5- Arınma Gecesi

3.6K 280 425
                                    


Selam sizi gerçekten de ağır bir bölüm bekliyor. Psikolojisi sağlam olmayanlar işaret koyduğum yerden sonra okumazsa sevinirim.

Yazım yanlışları veya mantık hataları olmuş olabilir, bunun için üzgünüm.

bol bol oy ve yorum atmayı unutmayın. İyi okumalar..

______

Taehyung'dan

O heriflere gereken cezayı vermiş ve şimdi otele Jungkook'un yanına gidiyordum. Onu fazla bekletmemek adına işimi bir buçuk saat içerisinde bitirmiştim. Şimdiden onu özlemiştim bile... Şuan ne yapıyordur acaba?

Yaklaşık üç yıldır onu tanıyordum. O zamanlar daha 17 yaşındaydı. Bir çok defa onunla tanışmayı denedim ama her defasında aklıma yaşının daha küçük olduğu ve benden korkacağı geliyordu. Ben 30 yaşındaydım o ise daha 20'sindeydi. Şuan gözünüzde pedofilli bir gangster olarak canlanabilirim. Fakat kessinlikle öyle biri değilim. Ben Jungkook'u yaşından dolayı sevmedim ki hiç bir zaman.

Altımda ki Porcheyle şehir içinde 200'e basıyordum. Her an peşime bir polis arabası takılabilirdi fakat bu benim gram umrumda değil. Şu an tek amacım otelde beni bekleyen bebeğimin yanına bir an önce gidebilmekti. Zaten o sikik herifler yüzünden onu ekmek zorunda kalmıştım. Bu beni delirtiriyordu ve acayip derecede kafamın tasını arttırıyordu.

Nereden bulduklarını bilmediğim bir cesaret ile malların bulunduğu depoyu basmıştılar, fakat çok geçmeden bizimkiler bunları yakalayıp beni aramıştılar. Ehh tabii, bende gidip bu yaptıklarının bedelini onlara misliyle ödetmiştim tabii. -Sadece kafalarını bedenlerinden ayırıp çöp konteynerinde yaktım- 'Ulan' dedim kendi kendime. Ulan amına koduğumun kalpazanları, siz kimsiniz lan benim gibi bir belayla uğraşacak cesareti kendinizde buluyorsunuz!? Piyasadaki en güçlü barondum ben, cidden bu cesareti nereden bulmuştular acaba?

Çok geçmeden bir kaç dakika içerisinde otele vardığımda hızla arabadan indim ve anahtarı valeye doğru fırlatarak büyük adımlarla asansöre doğru ilerledim ardından asansöre biner binmez 25. katı tuşladım ve heyecanla kata varmayı bekledim.

Bi kaç dakika içerisinde kata vardığımda üstümü başımı düzelterek üçüncü kolidora doğru ilerleyerek kolidorun sonundaki odaya ulaştım. Son bir kez üstümü kontrol edip kan lekesi olmadığına emin olarak cebimdeki oda kartını çıkardım ve girişe doğru okuttum. Kapı metalik bir ses ile açıldığında sakince içeri girdim ve girer girmez ardımda kalan kapıyı yavaşça kapattım.

Tam salona doğru ilerleyeceğim sırada yerde gördüğüm şey ile kalbim göğüs kafesimi zorlayacak derecede sertçe atmaya başladı. Sanki... Sanki lanet olası bir rüyanın içindeymişim gibi gissetim bir an ama lanet olsun ki değildi. Kan zemine su gibi yayılmıştı ve içeriyi leş gibi kanın metalik kokusu sarmıştı. Bacaklarım işlevini yitirmişti sanki ve salona doğru gitmek istemiyordu. Şu an hayatımda en çok korktuğum anı yaşıyordum sanırsam. Korku tüm bedenimi delicesine sarıyor ve yanında gelen pişmanlık da buna eşlik ediyordu.

"Onu burada yalnız bırakmamalıydım..." diye mırıldandım kendi kendime, kısık ses ile. Korka korka küçük adımlar ile salona doğru ilerlemeye başladım. Aklımdaki korkunç düşünceler sebebi ile sertçe yutkundum sesli bir şekilde. İlk olarak hafif dağılmış bir şekilde duran servis masası ile karşılaştım. Daha sonra kafamı salona doğru çevirdiğimde anladım nasıl bir bokluk döndüğünü.

"Siktir!" diye bağırdım kükrercesine. Beynim zonklamaya ve işlevini yitirmeye başlamıştı sanki. Sabah Jungkook'u süzen sikik garson yerde tüm çıplaklığı ile kanlar içerisinde yatıyordu, siki de arşa kalkmıştı tabii. Göğsünün ve boyununun neredeyse hepsi bıçak izleri ile kaplıydı.

Memento More / taekook +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin