___________________________&__________________________
Sayılı günler geçer, başa gelmiş dert çekilir.
Peki bu acının sayısı neydi, derdi neydi bu acının? en önemlisi çekilecek bir acımıydı bu? Jungkook, sadece aşık olmuştu. Onu geçmişine götürecek kadar aciz bir aşka düşmüştü.
Ama, her şeye rağmen düşündüğünde tüm yaşadıklarına değiyordu. Hepsi Taehyung'un bakışları için bile değiyordu. Yeniden olsa, yeniden yaşayacaktı bunları, yeniden girecekti bu yola.
"Gördün mü sevgilim?"
Delirmişti, evet kelimenin tek anlamıyla delirmişti Jungkook. Burada kalmanın verdiği psikoloji onu delirtiyordu.
O, artık her yerde Taehyung'u görüyordu..
Bay Kim duvarı izleyerek konuşan çocuğu gördüğünde yutkundu. Gözleri ara sıra yere düşen bıçağa kayarken çok olmasa da kesilen boynuna elini bastırdı.
"Sana karışmaması için onu korkuttum."
Taehyung, o yoktu. Jungkook bomboş bir duvarla konuşuyordu. Daha önemlisi, Bay Kim'i gözünü bile kırpmadan yaralamış, kesmişti boğazını. Titriyordu, ellerinde hafifçe olan kanla duvarın önüne çökmüş, gördüğü hâlisülasyon ile konuşuyordu.
"Jungkook.."
Bay Kim titreyen çocuğun yanına yaklaştı. Eğer Jungkook'un gözü dönüp titremeye başlamasaydı, gerçekten onun boğazını tamamen kesip öldürecekti onu. Adam ne yaptığının farkına henüz varıyordu. İntikam almak için girdiği oyunda Jungook'un aklıyla oynamıştı.
"Beni dinle."
Jungkook'un başı öne eğikti. Bedeni hâlâ titriyorken gözleri ellerine bulaşmış kanda geziyordu.
Her bakışında aklına ameliyat odasından çıkan Taehyung geliyordu, kaza geçiren yaralı sevgilisini o hâlde görmesi gözlerinin önüne geliyordu.
"Öldürecek misin onu?"
Jungkook başını kaldırıp yanında olan adam'a döndü. Bakışlarında bile bir ürkütücülük bulunuyordu. Onu izleyen Bay Kim tepki vermedi. Yerinden kalkmak için hamle yaptığı an Jungkook kalkıp onun yakalarından tuttu.
"Yanıt ver bana!"
Bay Kim ona bakarken Jungkook'un kollarından tutup onu ittirmişti. Yemek yemediği için iyice zayıflayan ve güçsüz düşen çocuk bu hamle yüzünden sendeleyip yere düşmüştü.
Düştükten hemen sonra ağlamaya başlamıştı. Hıçkırarak ağlarken Bay Kim ona bakmadan odadan çıktı. Buna daha da öfkelenen Jungkook kalkıp kapıya koşsa da yetişememişti.
"Kahretsin! Sikeyim seni! Bana yanıt ver aşağılık!"
Küfürler ederek bağırırken ağlaması da şiddetlenmişti. Adam'ın kanına bulanan elleriyle kapıya yumruklar atıyordu. Elinin incinmesi umurunda bile değildi. Artık kahrolası odadan çıkmak istiyordu. Taehyung olmadan nefes bile alamıyordu.
Ancak başarısız olmuştu, tüm bağırış, ağlama ve yumruklamalara rağmen hiçbir yanıt almayınca hıçkırıkları arasında yere düşmüştü. Sırtını kapıya yaslayıp ağlarken gözlerini kapattı.
"Taehyung.. Kurtar beni.."
Jungkook girdiği cehennemden kalan akıl sağlığını korumaya çalışırken Bay Kim çıktıktan sonra çalışanı ona endişeli bir ifade ile baktı.
"Bayım, yaralısınız."
Bay Kim başını olumlu anlamda salladı. Kulağına dolan küfür ve çığlıklarla soğuk bir buzdolabı gibi tepki vermeden dinledikten sonra iç çekerek odasına doğru döndü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HOLDİNG BREATH © taekook
Novela JuvenilKim Taehyung, sen benden annenin intikamını aldın. Ensest değildir. Yaş farkı, semetae-ukekook, öğretmen-öğrenci, açık ve ağır cinsellik sahnelerine dayanır. Bu bilgilere dikkat ederek okuyunuz lütfen.