Mavi gözlerimin şuan utançtan kızardığını hissediyordum. Sadece gözlerim değil yanaklarım ve kulaklarım da. Bu sefer en beterinden rezil olmuştum. En son böyle dedikten sonra öğretmenine kendini Stetoskopla boğmaya çalışırken yakanmıştın, hatırlatmak istedim.
Kafamın içinde ki ses beni önce ki rezil anılarıma götürürken ben bir yanağım peynir dolu bir şekilde karşımda ki yeşil gözlerle bakışıyordum. His yoktu saf ayna gibiydiler, bakarken çok şey hisserdiniz ya da hiç birşey.
Hafifçe öksürdüm ve elimi ağzıma kapattım, kahretsin bandajlı elimdi ve şuan ise elime bakıyordu.
"Şey evet iyi şuan biraz daha, dün düşünce öyle şey oldu biraz ama kanamamıştı baktım ben" diye saçma bir açıklama da bulundum. Sıvamış bulunmaktayız a dostlar.
"Belli oluyor" dedi ve önüne döndü ve kalan çayını içip ayağı kalktı. Hey Maşallah, Allahım bana bir tane bundan.
Kafamı iki yana salladım ve kafamın üzerinde dikilen adama bakmaya başladım, fakat o benim aksime karşıya bakıyordu ve bir anda çehresi gerildi.
Nereye baktığını baktığımda karşıdan yani yemekhanenin kapısından giren bir düzine askeri gördüm. Önlerinde ise onlardan biraz daha önde sanki koyun sürüsüne bakan Çoban gibi bir Asker daha vardı.
Ay bu sarışın tam bizlik. Lan ne sarısı be bizim asıl tipimiz Esmer, diye susturdum içimdeki sesi ister istemez bu sefer.
Allah yaratmış yaratmış buraya yollamıştı vesselam. Karşımda çenesi kaskatı kesilmiş bir şekilde karşısına bakan Giray Beyciğim anlık derin bir nefes aldı ve bunu yaparken kısa bir an gözleri kapandı. Bu sefer karşıda ki sarı bey'e baktım, e kız buda aynısıydı, çenesi kasılmış ve derin nefesler alıyordu.
Telefonumun sesiyle ortamda ki sessizlik bozuldu, telefonun üzerinde dev yazılarla BURÇİN ÇİN ÇİN, yazısını görünce direk açtım fakat bunu yaparken bunun bir görüntülü arama olduğunun yeni farkına varmıştım. Yemekhanede birden,
"SENİ BU DÜNYA DA EN ÇOK KİM SEVER BEN TABİKİ, SENİ BU YERLERE GÖKLERE KİM SIĞDIRAMAZ, BEN TABİKİ"
Bağırışıyla tüm gözler bana dönmüştü. Sana rezil olma konusunda bu kadar net konuşma demiştim.
Susar mı, ben daha cevap vermeden devam etti.
"Babamdan arabayı aldım, hazır sen daha göreve başlamamışken Urfa gecelerine akalımmı güzellik" dedi bu seferde flörtöz bir edayla göz kırptı. Keşke bunu söylerken bide sesini kalınlıştırmasaydın.
Daha fazla etrafta ki gözlere mağruz kalmamak için hemen etrafta bana bakan kişilere göz gezdirerek başımı siz devam edin tarzında sallayarak çantamı alıp hemen kapıya yöneldim.
Hızla yemekhaneden çıktım. Oh sonunda çıkmıştım, telefonda ne olup bittiğinden bihaber bir şekilde şarkı söyleyen canım cancazım arkadaşımın yüzüne telefonu kapattım.
Daha fazla askeriyenin ortasında beklememek için Askeriye binasından çıktım ve Ademin dediği balıklı göle doğru yol aldım.
**
Balıklı göle gelmiştim ve burası acayip güzeldi. Etrafın onlarca fotografını çekmiştim ve bu gece bunları Burçin arkadaşıma yani beni rezil rüsva eden arkadaşıma atıcaktım.
Balıklı göle geleli 1 saat olmuştu ve ben hâlâ gölün başın da durup balıkları inceliyordum.
Ayaklarım ağrımıştı aslında ve sabah ki kargaşadan dolayı doymamıştım. O yüzden yemek yemem lazımdı, hemde hemen.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kurşun İzi
Teen FictionAskeriye de Hemşirelik yapmaya başlayan Asrın Güneş, Şafak Tim komutanı Üsteğmen Giray Göktepe ile tanışır. Fakat bilmediği bir şey vardır, oda onun daha önce yanlış numara vasıtasıyla Giray Göktepe ile konuştuğudur. (YAZIM HATALARINA ALDIRIŞ ETMEYİ...