0.9

1.5K 60 1.1K
                                    

-İlahi bakış açısı-

Çoğu zaman olaylar istediğimiz gibi gitmeyebiliyordu. Mesela yarım saat önce ilk defa bir kadına iltifat eden Giray Üsteğmen gibi. O annesi dışında hiç bir dişi varlığa iltifat ettiğini hatırlamıyordu, görev icabı hariç gerçek duygularını ifade etmişti annesi dışında bir kadına, Asrın hemşireye etmişti hem de. Saçlarının güzel koktuğunu ima etmişti ve bu onun bakış açısından bir iltifattı. Asrının gözlerine bakarken hissettiklerini dile getiremiyordu, belki de ne dile getirmek istiyordu ne de bunları düşünmek.

Fakat dakikalardır ranzasın da oturmuş olanları düşünüyordu. Ellerini kafasının altında birleştirmiş, kollarının üzerine kafasını koymuş yatakta iki seksen uzanıyordu. Böyle olmayacağını düşünüp yavaşça ayaklarını yataktan sarkıttı ve saçlarını karıştırarak etrafına bakmaya başladı. Taş kafası ağrımıştı.

Yatağın arkasına ellerini atarak senedi ve bir hışımla ayaklandı, önemli işleri vardı. Üzerine asker yeşili tişörtünü geçirip Anahtarını cebine atarak odadan çıktı ve merdivenlere yürüdü. Kapıyı kitlemedi çünkü kattaki askerleri tanırdı, diğerleri de cesaret edemezdi odasına girmeye. Zaten girseler bile görecekleri tek şey yatak ve iki üç askeri kıyafet olan dolap olacaktı.

Aşağı kata inince toplantı odasının kapısında içeri girecek olan Adem'e karşılaştı. Bu aralar çok gözüne batıyordu. Yeni gelen Hemşireye bu kadar samimi davranmasını bir şeye dayanmasını istemedi içten içe. Soğuk bakışlarla ona doğru yürüyüp önünde durdu, Ademin açtığı Kapıyı eliyle hafif iterek toplantı odasına girdi ve karşısında oturan Şafak Tim'ine baktı. Hepsi aynı anda ayaklanıp saygıyla Asker duruşu sergiledi. Rütbe de oldukları açık bir şekilde belli oluyordu hepsinin.

Adem de yanına geçince hepsine teker teker bakmaya başladı.

Önce masanın ucunda ayakta dikilen Dağhan'a kaydı gözleri.

Teğmen Dağhan Kaya. 29 yaşında kumral saçları hafif çekik gözleri olan biriydi. Soğuk bir karaktere sahip olsa da gerektiğini de herkesi güldüren şakaları vardı.

Ona bakmasıyla gözlerini açıp kapadı, dostu gibiydi, o anlatmadan anlar derdini o söylemeden hissedip elinde sigara ve çayı ile yanında biter ve derdini anlamaya çalışırdı.

Bu sefer gözleri yanında duran Hakan'a yani askeriye de ki lakabıyla Seda Sayana,

Asteğmen Hakan Sıcak. 28 yaşında Kumral saçları ve buğday bir teni vardı. Kendine özgü olan yakışıklılığı ile kendini aşık edemeyeceği kadın yoktu vesselam. Kendine bulduğu yetmez gibi birde tesise küçük yaşta ki askerlere de karı kız peşine koyar onları ayda bir pavyona götürür eğlendirirdi. Bu yüzden ona tesiste ki üst rütbeli askerler Seda Sayan mübarek diyip gülerlerdi. Giraya Üsteğmene göre tam bir pezevenkdi.

Ardından Sancağa takıldı gözleri. Astsubay Kıdemli Başçavuş Sancak Karan. Siyah saçları olmasına rağmen buğday bir teni vardı Sancağın, az konuşur çok dinler gerektiği yerde yumruğunu masaya koymasını bilirdi. 28 yaşında olmasına rağmen oldukça olgundu, severdi Sancağı Giray, çok konuşmaması onu en büyük sevme nedenlerindendi. Giray çok konuşan insanları sevmezdi ama bir araya geldiklerinde de konuşmaları onu rahatsız etmezdi. Garipti onun için.

Girayın gözleri bir elinde silahı diğer elinde hafif kirlenmiş bez olmasına rağmen elini alnın da tuttuğu için bir gözü gözükmeyen Harun'a kaydı. Astsubay Kıdemli Üstçavuş Harun Yanar. Harun 27 yaşında kumral gözlerini kan bürümüş bir askerdi. Hikayesini pek açmasa da sevdiği onu terk ettikten sonra kendini vatanına adadığını duymuştu Giray. Kumral saçları ve buğday teniyle yakışıklı çocuktu Harun, sarı gözlerine bakan birinin korkmama gibi bir durumu yoktu bu cihanda.

Kurşun İzi Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin