-11-

186 23 39
                                    

"atsumu-" 

"bunu konuşmak istemiyorum, omi-kun." kiyoomi fotoğrafı yerine koyup atsumu'nun yanına geldi ve kollarını ona doladı. o sakinleşene kadar bu şekilde durdu ve rahatlatmak istercesine onun sırtını ve saçlarını okşadı. atsumu, titremesini durdurmaya çalışıyordu çünkü kızı evdeydi ve onu böyle görmesine katlanamazdı. 

"geçti atsumu. önemli değil, konuşmayız istemiyorsan." atsumu sakinleşmişti. odaya gelen reina onları sarılırken görünce olanları bilmediği için kıkırdadı. "sevgi saati değil, yemek saati." dedi ve önden mutfağa girdi. bu sırada kendini toparlayan atsumu derin bir nefes aldı ve kısık bir sesle teşekkür etti kiyoomi'ye. 

reina'nın kampta yapacağı şeyleri bıcır bıcır anlattığı bir yemekten sonra, atsumu'nun ruh halinin gittikçe kötüye gittiğini fark eden kiyoomi reina'nın çantasının hazır olup olmadığını kontrol ettikten sonra kızı yatırdı. oturma odasına geri döndüğünde atsumu'yu bulamadı. diğer tüm odaları dolaşıp tuvalet kapılarını tıklattıktan sonra çok endişelenen kiyoomi kendini dışarı attı ve kapının önünde incecik kıyafetleriyle titreyerek oturan atsumu'yu gördü. onu böyle savunmasız görmek her seferinde canını yakıyordu.

"peki, konuşmak yok ama sorunun ne olduğunu bilmeden sana yardımcı da olamam biliyorsun." dedi kiyoomi sarışın adamın yanına otururken. 

"önemli değil, omi-kun. bu kadar çabalaman yeter de artar. bu benim sorunum, kendim halletmeliyim."

"ben de burdayım, biliyorsun atsumu. bunları öylesine yapmıyorum ve farkında olduğunu biliyorum. senden hoşlanıyorum ve hayatının bir parçası olmak istiyorum. sen de benden hoşlanıyorsun. korktuğun şey ne bilmiyorum ama umrumda değil."

"ne?" atsumu vücudundaki tüm kanın yanaklarına toplandığını hissetti.

"yapma ama atsumu, bilmiyor olamazsın."

"hayır ama böyle söyleyince..." derin bir nefes aldı. "ben seninle birlikte olmak istemiyorum omi-kun." bunun üzerine kiyoomi yaklaştı ve elini atsumu'nun göğsüne koydu. sadece bir lafla böyle yerinden çıkacakmış gibi atmaya başlayan kalbi ağzından çıkanların yalan olduğunun kanıtıydı. kiyoomi, atsumu'nun kendinden uzaklaştırma çabalarına kanmayacaktı.

"bana yalan söyleyemezsin."

"evet," onu öpmek için duyduğu yoğun isteğe karşı koyarak geri çekildi atsumu. "ama gerçeği de söyleyemem, kiyoomi. bu yüzden gitsen iyi olur."

--

atsumu: atsumu bu küçük kendini benden uzaklaştıma oyunların işe yaramıyor. yanında olmak konusunda ne kadar ciddi olduğumun farkına varmanı ve düşünmeni istediğim için zaman vereceğim ama sabah yine burdayım.

shoyo: ne? 

atsumu: bana böyle dedi

atsumu: onu evimden kovduktan sonra

shoyo: vay be... böyle birine sahip olduğun için çok şanslısın

shoyo: ama tam olarak ne oldu anlatsana

atsumu: evet çok şanslıyım 

atsumu: ama o değil işte

shoyo: o da sana sahip olduğu içib çok şanslı olabilirdi, izin verseydin

shoyo: sabah ilk iş oraya geliyorum, bokuto-san'a da söyleyeceğim

atsumu: buna gerek yok, reina gidiyor diye ağlamayacağım

shoyo: ağlayacağını hepimiz biliyoruz

shoyo: siz bir güzel konuşup çıkmaya başlayacaksınız ve sonra harika bir hafta sonu geçireceğiz anlaşıldı mı??

atsumu: yessir

stay with me | sakuatsuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin