık verdi.
Konuşmasını bekleyebilirdim ama kapılarla arası iyi olmayan aaron dream kapıyı kilitliyorsa, kesinlikle bir sebebi vardır diye düşündüm.

Ellerimi tişörtünün altına geçirdim, ardından tişörtünü çıkardım. Aaron yine beni öperken eğiliyordu ve artık bu durumdan rahatsız olduğunu biliyordum. Geri geri adımlar attım.

Ben geri geri adımlar atarken aaron elleri ile saçımı çekiştiriyordu. Geri dönüp aaron'un yatağın üzerine oturmasını sağladım. Bu sefer onu öperken eğilen bendim ama hiç rahatsız olduğumu iddia etmiyordum. Onu öpmek için her acıya katlanabilirdim.

Omuzlarımdan tutup beni aşağı doğru çekti. Kesik kesik nefesler alıyordu. Bazen durup ben de nefes almaya çalışıyordum ama nafile..

Bir eli ile karın kaslarımı okşuyordu. Bunu hep yapıyordu ama bu sefer farklıydı.. Bir elinin pantolonuma kaydığını hissedince hızlıca geriye çekildim. Elim ile yüzümü sıvazladım. Aaron'u inceledim bir süre.

Aaron'un parıldayan saçları terlemişti. Uzun uzun nefes aldım. Aaron geriye çekildiğim için şaşırmış gözüküyordu. Kafasını salladı.

"Mattheo ileri gitmek istemedim özür dilerim-" sözünü kesip onu omuzlarından ittirdim ve yatağına uzanmasını sağladım. Özür kelimesini duymak bile istemiyordum çünkü eğer Aaron'un sesini biraz daha duyarsam daha çok kaybedecektim kendimi.

"İleri gitmedin, ama sanırım ben izin almadan ileri gideceğim." bacaklarımla, bacaklarının üzerine doğru adımlar attım. Aaron her hareketimde derin derin nefesler alıyordu. Göğsü inip inip kalkıyordu.
Ellerimi ister istemez aaron'un vücudunda gezdiriyordum. O kadar profesyonel bir vücudu vardı ki dokunmadan edemiyordum. Dudaklarımı inip inip kalkan göğsüne bastırdım. Bunu yaptığım da aaron'un bir şeyler mırıldandığını duydum. Ona bakarken onun da bana baktığını gördüm.

"Gözlerin kahrolsun mattheo." Beni yukarı doğru çekip tek hamleyle üzerimde doğruldu.
"Her seferinde bana böyle bakarsan sonumuz hep böyle biter mattheo haberin olsun." Konuşacaktım ama buna izin vermeden beni öpmeye başladı. Yavaş yavaş boynuma doğru giderken sesimi dahi çıkaramıyordum. Ellerimi sırtına doğru hareketlendirirken aaron'un eli pantolonumun fermuarını açmıştı. Tıpkı benim gibi vücudumu öpmeye başlamıştı. Çıktığımız bu yolun geri dönüşü yoktu. Pişman olmamasını ve çekingen olmamasını dilemekten başka şansım yoktu.

Kollarım aaron'a artık yetişmiyordu. Yumruklarımla nevresimi çekiştirirken aaron'un sinsice sırıttığını gördüm. Elini tekrar karın kaslarıma doğru uzattı ve sanki durgun bir suya dokunuyormuş gibi dokundu.

Kısık ve oldukça çekici bir sesle,
"Yemek yemene rağmen sapasağlam duruyor kasların." Gözlerimi açtım, kafamı Aaron'a doğru uzattım. Aaron sırıtarak bana bakıyordu.
Hemen kafamı tekrar yastığa gömüp konuştum.

DREAM (bxb) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin