okumalar..
____
Üç gün sonra
Tam tamına üç gün olmuştu. Koca üç gün, geçmek bilmeyen zaman ve dinmek bilmeyen göz yaşları. Yine ara sıra bir kaç kez yanına girmiş ve konuşmuştum onunla. Yüzündeki yaralar kabuk tutmaya başlamış ve birer birer iyileşiyordu. Fakat ondan hiç bir gelişme yoktu, durumu hâlâ aynı, stabildi. Gözümde artık yaş kalmamıştı diyebilirim, yirmi senin acısını fazlası ile çıkartmıştım bu günlerde. Bogum piçinden her hangi bir ses seda yoktu. Fakat onun burada bitirmeyeceğinden adım gibi emindim. Bu yüzden o bitirmeden önce ben onu bitirmeliydim. Ama ne yazık ki Jungkook'u yalnız bırakmak ve yanından ayrılmak istemiyordum.
Aslında şuan tam anlamı ile yalnız değildi. Aynı benim gibi üç gündür kapısının önünden ayrılmayan ve yemeden içmeden haber bekleyen Jimin vardı yanında ve üç gün boyunca Jimin'in de benimde en büyük destekçimiz olan Yoongi'yi unutmazsak. İkisinede güveniyordum. Yoongi'ye dostum ve sırdaşım aynı zamanda da destekçim olduğu için. Jimin'e ise Jungkook'u canından çok sevdiği ve bir düzine adamı soluksuz yere serebileceğini bildiğim için.
Jungkook ile ne kadar sevgili olmasak ve beni sevmesede Jimin'e onunla bir kaç ay önce bir canlı yayında rastgele insanlarla yayın yaparken Jungkook'a denk geldiğimi ve birlikte yayın yapıp, sohbet ederken ilk bakışta ona aşık olduğum gibi uyduruk bir yalan söylemiştim. İnanmamış gibiydi çünkü hiç sosyal medya kullanan bir tipe benzmiyordum dışarıdan. Daha sonra biraz yakınşlaşıp Jungkook'un mahallesindeki süs havuzlu parkta buluştuğumuzu ve Jungkook'un da bana aşık olduğunu söylemiştim. Jimin'e bunlardan haberi olmadığı için Jungkook'un ona korkup doğruyu söylemediğini ve yalnız başına buraya geldiğini anlatmıştım.
Hiç tatmin olmuşa benzemiyor ve kuşku duyuyordu. Bizden hala ölesiye nefret edip, güvenmiyordu. Jungkook uyanırsa eğer onunla Jimin'den önce görüşmeli ve uydurduğum saçma yalanı anlatmalıydım. Tabi ya oda uyanırsa. Yoongi dün holdinge gitmiş ve yapılması gereken bir kaç işi halletmişti, şuan ise Jimin'in ondan nefret etmesini umursamayarak onu teselli etmeye ve kafasını dağıtımaya çalışıyordu.
Ben mi? Ben şuan Yoongi'nin dinlenmem için zorlamasıyla girdiğim hastane odasında hasta yatağına sırt üstü bir şekilde uzanmış ve ağzımdaki sigaranın son demlerini çekiyordum içime. Her defasına içime çektiğimde tüm algılarım sigaranın açık gri dumanı ile yavaş yavaş yok oluyordu. Fakat duman yok olduktan sonra o algılar tekrar nüfus ediyordu beynime ve her zaman olduğu gibi yok ediyordu her zerremi..
Telefonumdan gelen bildirim sesi ile duraksamış ve kaşlarımı çatarak ağzımdaki bitmek olan sigarayı yataktan doğrulurken yatağın beyaz çarşaflarına bastırarak söndürdüm ve daha sonrada elimi cebimde duran telefonu almak adına hızla hareketlendirdim. Bana mesaj atmaya kim cesaret ederdi böyle? Zaten numaram bir kaç kişi dışında hiç kimsede bulunmuyordu.
-Selam sevgili dostum Taehyung. Bogum ben. Geçen gün elimden kurtulduğunuz için çok sinirlendim ve sana Jungkook ile birlikte çektiğim pornoyu atmaya karar verdim. Not: Çok ateşliydi..
*Video*
Tanrısal bakışaçışı
Esmer adamın gözleri gördüğü mesaj ile birlikte en karanlık denizlerden daha da koyulaşmıştı. İnanamıyordu, gönderilen videoyu açmaya deli gibi korkuyordu. Kalbinin ritimleri bir şok etkisi yemiş gibi hızını arttırmaya başlamıştı. Keskin yüz hatları gördüğü mesaj ile her milimine kadar kasılırken ne yapacağını bilmiyordu. Açmalımıydı bu videoyu? Kalbi bunu kaldırırmıydı ki? Hayır içinde sadece Jungkook'u barındıran kalbi buna kaldıramazdı, bu çok ağır gelirdi Taehyung'a. O ne kadar dünyanın en güçlü adamı gibi bile dursada, bu video onu küllerine kadar ayırırdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Memento More / taekook +18
FanfictionJungkookie olarak tanınan, miliyonlarca takipçisi olan uyuşturucu bağımlısı sosyal medya fenomeni 20 yaşındaki Jeon Jungkook ve o'na takıntılı olan en büyük fanı aynı zamanda da kurtarıcısı olan 30 yaşındaki baron Kim Taehyung. Dikkat, bu kitapta: •...