33. Umut

24 3 2
                                    

"Gel bakalım kucağıma, neymiş bu mutluluk kaynağın." Söyledikleri karşısında Jungkook ne yapacağını şaşırmıştı. Kendi düşüncelerinde kaybolurken karşındaki esmere cevap vermeyi unutmuştu. Elindeki testi kollarıyla sarmış ve karşısındaki adamla göz teması kuramıyordu. Anlamamış gibi kaşlarını çatmış, ardından havaya kaldırmıştı.

"Anlamadım?" Aslında anlamıştı fakat şu anda böyle bir şey onun için garip gelmişti. Okulda ve her an içeri birisi girip onları basa bilir. Bu düşünceler onu endişeleniyordu.

"Anladın Jeon." Çok hafif sırıttığında Jungkook dudağının kenarını aşağı doğru indirdi. İnkâr edemezdi fakat kabul da edemezdi. Kollarıyla sardığı şitabı terleyen avuç içleriyle sıkıyordu.

"A-anladım ama bunu şu anda yapmak için doğru bir zaman değil. Ben zaten gidiyordum," derken okul zili bütün okulu kapladı. "hem zil de çaldı." Hızla arkasını döndü ve kapıyı açmak istediğinde kilitli olduğu için açamadı. Arkasını sönüp Taehyung'a bakacağı sırada, Taehyung onu duvarla arasına sıkıştırmıştı.

"H-hocam, kapı açılmıyor da, bir şey yapa bilirmisi-" diyeceği sırada Taehyung dudaklarına yapışarak Jungkook'un sözlerini yarıda kesmişti. Jungkook elindeki kitabı heyecandan yere düşürmüş ve minik elleriyle Taehyung'u itmeye çalışmıştı. Ama ne yazık ki bu girişimi başarısız olmuş ve elleri esmerin yapılı göğüslerinin üzerinde kalmıştı.

Taehyung kollarını Jungkook'un ince beline sarıp onu delice öpüyordu. Dudaklarıyla dudaklarını mühürlemişti adeta. Onu daha çok kendine çektiğinde kasıkları birbirine sokulmuştu. Jungkook dakikalar sonra öpüşüne karşılık verdiğinde üst dudağını esir almıştı. Sadece dudakla devam eden işin içine ikisinin dili de dahil olduğunda dilleri ahenkle dans etmeye başlamıştı. Taehyung Jungkook'un alt dudağını sertçe ısırdığına Jungkook bir inleme bahşetmişti dudaklarının arasına.

Dakikalar önce kabul etmek istemese de şimdi onu istiyordu sadece. Zil çalmıştı ve her kes sınıfındaydı, tabi Jungkook'tan başka.

Birden kapı çaldığında Jungkook Taehyung'un dudaklarından ayrılıp gözlerine bakmıştı.

"Sorun yok bebeğim, sadece sevgiline ayak uydur."

Taehyung kapının kilidini açmış ardından Jungkook'un kolunu tutup kendiyle birlikte yürütmüştü. Jungkook Taehyung'un tam önünde Taehyung ise kendi sandalyesine geçmişti.

"Gir!" Jungkook içeriye giren öğretmene baktığında öğretmen de ona bakmış ve gülümseşti.

"Taehyung bunlar istediğin öğrencilerin dosyaları. Sen de seninkileri bana ver sınıf değişimini tamamlayalım." Taehyung'un bir kaç saniyelik başı karışmıştı. Daha sonrasında anlamış kaşları bir kaç saniyelik havalanmış ağzı da aynı şekilde bir kaç saniyelik açılmıştı.

"Ah, tamam, vereyim hemen." Taehyung kalkıp dolaplar olduğu yere gittiğinde Jungkook kadına kötü bakışlar atıyordu. Sevgilisine ismiyle hitap ettiği için sinirlenmiş ve kendisine gıcık olmuştu. Kadın Jungkook'a baktığında Jungkook göz devirmiş ve Taehyung'u izlemişti.

Taehyung bulduğu dosyayı kadına verdiğinde kadın teşekkür edip odadan çıktı. Jungkook Taehyung'a gözlerini kısıp baktığında Taehyung neden böyle olduğunu anlamaya çalışıyordu.

"Ne oldu?"

"Ben gidiyorum," diyip göz devirdi ve kapıya doğru ilerledi. Taehyung hızla masanın etrafından dolanıp Jungkook'un yanına geldi ve bileğini tutup kendine çekti. Jungkook dengesini kaybettiği sırada Taehyung belini sarmıştı. Ardından kapıyı kilitlemişti.

Aienkien | TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin