Selamlar, nasılsınız?
Her neyse yazım yanlışları ve mantık hataları olmuş olabilir bunlar için üzgünüm.
İyi okumalar...
_____
"Benim kocaman oğlum, anneciğini mi özlemiş?"
Kışkırtmaya çalışıyordu beni, dalga geçiyordu benimle, acılarımla oynuyor ve en hassas noktamdan vurmaya çalışıyordu. Fakat onun karşısında yenik düşmek ve sözlerine kapılmak en son isteyeceğim şey olurdu.
Hep aynı şeyi yapıyordu ve beni kışkırttığında onu öldüreceğimi, canını alacağımı düşünüyordu. Fakat böyle bir şey olmayacaktı, onu aslaa öldürüp kendimden kurtarmayacağım. Onu ömrümün sonuna kadar kendi cehennemimde yakacağım. Küllerine ayırıp ayırıp tekrar canlandıracak ve daha sonra tekrar yakacağım.
Bunu bir kısır döngü haline getireli çok olmuştu zaten. Yavaş yavaş acı içerisinde onun ruhunu öldürüyordum, tıpkı bana yaptığı gibi. Altmış iki yaşında bir bunak olması umrumda değildi. Gençliğinde yaptığı itliklerin, şerefsizliklerin bedelini ona dahi iyi ödetebiliyordum aslında. Bilirsiniz yaşlı ve ihtiyar insanlar ayakta durarken bile acı çekermiş, evet, ben de ona tam bunu yapıyordum.
Tam tamına beş yıldır onu tek ayağının üzerinde ayakata tutuyordum. Bir diğer ayağını kökünden kesmiştim, böylece cezası boyunca hiç bir zaman o ayağını indiremedi. En iyi doktorları getirtiyordum onun için, bu şekilde ölmesine engel oluyor ve daha çok acı çektiriyordum ona.
Ona iki günde bir tek öğün yemek veriyor ve bu yemeğin içerisine kopardığım bacağından ve parmaklarından etler koydurtuyordum. Kendi kendini öldürüyor, kendi kendini zehirliyordu aslında. Farkındaydı yediği etin kendi eti olduğunun fakat ona o kadar az yemek veriyordum ki, bunu umursamıyor ve mecburen yemeye devam ediyordu.
Elimdeki sigradan bir duman daha çektim içime, daha sonra o dumanı ağzımda tutarak onun yanına doğru ilerlerdim. Büyük bir soğuk kanlılık ve sakinlikle dudaklarımı suratına doğru yaklaştırıp, hapsettiğim dumanı her türlü yaraya ev sahipliği yapan suratına üfledim. Gözlerini kapatıp acı ile inlemeye başladı tenini kasıp kavuran sigara dumanına karşı.
"Seni sikik herif, yetmiyor mu senelerce yaptığın işkenceler. Bir de suratım duman mı üflüyorsun?"
Dudaklarından sinir ve bitkinlikle dökülen kelimelere karşı istifimi bozmadan, tüm ciddiyetimle suratına bakmaya devam ettim. Bakışlarımı boydan boya üzerinde gezdirmeye başladım. Fakat bedeninde istediğim sonucu göremeyince ukala bir şekilde 'çkk' ladım. Evet bomboş bir odada sağlam yerlerinden bağlayarak yıllarcı tek ayak üzerinde tutuyordum onu, ama o daha fazlasını hak ediyordu.
Ona içirdiğim uyuşturucular normal haplardan değillerdi, içerisine kattığım morfin iç organlarını yavaş yavaş eritiyor fakat aynı zamanda bu erittiği organları tekrar kendisi onarıyordu. Ve bu işlemler her gerçekleştiğinde hissetiği yoğun acıya rağmen hayatta kalıyordu. Kısacası onu bacağı, parmağı olmadan böyle hayatta tutabiliyordum. Tabii bir kaç doktorun yardımı da olmasa hayatta kalması imkansız gibi bir şeydi.
"Beş yıl önce sana ant içtiğim günü hatırlıyor musun baba?"
Sorduğum soruya karşılık tüm mimiklerini sıkarak zar zor bir kahkaha atmıştı. Ardından kollarından bağlandığı ipi çekiştirerek, üzerime atlamaya çalışmak gibi imkansız bir harakette bulundu. "Öldüreceğim seni Taehyung. Şimdi diyorum ki, keşke o orospu anneni öldürdüğüm gün seni de öldürseymişim." neredeyse yok olmak üzere olan dudaklarının arasından büyük bir zorlukla söylediğinde, bu sefer dayanmadım ve istifimi bozarak sertçe bir yumruk çarptım suratına.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Memento More / taekook +18
Fiksi PenggemarJungkookie olarak tanınan, miliyonlarca takipçisi olan uyuşturucu bağımlısı sosyal medya fenomeni 20 yaşındaki Jeon Jungkook ve o'na takıntılı olan en büyük fanı aynı zamanda da kurtarıcısı olan 30 yaşındaki baron Kim Taehyung. Dikkat, bu kitapta: •...