______________________________________________________
Bir şeyi yanlış yaptığınızı bile bile yürür müydünüz o yolda?
Jungkook şimdi tam olarak o yollarda yürüyordu, derin ve kirli sularda geziyordu kalbi. Dünden sonra pek bir şey olmamıştı. Babası henüz şehir dışında olduğu için konuşmaya fırsat bulamamışken Jimin kavganin hemen sonrası müdür odasında kaldığı için onunla da konuşamamıştı.
Şimdi ise dalgın bir şekilde okula ilerliyordu, elleri bol pantolonunun cebinde iken ayaklarını yere sürterek ufak taşlara vuruyor, onları izlerken ofluyordu. Doğrusu aynaya dahi bakmadan çıkmıştı evden, gece midesi bulandığı için hâlâ yüzü bembeyazdı.
Tahtaya sürülen kendi zevk sıvıları, buna öğretmeninin dili sayesinde olan sıvılar demek daha doğruydu. Arkadaşı üzerine kalmıştı. Yaptığından dolaylı zihni bulanık ve karmaşalar içerisinde olan Jungkook dün olduğu kadar kararlı görünmüyordu.
Şimdi gerçekten de bildiği yanlışın peşinden koşabilecek miydi?
Taehyung gibi bir adam onun ancak düşlerinde olabiliyordu, onu hayal ederdi, arzulardı. Şimdi ise taşlar tamamen eline verilmişti. Ya hayallerini taşlara oturtacak, ya da taşlanı görmezden gelerek atacaktı elinden. Ancak hiçbir şey şu an avucunda olan taşlar kadar sıcak gelmiyordu gözüne. Hiçbir şeyi bu kadar istememişti.
Hatanızın devamını gelmesini ister misiniz? O tam
olarak bunu istiyordu, devam edecekti.Aniden kararlı gözlerle başını kaldırdıktan sonra büyük okuluna gelmiş olduğunu fark etti, iç çektikten sonra dudaklarını kıvırdı. Tarihten anlaşılacağı üzere bugün haftasonuydu, yani etüt öğrencileri hariç kimseye okul olmayacaktı. Onu buraya sürükleyen şey ise dün kaybettiği iddiasıydı.
"Kook?"
Gözü pencelerde gezerken duyduğu sesle başını eğerek tam karşısına çatık kaşlarla ve meraklı gözlerle bakındı.
"Yoonie?"
Yoongi güldükten sonra yanıma geldi. Sırtında
çantasıyla bu saatte apar topar okula gelen
arkadaşını inceledikten sonra bir elini cebinden
çıkarıp onun omuzuna attı."Grubunun bugün etütü yok, niçin geldin?"
Jungkook yutkundu, yanakları anında kızarırken
gözlerini yoongi üzerinde kısa bir an gezdirdi."Ben cezalıyım, dün geç geldiğim için Bay Kim bugün etiite gelmemi söyledi."
Yoongi kaşlarını çattıktan sonra Jungkook'u kendi yanında sürükleyerek ağır adımlarla içeri ilerlemeye başladı.
"Bay Kim hafta sonu ders vermiyor?
Jungkook lusa bir an düşünmeden atıp tuttuğu yalan yüzünden oflayarak başını salladı belli belirsiz hamlelerle.
"Bana sınav için ders verecekmiş."
Onun konuşması sonrası kahkahayı basan Yoongi kapıdan Jungkook'ta girdikten sonra kapıyı kapatıp merdivenlere ilerledi. İkişer üçer çıkarken arkasına dönüp ağır adımlarla çıkan çocuğa baktı.
"Yandın desene, canını çıkaracak soru çözmekten."
Kahkaha atan Jungkook bagını yeniden sallarken içinden an bir düşünce geçmişti, çözmesi gereken şeyler olduğu doğruydu arkadaşının bilmediği şey, bunlar Bay Kim'in soruları değil, gömleğinin düğmeleri ve kravat olacaktı.
Bu düşünce içinin aniden kıpır kıpır olmasına sebep olurken omuzlarını hareketlendirip son basamakları Taehyung'a yetişmek istercesine hızlıca çıkarak kendisini üst kata attı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HOLDİNG BREATH © taekook
Novela JuvenilKim Taehyung, sen benden annenin intikamını aldın. Ensest değildir. Yaş farkı, semetae-ukekook, öğretmen-öğrenci, açık ve ağır cinsellik sahnelerine dayanır. Bu bilgilere dikkat ederek okuyunuz lütfen.