__________________________&__________________________
Acı, ne de utanç verici bir kavramdı gözlerimizde.
acı çeken güçsüzdü, acı çeken ve ağlayan aptal ve hassastı öyle değil mi? Bu değişmeyecek bir gerçekti insanlığımızın gözünde.
Tıpkı Jungkook'un şu an yaptığı gibi.
Sayamamıştı saniyeleri ve dakikaları. Evden apar topar çıkarak onun evine gitmişlerdi ancak o algılayamamıştı hiçbir şeyi. Aklı o kadar karmaşıktı ki, sadece kendisini arabadan dışarı attığı an gördüğü cayır cayır yanan ev ile çığlık atmış, kalabalığı iterek koşmaya çalışmıştı.
"Hayır, hayır olamaz!"
Önüne çıkan insanları yok sayarak ulaşmaya çalıştı eve. Çığlıkları aklını kaybetmek isteyeceği bir boyutta kendi kulaklarına. Yoongi onu tutmaya çalışırken ısrarla kollarından çıkarak koşup kendisini atmaya çalıştı.
"Sevgilim içeride!"
Ağlayarak yalvarırken çoktan gözden kaybolan Namjoon'un nereye gittiğini bile düşünememişti. Sadece ağlayarak izledi olanları, algılamaya çalıştı ancak başaramadı. Yanaklarına akan göz yaşları ile kendini hırpalayarak içeri girmeye çalışmaya devam etti.
"Ev boştu."
O an kulağına gelen sesle arkasına döndü. Gözleri şokla büyürken Yoongi ile konuşan adama baktı.
"Arabası burada göremiyor musun sen?!"
Bağırıp adamın üzerine yürümüş yakasından tutup zorla arabaya döndürmüştü. Ağlayarak adamı iteklerken gözleri Taehyung'un arabasında kaldı.
"Yapma Jungkook!"
Yoongi ve Jimin onu durdurmayı denerken adam biraz geri çekilip ağlayan Jungkook'a baktı.
"Bayım ev boştu, kimse yoktu içeride."
Jungkook ellerini saçlarına atıp başını ağırtabilecek şekilde çekerken başını hızlıca sallamaya başlamıştı. Eve girmeyi çalışmayı bırakıp Yoongi'den kurtulduğu an evin arka tarafına çekilen arabanın yanına koştu.
"Taehyung!"
Belki de dumandan etkilenip dışarıda bir yerde bayılmıştı. Olamaz mıydı?
Jungkook tüm ihtimalleri düşünerek etrafı ararken Yoongi kalabalığın içerisinde onu aramaya çalıştı. Bu sırada Taehyung başına dayalı silahla beraber evin biraz önünde onu ağlayıp bağırarak arayan Jungkook'a bakıp ellerini yumruk yaptı.
"Kısas Taehyung, oğluma yapılanın bir kısas'ı."
Duyduğu kalın sesle sinirle yutkundu. Öfkesinden değil, korktuğundan değil, sadece yapacağı ters bir hareket Jungkook'a patlayacağı için öylece onu izliyordu.
"Oğlun olduğu şimdi mi aklına geldi?"
Jungkook'un babası gülerek geriye yaslandıktan sonra önde oturan Taehyung'a aynadan bakıp gergin bir ifade ile gözlerini onun üzerinde gezdirdi.
"İkinizin önüne atladığımda da bir oğlum vardı Kim. Lakin senin babanın yoktu ki düşünmeden sizi kurşunlattı."
Taehyung sıktığı dişleri ile ellerini uyuşana dek yumruk yapıp gözlerini bir an kapatıp açtı. Yeniden açtığı gözlerini Jungkook'un üzerinde gezdirirken sinirlice ancak kalın ve fısıltılı bir sesle girdi söze.
"Emin ol ki onun her göz yaşı için bir babamı, bir de seni bıçaklayacağım."
Adam yeniden umursamaz bir keyif ile gülerek dışarıya baktı. Hemen ardından toparlanarak kapıya yöneldiğinde Taehyung hızla arkasına döndü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HOLDİNG BREATH © taekook
Teen FictionKim Taehyung, sen benden annenin intikamını aldın. Ensest değildir. Yaş farkı, semetae-ukekook, öğretmen-öğrenci, açık ve ağır cinsellik sahnelerine dayanır. Bu bilgilere dikkat ederek okuyunuz lütfen.