29.Bölüm: Masal. (Final)

120 66 19
                                    

Merhaba sevgili sevgililerim, sevgili Davetsiz Misafir sakinleri:)

Bugün belki de buradan son kez yazıyorum, şimdi içimi dökmeyeceğim, bölüm sonunda dökeceğim. Yukarıdaki müzik benim Arda ve Elif'i yazarken en çok dinlediğim şarkılardan bir tanesi:)

Bölüm isminin "Masal" olduğunu görünce ne hissettiniz yorumlara yazmayı unutmayın. Bölümü okurken müziği açmayı unutmayın ve mümkünse bölümü loş ışıkta okumanızı tavsiye ederim:) İyi okumalar!

 Bölümü okurken müziği açmayı unutmayın ve mümkünse bölümü loş ışıkta okumanızı tavsiye ederim:) İyi okumalar!

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

30.Bölüm: Masal. (Final)

*Seni tanıdığım ilk günden beri zaten bana dünyanın en güzel hediyesi verildi.*

(AYLAR SONRA)

(Final)

"Anne, anne, anne"

Sesim onu sayıklarken bedenimi kendi kollarımda sardım. Hava soğuk ve yağmurluydu, ben ise birbirine dönük iki sandalyenin üzerinde tek başıma uyuyordum. Islanıyor, üşüyor ama ağlamıyordum.

Yalnızca sayıklıyordum... Onu sayıklıyordum.

"Anne, anne, anne." dedim bir kez daha acılar içinde.

"Beni bırakma anne." diye acıyla yalvardım ona.

Sonra bir çift sıcak kol beni sarmaladı, sanki onun kollarının arasında minnacık kalmıştım. Saçlarımı okşuyor ve öpüyordu. Gözlerimi her zaman açık griye kaçam bir duvardaki, birlikte çekildiğimiz tablolu fotoğrafta açtım. Arda yine beni sekiz yaşındaki o Elif Yıldız'dan kurtarmıştı.

"Elif... sevgilim. İyi misin?" diye sordu bana sımsıkı sarılarak.

"Evet." diye mırıldandım yorgun bir sesle.

"Yine mi kabus gördün?" diye sordu bir kez daha.

"Yine onu gördüm Arda. Ne beni ne de çocuklğumu bırakıyor. Yıllar sonra rüyalarıma yine girdi." dedim.

Başını aşağıya indirip dudaklarını alnıma değdirdi. Sonra beni kollarının arasına alıp sıkıca bastırdı. Burası güvenliydi, güvendeydim. Burası sığınacağım tek limandı. Belli ki çocukluğum peşimi asla bırakmıyordu, unutmamamı, yaşadığım her acıyı tekrardan hatırlamamı istiyordu.

Tüm bu hatıraları aşmışken, neden aylar sonra bir daha geldi ki?

"Saat kaç?" diye sordum zar zor.

"Yediyi yeni geçti..." dedi Arda.

"Beni neden uyandırmadın? Birazdan hastaneye gitmen lazım, kahvaltı hazırlamadım." dedim telaşla Arda'nın göğsünden kalkarak.

"Merak etme, ben yaptım kahvaltımı. Ayrıca sen yorgun mu görünüyorsun?" diye sordu gözlerini kısarak.

"Bilmiyorum," diye cevap verdim yorgunlukla.

DAVETSİZ MİSAFİRHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin