(Oy vermeyi ve Yorum yapmayı unutmayın)
Elimle yüzümü ovarak bu teklifi kabul ettiğim için bir kez daha kendime sövdüm. Hilalle konuştuktan sonra Girayı bulmuş ve 'asla" gelmeyeceğimi belirttiğim bir konuşma yapmıştım, ama sanki bir kez rica etmesini bekliyormuş gibi gözlerime yeşilleriyle bakması ve rica etmesi resmen direkt kabul etmemi sağlamıştı.
Şimdi ise aynadan son kez kendime bakıp kapının önüne ittiğim bavullara ilerledim. Elimi kapı kulpuna atmışken kapım tıklandı. Benimde şak diye kapıyı açmamla Girayı karşımda bulmam bir oldu.
"Bu kadar hızlı açacağını bilseydim daha erken gelirdim." dedi muzipçe. Ben ise onun aksine gecenin üçünde yola çıkamayacak kadar yorgun ve huysuzdum. Evet Giray bey gece yola çıkarsak öğlen orada olacağımızı söyleyip beni daha kuşlar bokunu yememişken uyandırmış sonra üzerini değiştireceğini söyleyip gitmişti. Bende tabi hemen yatağa koymuş uykuma geri devam etmiştim fakat kapımı iki kez tıklayıp 'Başında dikilmemi istemiyorsan çık o yataktan' demişti. Rahat rahat salya sümük halimden kurtulmam için tek olmam lazımdı ve zaten biri onun odama girdiğini görürse yanlış anlaşılma olasılığı olduğu için direkt kalkmıştım.Asla gizli gizli öpüşüp elleşmiyorsunuz ASLA!!
"Hayır yani bende bilseydim şafak operasyonuna gider gibi köye gideceğimiz onca ısrara rağmen gelmezdim." dedim uykulu bir şekilde. Bir elimi gözüme götürüp ovdum.
Rimel gitti Rimel!!
Aklıma daha az önce sürdüğüm rimelim gelince hızla elimi gözümden çekip parmağıma baktım. Neyse ki tek bir Rimel boyası bile yoktu.
"Yalnız ısrar değil ricaydı söylediklerim." uykudan gözümü açamamama rağmen kocaman bir kahkaha atıp dün akşam bana söylediklerini taklit ettim.
"'Asrın ne yapacaksın tek buralarda, gel da ailemle tanışırsın, Asrın yayla falan gezeriz, şehrin ortasında kocaman çay bardağı var onun için bile sırf gelmelisin.' diyen de bendim zaten."Beni duymazlıktan gelerek elini kapının yanında ki bavullara attı ve ikisini de sanki içi boşmuş gibi kaldırıp kapının ağzından çekildi. Kafasıyla önünü gösterip gözlerini tekrar üzerime çevirdi.
"Çok konuşmada düş önüme huysuz."
Kafamı gülmseyerek iki yana sallayıp kol çantamı da alıp, kapıyı çektim. Cebime önceden attığım anahtarı çıkarıp kapıyı kilitledim ve Girayın dediği gibi önüne merdivenlere doğru ilerledim. Aşağı indiğimde boş olmasını beklememek rağmen tek tük askerin koridorda olduğunu gördüm. Bir kaçı yerleri silerken bazıları ellerinde kalın kalın dosyalarla toplantı odalarına yürüyordu. Askeriyenin kapısına gelince ardımda Girayı bırakıp çıktım.
"Hilal! Sana diyorum ki bu arabayla geleceksin." Sancağın sinirli sesini duymamla bakışlarım Giraya döndü, o ise kaşlarını 'bilmiyorum' anlamında çattı.
"Rütbede değiliz diye bana bu şekilde bağırma hakkını bulamazsın. Keyfim ve kahyası hangi araçla gitmek isterse o araçla geleceğim. Sınırlarını bil Sancak Karan!" dedi Hilal saatin epey geç olmasına rağmen sert ve dinç bir sesle.
Sancak sanki az önce Hilal ona bağırıp çağırmamış gibi umursamazca devam etti. "Kızım sen benim sabrımı sınamak için mi gönderildin, ya sabır!" dedi bir elini beline koyup diğerini Hilale uzatırken.
"Bak o elini alır kırıp götüne sokarım Sancak benim sabrımı sınama. O sesin bir kez daha yükselsin, hele o elin bir daha bana uzansın o zaman görücem seni ben!" dedi Hilal. Sinirle elinde ki bavuluyla Sancağa doğru atılmıştı ki Ömer hızla onu kolundan tuttu.
"Komutanım." dedi Ömer kaşlarını çatarak Sancağa doğru. Yüzünden yine aynı soğuk ifade vardı. "Niye uzatıyorsunuz, nerede gelmek istiyorsa orada gelsin." Hilali korumak istiyordu belli ki.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kurşun İzi
Teen FictionAskeriye de Hemşirelik yapmaya başlayan Asrın Güneş, Şafak Tim komutanı Üsteğmen Giray Göktepe ile tanışır. Fakat bilmediği bir şey vardır, oda onun daha önce yanlış numara vasıtasıyla Giray Göktepe ile konuştuğudur. (YAZIM HATALARINA ALDIRIŞ ETMEYİ...