3 yıl sonra...
"O çiçekler oraya konulacak tarzda güzellikte mi sizce? Tanrım, çok zevksizsiniz. Götürün, götürün hemen!" Jungkook bembeyaz kıyafetlerin içinden sinirle söylediğinde hazırlanan nikah töreni için hazırlanan evin bahçesine baktı.
Evet. O güzel gün gelmişti. Taehyung ve Jungkook artık evleniyordu. Üç yıl içine Jungkook Üniversiteyi güzel bir şekilde bitirmişti. Taehyung okuldan çıkıp kendi şirketinin patronu olmuştu. Çünkü Jungkook olmadan orada çalışmanın onun için bir önemi olmadığını düşünmüştü. Jungkook'un abisi Namjoon. O ise Seokjin'le iki yıl önce barışmış bir yıl önce de evlenmişti. Hâlâ daha kavga ediyordular ama seviyordular işte.
Yoongi ve Jimin. Yoongi çok açık olmamıştı bu aşka karşı. Ama Jimin onu başından beri sevmişti. Bu yüzden de aşkını, içindekileri, duygularını Jimin açıklamıştı ilk. Yoongi de onu seviyordu fakat asla aşk anlamında değildi bu sevgi. Daha sonrasında günler geçti ve ona aşık oldu. Birlikte yaşadılar ve evlenme kararı aldılar. Bundan aylar önce onların evliliği gerçekleşmişti.
Şimdi ise Taehyung ve Jungkook'un sırasıydı. Taehyung sade bir şey olmasını istiyordu fakat Jungkook Taehyung'un aksine abartılı ve akılda kalıcı bir şey yapmak istiyordu. Ne de olsa bu onların en güzel günü ve her şey mükemmel ötesi olmalı.
Taehyung şirketteydi, Jungkook ise kendi kullandığı Veterineri kapatmış ve bahçeyi kendi süslemeye karar vermişti. Bembeyaz sandalyelerin önünde yeşil bitki süsleri vardı. İki yandan dizilen sandalyenin ortasından uzun hala uzanıyordu. Halının sonunda bir masa vardı ve masanın üzerinde rengârenk güller vardı. Güllerin yanında yeşil lamba vardı ve hâlâ açık değildi tabii ki de. En yanlarda yerleşen uzun sütunlar ve sütunlar dönerek devam ediyordu. Yine yeşil ağaç süsleri çiçeklerle süslenmişti.
Düğünü kasten açık havada yapmıştılar çünkü düğün bahçesi denizi izliyordu. Masmavi deniz kendi halinde dalgalanıyordu. Her bir saatte kırk küsür insan öldürmesine rağmen güzelliğini kaybetmemişti.
"Jungkook, makyajını yenilememi ister misin?" Ah, Jungkook'un kuzenini unutmamak lazım tabi. Aera'dan bahsetmiyorum. O hâlâ ilkokulda. Bir diğer kuzeni Üniversiteyi kazanmıştı. Sevgilisi vardı fakat ailesi ona sevgili yapmasına izin vermiyordu. Bu yüzden o da gizliden gizliye geçiniyordu.
"Hayır, ben hallederim canım. Hoseok geldi mi?" Hoseok. Jungkook'un biricik umudu. Hoseok evlenmemişti fakat çok güzel cerrah olmuştu. Hastanenin en gözde cerrahlarındandı ve işlerinde çok başarılıydı. Üç yıl içinde tabii ki de ilişkisi olmuştu ama çokta güzel ilerlememişti. Hemencecik ayrılmıştılar işte. Hoseok aşkın zaman kaybı ve bir o kadar da çok güzel bir şey olduğunu düşünüyordu. Kendisi aşk defterini kapatmış ve geleceği için planlar yapmıştı. Arkadaşlarını desteklemiş ve her zaman onların yanında olmuştu.
Yardımcılar sayesinde Jungkook'un istediği her şey gerçekleşiyordu. Bunu buraya, şunu şuraya dediğinde yardımcılar hemen dediklerini yapıyordu.
"Hoseok hyung mu? Hayır daha gelmedi. Jimin hyungun geldiğini duymuştum fakat şimdi hiç bir yerde yok. Yoongi hyungla birlikte gelmişti." Jungkook ne yaptıklarını anlayıp kuzenini geçiştirdi. Nikah salonu tamamen hazırdı. Misafirler gelmeye başlığında Jungkook kendi odasına gitmişti ve Taehyung'u aramıştı.
Taehyung aramasına dönmediğinde, Jungkook epey endişelenmişti. Ailesi aşağıdaydı ve misafirleri karşılıyordu. Arkadaşı Jimin ve kocası kendi halinde takılıyordu. Hoseok hyungu ise...
"Jungkook? Ah, bebeğim melek gibi gözüküyorsun!" Jungkook kapıya baktığında telefonu kapatıp ve gülümsemişti. Sarılmıştılar. Jungkook endişeli olduğunu saklamaya çalışıyordu fakat pek becere bilmiş değildi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aienkien | Taekook
Fanfictionİmkânsız aşkın bir türünü daha duymuş muydunuz? Texting | düzyazı(bolca düzyazı) Semetae! Ukekook! Yan shipler • { Yoonmin, Namjin }