"hayır, babacığım, o luka değil! adrien!"
"kimmiş? anlamadım." alt dudağını dişledi atsumu, gülümsememek için kendini tutmaya çalışıyordu.
"adrien!" kızın hafifçe sinirlenmiş hâli, karakterlerin ismini yarım yamalak telaffuz edişi ve r harfini tam söyleyememesinin şirinliği, uykusundan yeni uyanan ve gözlerini bile açmamış olan kiyoomi'yi bile gülümsetmişti. öte yandan çizgi filmlerin tamamını kızıyla birlikte izleyen atsumu, zaten tüm karakterlerin ismini biliyor, sadece onun bu bilmiş tavrı ve şirinliği hoşuna gittiğinden onunla biraz uğraşıyordu. yalnız kızı bunu fark edecek olursa küserdi, bu yüzden fazla uzatmama kararı aldı. zaten arkada kendi kendine gülümsemeye başlamış olan sevgilisi de dikkatini dağıtmıştı.
"bak, kim uyandı?" demesiyle kızın yatakta diğer tarafa dönmesi bir olmuştu.
"omi amca! günaydın!"
"günaydın güzelim." boğuk bir sesle konuşan kiyoomi, kızın saçlarını geriye doğru ittikten sonra yanağını öpmüştü. reina keyifle kıkırdadıktan sonra kiyoomi'ye fransa'da fırın açıp bir sürü ekmek ve tatlı pişireceğini anlatmaya başlamıştı. kıvırcık saçlı adam, koşa koşa banyoya girip sabah duşunu almak ve dişlerini fırçalamak için can atıyor olsa dahi ilgiyle dinliyordu karşısındaki minik kızı.
"bebeğim, bırak da omi amcan da dişlerini fırçalamaya gitsin. biz de ona kahvaltı hazırlarız, ne dersin?" atsumu'nun sorusuyla birlikle sevinç çığlıkları atan reina, yatakta ayağa kalkıp zıpladıktan sonra aynı hızla yere atladı ve odadan çıkıp etrafta koşuşturmaya başladı. onun bu hâline gülen atsumu, sevgilisine dönüp dudaklarına yumuşak bir öpücük kondurdu. "günaydın sevgilim."
"günaydın güzelim." parmaklarını onun saçlarının başladığı yerlerde dolaştırdı kiyoomi.
"bugün yüksek ihtimalle bizimkiler gelir, sürpriz yapmaya. sana haber verdiler mi?"
"hayır," kaşlarını çatmış olan kiyoomi, panikle diğer tarafına dönüp telefonunun ekranına baktıktan sonra rahatlamış bir nefes verdi. "aşkım bir an tarihleri karıştırdım sanıp korktum. buna bana yapılır mı?"
"ya, onlar bir gün önceden geliyorlar bazen beni şaşırtmak için." dedi sevgilisinin tepkisinde güldükten sonra atsumu. "ve çok ama çok kalabalık oluyorlar. idare edebilecek misin?"
"senin için her şeye katlanırım." burnunu öptü kiyoomi onun. "sayende benim kalbime de güneş doğdu."
boynuna inen dudaklarla nefesinin kesildiğini hissetti atsumu. aynı dudaklar, atsumu'nun titremesinin üstüne gerilip o dudakların sahibi yüzündeki sırıtışı silmeden yerinden kalktığında tuttuğu nefesi bıraktı atsumu. aylar da geçse, yıllar da geçse bu adamın dokunuşuna, öpüşüne, yanındaki varlığına ve onun getirdiği heyecana alışamayacaktı sarışın adam. banyoya giren sevgilisinin arkasından şekeri elinden alınmış bir çocuk gibi bakan atsumu, kızının neşeli çığlıkları tekrardan kulağına ulaştığında gerçekliğe geri döndüğünü hissetmişti.
koşarak gidip kızını omzuna aldı ve evin içinde koşturmaya başladı. reina'nın buna bayıldığını biliyordu, zaten yüksek çıkan kahkahaları da bunu kanıtlar nitelikteydi. bir süre koşuşturduktan sonra mutfağa girip tezgaha oturttu kızını. aslında o gün hayallerini anlattığından dolayı onunla tatlı yapmayı çok istiyordu atsumu ama bu konuda iyi olmayı bir türlü becerememişti. reina'dan önce yemek yapmaktan da bir halt anlamazdı, yalnız bunu geliştirmeyi başarabilmişti. sonra aklına ertesi gün doğum günü olduğu ve ailesinin muhakkak uğrayıp reina'yla tatlı yapacağı geldiğinde hissettiği suçluluk hissi bir nebze azalmıştı.
duştan çıkıp saç ve cilt bakımını yapan kiyoomi, ikisi kahvaltıyı hazırlamayı bitirmek üzereyken mutfağa girdi. reina'nın bacaklarını oturduğu yerden sarkıtmış bir şekilde sallarken yine bıcır bıcır bir şeyler anlattığını duyduğunda kendi kendine gülümsedi. dolaplardan birinin kapağını açıp atsumu'ya "dünyanın en iyi babası" kupasını ve reina'ya toy story kupasını çıkarttıktan sonra kendine de rastgele bir tane çıkartmış, demlenmiş olan kahveyi ikisinin kupalarına doldurduktan hemen sonra diğer kupaya da süt koymuştu. adeta bir refleks gibi yaptığı bu hareketler atsumu'nun tarifsiz bir keyif duymasına sebep oluyordu.
kahvaltı sorunsuz geçmişti, zaten uzun süredir böyle geçiyordu. bir süre daha kızının telaffuz edemediği isimleri unutmuş gibi davranıp onunla keyifle uğraşan atsumu, sonra birden durgunlaşmıştı. aklına bir şey gelmiş gibi aniden duruvermiş, ne yapacağını bilemeyerek aniden yerinden kalkıp masayı toplamaya başlamıştı. amacı ne olduysa bunu reina'ya çaktırmamaktı bu yüzden kiyoomi, reina'ya dönüp gidip ödevlerine başlamasını, daha sonra film izleyeceklerini söyledi.
küçük kız koşarak odasına gittikten sonra hâlâ arkasına dönmemiş olan atsumu'nun yanına gitti kiyoomi. bir şey demeden kollarını ona dolamıştı. bunu beklermiş gibi başını sevgilisinin omzuna yaslayıp ağlamaya başlamıştı atsumu, bu dengesiz tavırlarıyla kızını olumsuz etkilediğini düşünüyordu. oysa kızı farkına bile varmamıştı. diğer düşündüğü ise hâlâ hiçbir şey anlatmamış olmasına rağmen sorgulamadan yanında olan sevgilisinin içinden neler geçtiğiydi.
"yarın," resmen fısıldayarak konuştu atsumu sonunda sakinleştiğinde, sevgilisinin ne olduğunu anlamamış gibi bakan gözlerinin içine bakarak. "yarın anlatacağım. söz."
—
bir iki kişi nokta atışı tahminlerde bulunmuş, etkilendim baya
ŞİMDİ OKUDUĞUN
stay with me | sakuatsu
Fanfictionliseden sonra tekrar karşılaştığı atsumu'nun bir çocuğu olduğunu öğrenen kiyoomi'nin onların hayatına dahil olma hikayesi.