19.Bölüm: Dünyanın En Güzel Kızı.

106 77 6
                                    

Selam Davetsiz Misafirler'im<3

Finale adım adım yaklaşıyoruz. Bu yolculukta yanımda olduğunuz için çok teşekkür ederim. Sizleri çok seviyorum. Şimdi okumaya geçebilirsiniz, iyi okumalar!

 Şimdi okumaya geçebilirsiniz, iyi okumalar!

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


19.Bölüm: Dünyanın En Güzel Kızı.
*Hem kalpsiz hem kalp hırsızı.*

"Nasıl?" diye sordu şaşkınlık ve hayal kırıklığı içinde Arda.

"Evet, evet şaka yaptım..." dedim telaşla. Arda herhâlde bu olaydan sonra yüzüme bakmayacak.

"Anlamadım?" dedi Arda.

"Sinem! Sinem... Gel de tabak... Tabağı koyalım..." dedim telaşla. Sinem hızla sandalyesinden kalkıp kolumdan sıkıca tutup mutfağa gittik. Sinem beni mutfağa atarak kapıyı sertçe kapattı.

"Elif, sen ne yapıyorsun?(!)" dedi Sinem sinirle.

"Bilmiyorum... Sinem kafayı yiyeceğim... Bilmiyorum..." dedim ağlamaklı yüz suratıyla.

"Kızım, sen seviyorum demedin mi?"

"Dedim, dedim ama..." dedim devamını getiremedim.

"Ama?"

"Ama ben Arda'dan gelecek cevabı ve babamın söyleyeceği şeyden çok korkuyorum..." dedim hüzünle.

"Elif, okulunu bitirmişsin, işini yapıyorsun. Haluk Amca neden kızsın?"

"Bilmiyorum Sinem..." Sinem'e söz ettirmeden mutfak dolabından bir tabak ve kaşık çatal çıkardım.

"Hadi, gidelim."

"Peki, bundan sonra Arda senin yüzüne bakmazsa?"

"Sinem bilmiyorum..." Korkarak kapıyı açtım. İçeriye girip hızlıca Masaya Arda için bir tabak daha koydum.

"A-Arda hadi." dedim. Arda kızgınlıkla oturduğu koltuktan kalktı.

"Siz, yemeğinizi yiyin. Afiyet olsun!" dedi sertçe.

"Arda bir dak..." Arda beni dinlemeden kapıyı sertçe vurup gitti. Arkasından sadece bakakaldım.

Yavaşça babama döndüğüm de babam bile bana hayal kırıklığı için de baktı. Babam da haklıydı hiçbir zaman insanların kalbini kırmayan Elif Yıldız, birisinin duygularıyla oynamıştı.

"Baba..." dedim sağ gözümden yaş akarak.

"Elif... Arda'ya çok yazık oldu..." dedi babam hayal kırıklığı içinde.

"Onun acilen gönlünü alman lazım... Tabii nasıl alabileceksen..." dedi Sinem. Arda'nın oturduğu koltuğa baktığım da onun için yaptırdığım kalpli yastığı bile burada bırakmıştı. Kimseye tek bir kelime etmeden kapıyı sertçe açıp gittim. Arabaya binmeden hızlı ve büyük adımlarla nereye gittiğimi bile bilmeden öylece yola devam ediyordum. En sonunda kendimi dükkânın önünde buldum. Her üzüldüğüm de, kırıldığım da kitap yazardım. Ve bu sefer de öyle oldu beynim beni kitap yazmaya davet ediyordu ama hiç o kapasite de değildim. Dükkânın yakınlarında bir park vardı oraya gittim. Çocuklar oyun oynarken boş bulduğum bir banka oturdum.

DAVETSİZ MİSAFİRHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin