23. Umut

25 5 0
                                    

Jungkook'un anlatımıyla

Bu gün yirmi üç Ağustos ve haftanın ilk günü. Bavulum hazırdı ve günler önce barıştığım hyungumla arabada sohbet ederek görüş alanına doğru ilerliyorduk. Okul başkanı fantazi olsun diye toplu taşıma aracı ayarlamış ve illa onunla gitmemiz gerektiğini söylemişti. Ve biz de görüş alanı diye ayarlanan Gangnam'a doğru gidiyorduk. Orada park alanı olduğu için kendi arabamızı oraya park edip toplu taşıma aracına bineceğiz. Yirmi kişiyiz ve iki tane araç vardı, ikisi de on kişi için tasarlanmıştı. On kişi birinde, diğer on kişi diğerinde yolculuk yapacaktı.

"Jin'e tekrar çıkma teklifi edecek misin?" Uzun zamandır konumuz ikisinden kaynaklanıyordu. Sadece Namjoon hyungum ve arkadaşım Jin hakkında konuşuyordum fakat Namjoon hyung onunla kalmakta kararsızdı, ama artık iş işten geçmişti.

"Ah, bilmiyorum. Tekrar geri çekeceğinden korkuyorum, buna ikinci kez dayanamam. Ona aylar önce çıkma teklifi ettim ama açık bir şekilde bunu reddetti." Göz devirdim. "Korkuyor musun?" Küçümseyerek konuştuğumda histerik bir gülüşle devam ettim. "Hyung bir hafta aynı evde kalacaksın, şu siktiğimin bir-" Birden sözümü kestiğinde, "Küfür etme!" dedi. Göz devirip tekrar konuştum. "Hyung işte bir hafta aynı evde kalacaksınız ve bu yedi gün içinde milyonlarca şey yaşana bilir, biliyorsun değil mi?"

"Deneyeceğim. Belki son günlere doğru açılırım, bilemiyorum. Her neyse, daha fazla konuşmayalım bu konuyu. Sen ne yapacaksın, Taehyung'la aynı evde kalacağın için pek bir mutlu görünüyorsun da, o yüzden dedim." Utandım. Sadece utanmıştım ve aklımda binlerce sahne gelmişti. Bir hafta birlikte kalacağımız biriyle illa ki, birşeyler yaşanacaktı.

Onunla aynı yatakta sarmaş dolaş yatmayı düşünüyordum ve bunun gerçekleşmesi için binlerce dua ediyordum. Düşünmesi bile kusursuz olan bu sahneyi yaşamak için her şeyimi vere bileceğimi düşünüyorum.

"Jungkook nereye daldın öyle!?"

Namjoon hyung Taehyung hocayı sevmiyordu. Peki, şimdi neden onunla benim hakkımda böyle şeyler deyip duruyor. Onunla benim ismim bir arada anıldığında sinirleniyo ve ortalığı birbirine katıyordu. Ama ne olduysa çok değişmiş ve artık o bile benimle onun aynı odada kalmamla ilgili konuşuyordu. Hatta siz br şeey söyleyeyim mi, Taehyung'la aynı kalacağımı söylediğimde hiç bir şey söylememiş sadece onaylamıştı. Hyunguma bir şeyler olmuş ama ne acaba?

"Jungkook!" Bağıran sese karşı irkilip arkaya doğru sıçradığımda kıkırdadığını gördüm. Göz devirip eski halime döndüm ve ona 'ne var' dermişcesine bir bakış attım. "İyi misin?" Sesi az öncekine göre daha normal bir tınıda çıkmıştı.

"İyiyim."

"Geldik." Dışarı bakmadığım saatlerce onunla konuştuğum için gelip gelmediğimiz hakkında hiç bir bilgim yoktu. Hızla başımı çevirdim ve dışarıya baktım.

Çoğu kişi gelmişti ve onu gördüğümde gözlerim parladı. Taehyung da ordaydı ve Tanrım! Young-gi'yle ne konuşuyordu.

"Hyung lütfen daha hızlı kullan şu arabayı! Baksana biz hariç herkes orada."

"Tamam, tamam, telaş yapma. Jungkook bende bir hocayım ve istediğim zaman gide bilirim. Endişelenmene gerek yok bebeğim." Sanki geciktiğim için endişeleniyorum.
Hâlâ onları izlediğimde birden Taehyung hocanın onun göğsüne sertçe vurduğunu gördüm. Gözlerim sonuna kadar açıldığında Young-gi'nin bağırarak ona bir şeyler dediğini gördüm. Ne söylediğini duymuyordum bu yüzden sadece mimiklerine bakıp ne yaptıklarını anlamaya çalışıyordum.

Daha sonra yaşanan şey benim bile asla tahmin edemeyeceğim şeydi. Taehyung hoca birden onun yüzüne yumruk attığında gözlerim irileşti. Ağzım açık onu izlediğimde her kes onları ayırmaya çalışıyordu. Namjoon hyung arabayı park ettiği için görüş alanımdan kaybolmuştular.

Aienkien | TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin