24.Bölüm:Elif'in Satırları.

98 71 5
                                    

Selam canımın içleri bugün yeni bir bölümle karşınızdayım, yukarıdaki bölüm müziğini açmayı unutmayın. İyi okumalar!

24.Bölüm: Elif'in Satırları.
*İştahı kesen iki duygu vardır: keder ve aşk.*
Alexandre Dumas

Artık "biz" diye bir şey vardı. Dışarıdaki milyarca insanlar bizim ne konuştuğu dil başka, ama biz konuştuğumuz dili biliyorduk. Bize özel kelimeler, bize özel cümleler oluştu.

Artık bizdik.

Sadece biz.

"Tam burada..." dedim durduğum yerden ayağımı vurarak. "Tam burada, benim yeniden doğuşumdu..."

"Tam burada, senin yeniden doğuşunu izlediğim ve unutamadığım yerdi Elif Yıldız."

Gülümseyerek ona sarılıp, beraber merdivenlerden çıktık. Arda'nın evinin önüne geldiğimde ondan ayrıldım.

"İyi geceler Çocuk Doktoru." dedim.

"İyi geceler Yazar Elif." dedi gülümseyerek.

Ona son bir bakış attıktan sonra bir önüme, bir de Arda'ya bakarak sonunda evimin kapısına gelebilmiştim. Anahtarla kendi kapımı açtıktan sonra, kapımın hemen yanında duran lamba tuşunu açtım.

"Elif Yıldız, sen nerelere geldin be kızım." dedim inanamayarak.

Bu zamanıma kadar erkek düşmanı olan ben bir Çocuk Doktoruna tutuldum. Bu da hayatımdaki tek şansım, tek fırsatımdı.

Önceden de dediğim gibi hayat önümüze koyulmuş bir fırsattır, bizim değerlendirmemizi bekler. Gerçekten hayat bizim, bize gelen fırsatı değerlendirmemizi bekliyormuş.

Hala neler yaşadığımı idrak edemiyordum. Her şey sanki bir rüyaymış ve sonunda uyanacakmışım gibi hissediyordum.

Tüm bu sorularımı bir kenara attıktan sonra sıcak bir duşa girip, üzerime pijama giyip ince giyindim. Sonra sabah kalktığımda büzülüp duruyorum!

Saate baktığım da saat daha 18.25'di. Ben, duşumu alıp, yatağıma oturmuş telefonuma bakarken Arda'nın ablası Canan abla bana mesaj yazmıştı. Telefonumdaki mesaj bildirimini şaşkınlıkla açtıktan sonra kaşlarım çatılı bir şekilde okumaya başladım.

"Elif, merhaba. Canan ben, Arda'nın ablası. Eğer müsaitsen seninle atacağım konumda konuşabilir miyiz?"

Neden bunu yazmıştı ki bana?

Önemli bir şey mi vardı?

Birine bir şey mi olmuştu?

Ardından, "Ama kimseye söyleme," diye yazdı.

Mesajı yazdıktan hemen sonra arkasından da gideceğim yerin konumu gelmişti. Üzerime sade bir şeyler giydikten sonra evden çıkmıştım. Arda'nın evinin kapısına geldiğim de Arda ve annesine görünmeden apartmandan çıkmaya çalışırken birden Arda'nın kapısı açıldı ama evden çıkan Arda değil, annesi Asuman ablaydı. Elinde çöp poşeti vardı. Beni görünce olduğu yerde duraksadı.

"Elif? İşe mi gidiyorsun kızım?" diye sordu Asuman abla gülümseyerek.

"Yok, Asuman ablacığım. Ben..." dedim ama devamını getiremediğim cümlede kalmıştım.

"Sen?" diye devam ettirdi Asuman abla bana yardım etmeye çalışarak.

"Ben..." dedim, "Üniversitedeki arkadaşlarımla buluşmaya gidiyorum."

Asuman abla üstüme başıma baktıktan sonra her şey daha da karmakarış olmuştu. Yani, Elif. Üzerinde sadece siyah eşofman ve beyaz, askılı atlet var!

DAVETSİZ MİSAFİRHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin