25' | Yeni Ekip.|

356 39 14
                                    

_________________________&____________________________

"Tanrı aşkına, kes artık!"

Namjoon, bütün yol boyunca ona laf yetiştirip duran Jin'e dayanamayarak bağırdığında tüm arabada olanlar irkilmişti.

"Çok kabasın!"

SeokJin geri kalmayarak ona yanıt verdiğinde ikisi tam yarım saattir yaptığı gibi yine atışmaya başlamışlardı. Bindirildikleri büyük arabada giderken Taehyung bu sesler yüzünden oflayarak kaşlarını çattı.

"Tekmeleyeceğim ikisini de artık."

Yoongi gülerek tepki verdiğinde Jungkook Taehyung'a bakarak kaşlarını çattı.

"Başın mı ağırdı?"

Taehyung ona bakmadan başını olumlu anlamda aşağı yukarı salladı. Jungkook bir an için endişe ile onu süzdükten sonra yaklaşıp saçlarına bir öpücük bıraktı.

"Kucağıma uzan sevgilim."

Taehyung ona bakarak gülümsedikten sonra Jungkook arkasına yaslandı. Arabanın zeminine değmeyen ayaklarını sallarken Taehyung onun baldırlarına başını koyarak üst bedenini koltuğun geri kalanına bıraktı. Şimdiden rahatlamışken gözlerini hâlâ kapalı tutuyordu.

"Namjoon, susun artık!"

Jungkook bağırdıktan sonra eğilip ufak parmakları ile Taehyung'un şakaklarına hafif bir masaj yapmaya başladı. Taehyung rahatladığı için mırıldanırken Yoongi kaşlarını çattı.

"İnlemesinden tahrik oluyorum ben."

Jungkook başını kaldırıp şokla ona bakarken Jimin de bir an dehşete düşmüş gibi ona bakıp koluna sertçe vurmuştu. Bunun için sızlanıp göz deviren Yoongi'ye kaşlarını çatarak bakarken Taehyung başını kaldırıp umursamaz bir gülüşle Jungkook'a baktı.

"Sende oluyor musun?"

Jungkook yanakları anında kızarırken kaşlarını çatarak yutkundu. İlgi odağını değiştirmeye çalışsa da her parmaklarını bastırıp masaj yaptığında Taehyung onun gözlerinin içine bakarak mırıldanıyordu.

"Taehyung, yapma.."

Devam ederse kendini tutamayacağını bildiği için ona bakarak konuştuğunda Taehyung güldü. Bu zevkli gülüşün hemen ardından gözlerini kapatıp geri kalan yol boyunca uyumuştu.

Nereye gittiklerini bilmiyorlardı, açıkçası artık bu umurlarında da değildi. Nasıl olsa başları beladan çıkmıyordu, en azından şimdi beraberce yolculuk ediyorlardı.

Jungkook Taehyung'un nefes alışverişinden tamamen uykuya saldırının anladığında gülümseyip geri yaslandı. Bu sırada Yoongi'de başını Jimin'in omuzuna yaslamış uyuyordu, açıkçası bu kadar uykucu birisinin şimdiye kadar uyanık kalıp sataşmasına şaşmışlardı.

"Nereye gidiyoruz?"

SeokJin ve Namjoon ikili uyuduğu için atışmayı bırakmıştı. Bu sırada Jimin'in sorduğu soru ile Jungkook iç çekip meraklı tavırlarla dışarıya baktı. Gözleri etrafta gezerken her seferinde öne baktığında, SeokJin'in ona baktığını görüyordu.

Arabayı sürerken ara sıra onu inceleyen bu çocuğun onunla ilgisi neydi?

Jungkook yutkunup gözlerini kaçırarak başını öne eğdi. Üzerinden kalkan bir yük vardı, tüm hayatını öğrenmenin verdiği rahatlık. Ancak gerçeklerinde veridiği bir ağırlık vardı teninde. Ne olduğunu anlayamamıştı ancak ağır hissediyordu, çok ağır hissediyordu. Bunun sebebi biraz da babası ve Taehyung'un babası olmalıydı.

HOLDİNG BREATH © taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin