17- Ölümü Hatırla

1.3K 90 141
                                    


İyi okumalar...

____

Islak ve yumuşak çimenler nedeniyle ne kadar hızım kesilse de omzumu fena ezmiştim. Müthiş bir ağrı tüm gövdemi etksi altına almaya başlamıştı.

Bir kaç merte ötemizde infilak eden Bugatti ile gözlerim yuvlarından çıkmak istercesine fal taşı gibi açılırken, bedenimi sıkıca saran kollar ile irkildim.
Tanrıya şükür ki, Taehyung'a da bir şey olmuşa benzemiyordu. Panik ve heyecan ile ben de ona sardım kollarımı.

Anın şoku ile tüm vücudum kaskatı kesilmişti, dudaklarımı aralayıp neler olduğunu ona sormak istiyordum, fakat konuşmayı unutmuş gibiydim. Yağmurun hızını arttırması ve bir sağnağa dönüşmek üzere olması, etrafı bir toz bulutu gibi saran siyah dumanların etkisini azaltmasını sağlamıştı.

"İyi misin?" diye sordu panikle kollarını bedenimden ayırırken. Hızlı bir şekilde ellerini vücudumda gezdirmeye başladı, gözleri dehşetle açılmıştı. Elleri omzuma değdiğinde acı ile ufak bir inilti fırladı dudaklarımın arasından. Bunu fark ettiğinde panik içinde tekrar ellerini üzerimden çekti. Onun elleri çekilir çekilmez refleks ile bir elim omzuma gitti.

"Yok bir şey, sadece omzum biraz ezildi."

Paniğini zapt etmek adına sakince bir şekilde saldım kelimeli dudaklarımdan. Daha sonra gözlerimi boydan boya onun üzerinde gezdirdim. İyi görünüyordu, fakat aynı benim gibi sırılsıklamdı ve üzerindeki siyah kıyafetlere çamur bulaşmış bir şekilde vücuduna yapışmıştı.

"Sen iyi misin?" diye sordum oturduğum çamurlu çimenlerden, ne olur ne olmaz kontrol amaçlı. Oda hâlâ şok içerisindeydi, tüm yüz hatları kastakı kesilmiş ve kiraz dudakları aralıktı. Kafasını hızla aşağıya ve yukarıya sallayarak iyi olduğunu belirtti.

"İyiyim." Sesli bir şekilde de belirttiğinde, rahatlamışçasına derin bir nefes çektim içime.

"Ne yaşandı az önce ve neden yaşandı?" diye sordum merak içerisinde olduğum yerden. Yağmur yüzünden gözlerimi kırpıştırıp duruyordum. Bu yüzden de mimiklerini tam olarak kestiremiyordum. Önümde diz çökmüş bir şekilde duruyor ve omzuma odaklı bakıyordu.

"Bilmiyorum." dedi boğuk çıkan sesiyle. Ardından çevik bir haraketle ellerini diz kapağım ve sırtıma geçirdiği gibi beni kucağına aldı. Tek elim refleksle boynuna dolanırken, bir diğer elim ise omzumun ağrısı yüzünden olduğu yerden sarktı. Bu ani haraketi yüzünden sertçe kalbim teklemişti. Bu kucak bena ne kadar güvende hissetirse de, neden kucağına aldığı hakkında sorgularcasına kaşlarımı çatarak baktım ona.

Bakışlarını bana çevirdiğinde çakmak gibi parlayan gözlerini, gözlerime dikti. Tüm yüz hatları gevşeme başlarken dudaklarını konuşmak adına araladı.

"Sana bir şey olacak diye ödüm koptu."

İçerisinde huzur barındıran dingin sesiyle söylediğinde, dudakları milimlik seğrildi.

"Bizi yine kurtardın Taehyung." dedim suratına fısıldarcasına. Evet, o bizi yine ölümün tam eşiğinden saniyeler kala kurtarmıştı. Hem de atlamak gibi büyük bir riski göze alarak. Minnettarcasına baktım göz bebeklerinin içerisine. Çünkü gerçekten ona her şey için fazlasıyla minnettardım.

Bir günde beni hem ölümden, hem de uyuşturucudan kurtarmak adına bir adım atmıştı. O solgun hayatımın ortasında açmış nadide bir çicekti, o beni tüm benliğimle ve yaşadıklarımla seven, koruyan tek insandı. Eğer bir gün giderse kendiyle birlikte o çiceği de soldururdu. Ve ben tamamı ile o solgun hayatımda, karanlığa gömülerek yok olurdum.

Memento More / taekook +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin