13. Umut

29 5 1
                                    

Jungkook arkaya doğru gittiğinde Taehyung ona izin vermemiş çoktan sağ elini Jungkook'un beline sarmıştı.
Jungkook'u sıcak bastığında Taehyung'a odaklanamıyor ve gözlerini kaçırıyordu.

"Lütfen ç-çekilin Bay Kim." Elini Taehyung'un göğsüne doğru getirip onu itmeye çalıştığında başarısız olmuştu. Her konuda başarılı olacak diye bir şey de yoktu değil mi? Taehyung diğer kolunu da Jungkook'un ince beline dolayıp kasıklarını birleştirdi.

"Ama ben şu anda seni ağlatmak istiyorum Jungkook?" Sahte bir hüzünle dudaklarını büzdüğünde Jungkook ona göz devirdi. Ellerim göğsünün arasında sıkışıp kalmıştı. "Benim odama mı, yoksa sınıflardan birine mi geçelim?" Bu sözlerine asla tatmin olmayan Jungkook uzaklaşa bildiği kadar uzaklaşıyordu ondan. Hani ilk gün onu gördüğünde "Oha!" demişti ya, o sözü geri alıyordu. Yakışıklı olduğu kadar ukalaydı da.

"Bırak beni yoksa bağırırım!" Dişlerinin arasından konuşup gözlerini kısmış ve onun gözlerine bakmaya çalışmıştı.

"Bağırırsan ne fayda? Hiç kimse duymaz ki seni?"

"Benim bağırmamın kuvvetini görmemişsiniz siz!"

"Hmm, öyle mi? Altımdayken de deli gibi inleyip bağıra bilir misin peki?"
Eliyle Jungkook'un poposunu sıktığında Jungkook korkmuş ve gözleri dolmuştu.
"Sizin şu an yaptığınız tecavüze giriyor! Bırakın lütfen eve gitmek istiyorum." Jungkook çok duygusal biri olduğu için çoğu zaman her kesi ağlayarak ikna ediyordu. Bu yöntem bazenleri iyi bir oyunculuk yeteneği de istiyordu.

Taehyung'un kolları altında çırpınarak ağlayan çocuk koşup annesine babasına sarılmak istiyordu, çünkü küçük Jungkook çok korkuyordu. Taehyung yaptığı küçük çaplı rolden çıkıp büyük bir kahakaha patlattı. Jungkook onu gözleri dolu izlerken Taehyung ciddileşti ve kendine çeki düzen verdi. Jungkook'a yakınlaştığında Jungkook çoktan koşup merdivenleri inmiş ve çıkış katına gelmişti. Ondan etkilenmemesi çok büyük bir iyilik olmuştu, çünkü şimdiye kadar beş kez bayılmıştı her halde.

Taehyung merdivenleri teker teker çıktı ve kendi odasının olduğu kata geldi. Odasına doğru adımladı ve kapıyı açıp içeri girdi. Yerdeki bileklik gözüne çarptığında oraya doğru adımladı ve eğilip eline aldı. "Infinity" yazısına baktı. Bu bilekliğin Jungkook'a ait olduğunu düşünüp avcunun içine yerleştirdi ve kendi masasına doğru gitti.

***

Jungkook hızlı adımlarla okuldan çıktığında onu bekleyen şoförüne baktı ve gülümsedi. Taehyung'dan başka birini görmek onu sevindirmişti. Koşarak arabaya doğru geldiğine şoför kapıyı açtı ve Jungkook arabaya bindi.
Şoför kapıyı kapatıp kendi koltuğuna bindi ve arabayı çalıştırıp yola koyuldu. Havanın kararması an meselesiydi. Jungkook elindeki çantaya sarıldığında az önce olan şeyler aklına geldi. Yüzü düşmüş ve duygulanmıştı.

Onun bu yaptığı şey tecavüzden başka bir şey değildi. Neden birden bire ciddiyetini bozup arsız birine dönüşmesi de Jungkook'un kafasında sorular bırakmıştı. Ciddi birinden bu türlü şeyler, çok garipti gerçekten. Bu gün gerçekten çok garipti. Sınıf temizlemek için giden çocuk ağlayarak çıkmıştı okulundan. Galiba artık temiziliğe gelmeyi birazcık düşünecekti.

"Lütfen Gangnam'a gidelim."

"Ama küçük bey anniz babanız? Sizi çok merak edecekler."

"Onlara haber veririm. Arkadaşlarımla birlikte kaldığımız yere gidelim, biraz kafa dinlemek istiyorum."

"Siz nasıl isterseniz küçük bey." Şoför yol değiştirdiğinde Jungkook sarıldığı çantanın içinden telefonunu çıkardı. Üyelere yazmak için gruba girdi.

Aienkien | TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin