stay with me | sakuatsu

-3-

insanlara aşağıdan bakmayı hiç sevmeyen reina, üstelik kendi minikliği ve babası ve arkadaşlarının boyları göz önünde bulundurulunca bu epey sık oluyordu, babasının kucağına çıktıktan sonra elini kiyoomi'ye uzattı. kiyoomi bir süre önündeki küçük ele baktıktan sonra küçük suratta oluşmaya başlayan hayal kırıklığını görünce dayanamayıp tuttu. hemen keyfi yerine gelen küçük kız kendini tanıttı. 

"benim adım reina! babamın kızıyım. sen hangi arkadaşısın?"

"sakusa kiyoomi." 

"ah," minik ellerini şaşkınlıkla araladığı ağzına götürdü ufaklık. "üzgünüm, babam senden bahsederken insanlara dokunmaktan hoşlanmadığını söylemişti." kiyoomi, atsumu'nun bu kadar ince düşünecek bir adam olduğuna mı kızına kendinden bahsettiğine mi şaşırsa bilemedi. 

"sorun değil," maskeden göremeyeceğini bilse de gülümsedi. "istemezeydim tutmazdım zaten." sonuçta çocuklara küçük beyaz yalanlar söylemek o kadar da kötü bir şey değildi. 

"ama sen yine de izinsiz dokunma tamam mı güzelim?" atsumu özellikle tembihledi kızını. "anlaştık!" reina'yı kendi koltuğuna oturttuktan sonra öne bindiler birlikte. kiyoomi, atsumu'nun genelde bir nebze şımarık, kendini beğenmiş ve ciddiyetsiz hâlini gördüğü için kızıyla olan ilişkisi onu çok şaşırtmıştı. onun ne kadar şaşkın olabileceğini tahmin eden atsumu hafifçe güldü. 

"öyle hortlak görmüş gibi bakmasana, bir çocuk yetiştiriyorum sonuçta. bunu tek başıma yapmak büyük bir sorumluluk. üstelik o öyle akıllı ve uslu ki ona doğruyu öğretmek hiç zor olmuyor." bu sırada arkada kulaklığını takmış çizgi film izleren reina'nın onları duyduğu yoktu. 

"haklısın ama sen bir anda benim evime gelip evde çok şakacı ve eğlenceli biri falan olduğumu görsen şaşırmaz mıydın?" bunun üstüne koca bir kahkaha patlattı atsumu. "bak bunu rüyamda görebilirim belki omi-kun." bunun üzerine hafifçe gülümseyen kiyoomi "sen bana sıkıcı biri olduğumu mu söylemeye çalışıyorsun?" diye sordu. bunu şarkı açarak geçiştirmeye çalışan atsumu eline bir şaplak yedi. atsumu gülmesine engel olamayınca kiyoomi de güldü. uzun zamandır ilk defa gülerken üzerinde bir ağırlık hissetmemişti atsumu.