0.4

736 40 263
                                    

Selam bebeklerim!
Nasılsınız, iyi misiniz?
Umarım iyisinizdir
Sizi çok ama çok seviyorum muah!
Hadi iyi okumalar, bol yorumlar.

***

Ceylan Koç

Tüm sahadaki topları, söylene söylene söve söve toplamıştım. Şimdi ise Mert hocanın odasında, o masasında kurulmuş telefonuyla oynarken formaları katlıyordum.

"Hayvanlar mı kullanmış bunları? Bu ne ya!" diyerek sızlandım, öfkeyle karışık. Tüm formalar bu kısma, ters çıkarılıp atılmıştı. Mert hoca başını bana doğru yana yatırarak çevirdiğinde yüzünde, oldukça memnun bir ifade vardı.

"Kısmen."

"Mert hocam, biz şimdi yemeğe gidiyoruz. Yemek dönüşü maç yapar mıyız?" İçeri giren Barış, Apo, İcardi ve Zaniolo ile bakışlarım onlara döndü.

Muhtemelen şu an cıvkım çıkmış gibi gözüküyordum. Ayrıca baş ağrısı da beni artık ağlatacak raddeye getirmişti. "Bak, iyi hayvanlar da lafın üzerine gelirmiş." diyip çocukları gösterdi, buna istemsiz gülmüştüm.

Fakat dakikalardır toplarla, formalarla uğraştığım için, ani bir sinirle, elimdeki formayı avuçlarımın arasında sıkarak "Aldığınız formaları bir daha böyle buruşturup atarsanız, yemin ederim bunları buruşturur buruşturur-"

Mert hocanın gür kahkahası sözümü kesmişti. Barış "Hocam? Naptınız kıza. Daha ilk günden bune." diyerek beni gösterdi. "Kız hem bitmiş, hem sinir küpüne dönmüş." Apo'nun söylediğiyle elimle saçlarımı düzelttim, ayıp oluyo beyler.

"Hani sizin pozitif ayrımcılık hocam?"

"Barışcım? Bilirsin, ayrımcılığı sevmem. Hem pozitif ayrımcılık dediğin, çubuklu forma severlere yapılır, Psg'cilere değil." dediğinde dudaklarım aralandı.

Bizimkiler bolca kahkaha atmışlardı, "Hocam kız fanatik Fenerbahçeli, ne Psg'si!" diyen Barış, sabır çekmeme sebep oldu. "Ay bağırmayın nolur, başım çatlıyor saatlerdir." diyip elimdeki formayı masaya koyarak şakaklarımı ovdum.

"Sen Fenerbahçeli miydin?" dedi bakışlarını bana çevirerek. Göz devirip, başımı usul usul salladım. Bir yandan da başımı ovuşturuyordum."Sormadınız ki hocam. Psg severim tamam, forması da süper. Ama asıl takımım Fenerbahçe?"

Şaşırmış gözüküyordu, fakat yüz ifadesini hemen toparlayıp her zamanki tavrıyla konuştu.

"Yine de, ben bir şey yapmadım ki? İllaki bir asistana ihtiyacım olacaktı değil mi?"

Bizimkiler gülmüşlerdi, "Gülmeyin be gülmeyin. Ölücem şimdi yorgunluktan da baş ağrısından da!" Barış'ın kaşları çatıldı ve yanıma doğru gelip kalan formaları katlamamda yardım etmeye başladı.

"Noldu başına? Yanımızdayken de ağrıyordu sanki?"

Mert hocanın laf etmesinden şüphelensem de bir şey dememişti. Diğerleri ise hocayla birkaç saat sonrası için anlaşıp yemeğe gitmişlerdi.

"Migrenim tuttu ya, başımda şimşekler çakıyor. Bir an önce işleri bitirip, soyunma odalarına falan bakıcam kızların. Tamam olursa da duş alır odama çıkarım, dinlenmem lazım."

"Yemek yemicek misin?"

"Baş ağrısı açlıktan ağır basıyor, inan çok kötü."

"Tamam tamam, bitirelim hemen şunları o zaman."

Onu başımla onayladığımda, içten içe teşekkür ettim karşımdaki çocuğa.

"Barış sen git, son bir kaç şey kaldı zaten. Onları da halledip yollıcam Ceylan'ı. Yemek ye, antrenmana güçsüz gelme. Sonra kazma kazma, atamıyorsun gol falan."

Nedenini Sorma, Mert HakanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin