Mattheo bugün sade ve resmi giyinmişti. Aslında böyle giyinmek pek tarzı değildi ama önemli bir işi olduğu için böyle giyinmek zorunda kalmıştı.Nostaljik bir yere benzeyen bu binaya adımını attı. Alacağı tepkiden korkuyordu. Saygısızlık etmek istemiyordu.
Elindeki çiçeklere baktı ve kokladı. Ardından sağlam bir adım daha atıp kapıdan tam anlamıyla içeri girdi. Girdiği yer onu ürkütmüştü. Sanki bütün hayatı film şeridi gibi gözünün önünden geçmişti. Bu yer onu korkutuyordu ama aynı zamanda içinin kıpır kıpır olmasını sağlıyordu.
Yavaş yavaş yürüdüğü koridorlarda teker teker anıları vardı.. gülümsedi. Her şey hayal gibiydi sanki. Ona gerçek gelmiyordu bu olanlar. Yürümeye devam ederken durdu. Tanıdık bir ses kulaklarına dolmuştu. Arkasını dönmek istemedi. Onun yerine saçlarını düzeltip sesin ona gelmesini bekledi.
***
"Joyce bu dediklerinin hepsi suç. Bunu yapmasına gerçekten izin vermedin öyle değil mi?" Yeni yeni iyileşmeye başlayan joyce'un yanına gelmiştim. Aslında şimdiye kadar dimdik ayakta olması gerekiyordu ama hem psikolojik bir travması vardı hem de geçirdiği kaza yüzünden yaşadığı bedensel bir travması vardı.
"Mattheo, o zamanlar anlamıyordum. Senin gibi benide geçiştiriyorlardı. Amaçları sadece olimpiyatlar da az yarışmacı olması ya da kötü kayan yarışmacıların olması." Eden ve Elizabeth herkesten habersiz daha biz partnerken kaymaya başlamışlardı. Bunları Aslında evrakları görünce anlamıştım fakat joyce'un da bilip bilmediğini ve bana tanık olup dedikoduları bitirmemi sağlayacak birinin olduğunu öğrenmem lazımdı. Ve öğrendim. Elizabeth ve Eden başlı başına hile yapıp bizi kandırmıştı.
Olimpiyatlardan sonra Bunları basına söyleyecektim.
Aslında şimdide söyleyebilirdim ama onları yenip ardından böyle bir şok etkisi yaratmak daha akıllıca gelmişti.Joyce ile konuştuğum günden sonra antrenmanlarımıza daha çok asıldım.
Olivia'nın eski enerjisi yoktu ama yine de çabalıyordu. Dedikoduları hâlâ atlatamamıştı. Ne kadar artık onu konuşmasalar da atlatamamıştı.
"Hâlâ dedikodulara mi üzülüyorsun?" Figürleri yaparken aynı zamanda onunla konuştum.
"Evet mattheo. Benim yüzümden bunu yapmana gerek yoktu. Senin üzerine gelmeleri canımı acıtıyor." Onu kendime çevirdim. Aaron ne yaptığımı anlamaya çalıştı.
"Olivia ben buyum. Bu olmaktan vazgeçmeyeceğim. Eninde sonunda herkes öğrenecekti. Üzülme boşu boşuna." Olivia'nın gözleri doldu.
Kendini suçlu hissetmesine gerek yoktu.Aaron bunu yapmamam gerektiğini söylemişti ama yapmıştım Önümde engel olsun istemiyordum..
-Ne yani eşcinsel olduğunu mu açıklıyor şimdi?
-şaşırmadım.
-cesaret ister.
-Bu kim ya? Tanımamız mi gerekiyor bu patenciyi? Xoxo
-Ruh emici değil miydi bu? Ahahaah başka şeyleri emiyor demek ki xxx
Günlerdir sosyal medyada adım geçiyordu. Günlerdir diyorum ama, daha röportaja 3 gün önce katılmıştım. Bana bu süre çok uzun gelmişti. Tek bir açıklamayla adımı duyurmuştum. Bundan sonra da başarımla sesimi duyuracaktım. Olimpiyatlar bir nefes uzağımdaydı artık.
Olivia ne kadar suçluluk duygusu hissetsede buna değecekti.
![](https://img.wattpad.com/cover/344842472-288-k436740.jpg)