26.Bölüm:Arda Ve Elif'in Devri.

79 68 15
                                    

Selam Davetsiz Misafir'lerim^^

Finale son 3 bölüm kaldı. Ne kadar ayrılmak istemesem de her hikayenin bir bitişi oluyor. Yukarıdaki müziği açmayı unutmayın, iyi okumalar!

 Yukarıdaki müziği açmayı unutmayın, iyi okumalar!

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

26.Bölüm: Arda Ve Elif'in Devri.

*Dünya dönüyor, ama bizim etrafımızda.*

Ne kadar istemesem de artık doğup, büyüdüğüm, aşık olduğum şehirden ayrılmıştım. Arda'yla, belki ben uçağa bindikten sonra birbirimize son bir defa baktık. Şu an ne yapıyordu bilmiyordum, ne hissediyordu bilmiyordum. Artık ben ailemle ilgili hiçbir şey bilmiyorum. Tek bildiğim onları çok özleyeceğimdi. 11 saatten sonra uçaktan inmiştim. Türkiye'den, İngiltere'ye gelmek çok garipti ve çok korkunçtu. Saati, insanları bilmemek benim tarafımdan çok korkunçtu.

Valizimi alıp uçaktan indikten sonra birbirine sarılan çifti, öpüşenleri gördükçe hâlâ çok hüzünleniyordum. Beni bekleyen ise bir şoför vardı; ailem değildi.

Burada kaç ay, kaç yıl kalacağımı bilmiyorum ama umarım hemen hastalığım geçer. Kendim için demiyorum; ailem için iyileşmek zorundayım.

Uçağın merdivenlerinden indikten sonra yanıma benden sadece birkaç yaş büyük olan, siyah takım elbiseli bir adam geldi.

"Elif Yıldız mısınız?" diye sordu adam bana doğru gelerek.

"Evet, benim." dedim. Adam gülümseyerek bana kapıyı açtı, daha sonra da valizlerimi bagaja koydu. Şoföre gideceğim yeri söyleme gibi bir şeyim yoktu; çünkü nereye gideceğimi biliyordu.

Şoför beni hastaneye götürdükten sonra beni kapımı açmıştı. Şoför benim için kapıyı açtıktan sonra teşekkür edip arabadan indim. Derin bir iç çektikten sonra etrafıma bakındım. Burası hastane değil de saraydı sanki. Hiçte hastaneye benzer bir tarafı yoktu. Hasta olan insanların birçoğu bahçede arkadaşlarıyla çay, kahve içiyor veya dolaşıyorlardı.

Yanıma gülerek genç bir kadın hemşire gelerek bana, "Merhaba, efendim. Elif Yıldız'sınız değil mi?" diye sordu.

"Evet, benim." dedim yapmacık gülümsemeyle.

"Hoş geldiniz efendim, buyurun." Ya çok hoş geldim.

"Teşekkür ederim." Kadın önden bende arkadan kadının gittiği yerlere gidiyordum. En sonunda kadın bir odanın önünde durduğunda bu odanın benim odam olduğunu anladım.

"Burası sizin odanız efendim. No 17 masanızın üzerindeki kağıtta her birimizin telefon numarası kayıtlı ne zaman bir şeye ihtiyacınız olursa oradan bizi arayabilirsiniz." dedi kadın gülümseyerek.

"Çok teşekkür ederim." dedim.

Kadın gülümseyerek arkasını dönüp gideceğini sırada, "Size bir şey sorabilir miyim?" diyerek sorumla birlikte kadında durdu.

DAVETSİZ MİSAFİRHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin