Selam davetsiz misafirlerim, nasılsınız?
Bölüme geçmeden önce bu bölümü saat kaçta ve hangi gün okuyorsunuz yorumlara yazmanızı istiyorum. Çok merak ediyorum. İyi okumalar^^^
4.Bölüm:Son Veda.
*Bu da küçük bir son vedası.*Sinem ile ikimiz benim yatağımda yattık. Aşağıdaki gürültüden dolayı ikimizde uyanmıştık.
Sinem gözündeki uyku bandını çıkararak, "Elif ne oluyor? Ne bu ses?" dedi.
"Bilmiyorum Sinem. Burada beş dakika bekle geliyorum." Yataktan doğruldum ve sabahlığımı giyip salona gittim. Ses Arda'nın evinden geliyordu. Evden çıktım ve Arda'nın evine gittim.
"At koçum! Hadi koçum!" diye bağırıyordu Arda ve yanında Ceyhun'un sesi de vardı. Uyku sersemliğiyle zili çaldım.
"Dikkatli bak Ceyhun, kaçırma. Ben kapıya bakıp geliyorum!" diye sesler geliyordu ve kapı açıldı. Gözlerim direk içeriye kaydı. Çekirdek kabukları yerlerde sürünüyor, dökülmüş çaylar, çerezlerin kabukları evi yerle bir ediyordu.
"Günaydın Elif bir şey mi oldu?" dedi Arda şaşkınlıkla.
"Evet bir şey oldu Arda. Saat daha sabahın sekizi sesiniz yukarıya kadara geliyor. Biraz daha sessiz olursunuz diye bekledim ama olmadınız!" Uyku sersemiyle ne dediğimi bilmiyordum.
"Tamam, Elif kusura bakmayın."
"Bir daha olmasın lütfen!" Beynim kendini benim emirlerim altında değildi. Beynim beni kendisi yönetiyordu. Kapının kolunu aldım ve sertçe kapattım. Sinirle merdivenlerden çıktım.
Girdiğim de Sinem koltukta beni bekliyordu ben gelince yavaşça yerinden doğruldu.
"Ne oldu Elif, niye sesler gelip duruyormuş?" Gözlerimi ovaladım.
"Klasik erkekler işte maç izliyorlarmış."
"Şöyle erkeklerin ağzına sı-" dediğinde işaret parmağımla sus dedim.
"Geri yatalım diyeceğim ama ben saat on da yayınevine gitmem gerekecek. Sen uyu kahvaltını et sonra yayınevine gelirsin."
"Yok, canım benim de zaten uykum kaçtı kahvaltı edip gideriz."
"Tamam o zaman, ben duşa gireyim sonra kahvaltı ederiz."
"Tamam hayatım." Sinem gülerek baktığı sırada bende aynı şekilde ona gülerek baktım. Banyoya girdim ve birkaç saniye banyodaki aynada kendi kurumuş cildime baktım. Ardından sımsıcak bir duşa girdim. Mayıs ayında olmamıza rağmen hava çok soğuktu. Duşta bir yarım saat durduktan sonra çıktım, salona gitmeden önce lavabomda duran cilt bakım ürünlerinden yüzüme sürdüm. Sonra da mutfağa gittim. Yüzümde kâğıt maske vardı.
Mutfağa gittiğim de Sinem kahvaltı hazırlıyordu. Masada duran salatalıktan bir tane aldım ve ağzıma attım.
"Ellerine sağlık ama keşke ben yapsaydım."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DAVETSİZ MİSAFİR
Novela JuvenilElif küçükken annesini bir trafik kazasında kaybeden genç bir kızdır. Takma ismi 'İyilik Meleği' dir. Elif, bir gün eski evine gitmek ister. Annesiyle o evde bir sürü anıları vardır. Orada durup yeni bir hayat ve yeni bir çevre kurmak ister. Ama tab...