-28-

69 12 3
                                    

antrenman sonrası soyunma odasında tatlı bir heyecan vardı. yakın zamanda evlenme kararı alan shoyo ve tobio herkesin keyfini yerine getirmişti. duşunu en uzun tutan kiyoomi, diğerlerinin yanına gittiğinde arkadaşının yüzündeki kocaman gülümsemeyi gördü ve onun adına mutlu olduğunu hissetti. bu tarz duygulara çok da alışkın değildi, ailesi dışında kimse için kolay kolay böylesine büyük mutluluk ya da hüzün hissetmezdi. ancak o an orada olan herkesin ailesinin bir parçası hâline geldiğini fark ettiğinde hislerini anlamlandırabildi.

shoyo'nun gülüşünde bulaşıcı bir yön vardı. adeta bir güneş gibi ortamı aydınlatıyor, insanın içini ısıtıyordu. böyle yüksek enerjili insanlara denk gelmek çok sık olan bir şey olmasa da çevresine baktığında aynı gülümsemeyi kotaro'nun suratında da gördüğünü fark etti. ve tabii her şeyine aşık olduğu sevgilisinin... bu insanların yanında evinde hissetmemek mümkün değildi.

eğer ona evlenmeyi teklif etse aynı neşeyi ve heyecanı atsumu'nun suratında da görür müydü diye düşünmeden edemedi kiyoomi. daha önce aklının ucundan bile geçirmediği bu düşünceler, söz konusu atsumu olduğunda içinin kıpır kıpır olmasına neden oluyordu. teknik olarak onunla aynı evde yaşıyor sayıldığından evlilik belki de hayatlarında çok fazla şeyi değiştirmezdi ancak dışarıda ondan eşi olarak bahsedebileceğini hayal edince dönüp shoyo'ya çifte düğün teklif edesi bile gelmişti.

"omi-kun?" elini onun yüzüne attı ve yüzünü okşamaya başladı atsumu. "neye daldın öyle?"

"hiç." dedi kızardığını gizlemeye çalışan kiyoomi. "çok güzel gülüyorsun."

"eskiden olsa çok konuşuyorsun derdin." diyerek güldü atsumu, o da hafifçe kızarmıştı.

"sen de sustur o zaman derdin." yüzünü onun eline bastırdı kiyoomi. "seve seve diyemeyecek kadar çekingen bir ergendim ve sana olan hislerimi kabullenmek zor olmuştu." dudaklarını yumuşakça sevgilisininkilere bastırdı. bunu yapmanın artık bu kadar kolay olmasından ötürü her gün şükrediyordu. yumuşak dudaklar onunkilerin üzerinde hareket ettiğinde bu güzel hissi kaybetmek istemeyerek biraz daha sokuldu sarışın oğlana. insan içinde olduklarını bile unutacak kadar aklı başından gitmişti.

"biz kalkalım o zaman." diyen shoyo'yu duyunca ancak ayrılabildiler. atsumu gülerken kiyoomi utancını saklamak için arkasını onlara dönüp dolabında bir şey arar gibi yapmaya başlamıştı. shoyo ise gerçekten ayağa kalmıştı. zaten normalde de yerinde duramayan oğlan o günlerde heyecanının da etkisiyle hiç oturamıyordu. "sizi ayıracağım mecburen ama..."

"hadi hadi, şımarma. manitan gelene kadar benimsin." dediğinde omi'den yediği ters bakışla midesinden tüm vücuduna bir elektrik dalgasının yayıldığını hissetti atsumu. "yani bana emanetsin."

"iyi kıvırdın." diyen bokuto gayet ciddiydi.

"sağ ol bokkun..." dedikten sonra kiyoomi'ye geri döndü atsumu. "aşkım, bir şey olursa ararsın."

"ararım ama olmayacak." dedi ve güven verircesine gülümsedi kiyoomi. sevgilisi yurt dışında olduğu için shoyo ile mekan seçmeye atsumu gidiyordu. diğer hepsinin işi vardı ve haliyle reina'yı okuldan alma işi kiyoomi'ye kalmıştı. atsumu'nun uyuyor olduğu zamanlar haricinde küçük kızla ilk defa baş başa vakit geçirecek olan kiyoomi, aslında fazlasıyla hazırdı bunu yapmaya. çoktan hayatındaki çoğu şeyden daha fazla değer vermeye başlamıştı bu kıza.

sevgilisinin gönlünü rahatlatmak amacıyla saçlarını okşayıp dudaklarına minik bir öpücük kondurduktan sonra herkesle vedalaştı kiyoomi. atsumu'nun arabasını alıp reina'nın okuluna doğru sürdü. sevgilisini yaparken yüzlerce kez seyrettiği şeyleri yapacaktı ancak yine de sıkıntı çıkma ihtimaline karşı tetikteydi. kızı konusunda ne kadar korumacı olduğu bilinen bu adam kendisine güvenmişti sonuçta, güvenini boşa çıkartmamalıydı. herkes için şaşırtıcı bir ilkti ama atsumu hiç de gergin gözükmüyordu.

stay with me | sakuatsuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin