"Burada mı?" omuz silkerken "Müsaitsen ve sorun olmayacaksa evet." dedi. İçeride yatağımdan başka oturabileceği bir yer de yoktu hani.
Yine de içeri girerken gözlerimi kısıp "Ağrın var mı?" diye sordum. İyi gözüküyordu ama şu an suratındaki ifade bir maskeden ibaret olabilirdi. Bu konuda ona güvenemeyecektim ne yaparsa yapsın. "İyiyim, sen?"
Bu sefer ben omuz silkerken hemen karşısına çalışma sandalyemi çekip oturdum. "Ne hakkında konuşmak istiyorsun?"
"Uykum yok canım da sıkkın. Bu evde yolunu bildiğim tek yer burası." yalancı.
"Çocukken evin her odasına girip çıktığını unuttun herhalde." bacaklarımı kendime çekip oturduğum yerde bağdaş kurmaya çalışırken sargıdaki ayağımı özellikle üstte bıraktım. "O farklı artık büyüdük."
"Büyüdükçe dertlerimiz de büyüyor sanırım." arkama yaslanıp ona bakarken birazdan kim bu tehdit mesajlarını yollayanlar diye yakasına yapışacakmışım gibi geliyordu. Bu konu bir tek beni mi geriyordu anlamıyordum ki nasıl bu kadar rahat olabilirdi?
"Önemli bir şey değil menajerimin haberi vardı zaten." omuz silkerken o omzuna bir tane vuracaktım şimdi. Gerçekten yerimden kalkmaya üşendiğimden oturup düz düz baktım suratına. "Nasıl önemli bir şey değil, daha önce de duydum sizi ben uzun zamandır devam eden bir şeyden bahsediyoruz. Sen ağzın yüzün dağılmış bir halde geldin eve Zaman. Pansumanını ben yaptım hatırlıyor musun?"
"Hatırlıyorum, yüzünü uzun zaman sonra ilk defa o kadar yakından görmüştüm." gözlerimi devirirken "Konumuz bu mu gerçekten?" diye sordum. Bu çocuk niye bana aşıkmış gibi davranıyordu?
"Mina bari sen yapma ne olur annem iki saat konuştu zaten." bana yalvarır gibi bakınca "Endişelenmem gayet doğal. Basit bir şeymiş gibi rahat davranman garip asıl." dedim ona.
"Neden benim için endişeleniyorsun ki?" kafamı yan yatırıp "Şaka mı yapıyorsun?" diye sordum. Ne alakası vardı şimdi oradan oraya atlıyordu konuşmada. "Eskisi kadar yakın olmasak da ben sokaktan geçen herhangi birinin de zarar görmesini istemem. Kötü biri değilim öyle düşüncelerim de olmuyor haliyle. Senin bunu düşünmen garip asıl."
"Aynısını kendin yapmıyormuşsun gibi." ellerini yatağıma yaslayıp arkaya doğru devrilecekken yerimden hızla kalkıp tuttum onu. "Sırtında dikiş var."
"Hiç acımıyor." kafasını kaldırıp suratıma bakınca "Bugün önüme atlaman zarar görmen gereksizdi bu yüzden sana kızgınım evet ama ne kadar kızgın olsam da kaç yıl birlikte geçirdiğim insan için endişelenmek en doğal hakkım. Ayrıca ben çok soğukkanlı birisiyken benim bile bu kadar endişeleniyor olmam işin ciddiyetinin farkına varmanı sağlar umarım, çocuk oyuncağı değil bu canınla tehdit ediliyorsun." dedim. Anlamıyordu sanırım ama çabalayacaktım artık.
Kolumdan tutup beni yanına oturturken nefesini üfleyip "Öncesinde de eve kargoyla bir şeyler yolluyorlardı ciddiye almamak değil bu aralar arttı zaten. Bu tarz olayların filmin önüne geçmesini istemiyorum." diyerek döndü bana.
Yatağın ortasında bağdaş kurarken "Neden polise ihbar etmediniz yine de? Babamların dahil olması olayları daha da büyütecek muhtemelen." dedim ama sessizce halletmeye çalıştıklarına emindim. "Büyür mü çok ya? Off bıktım bu kaostan." başını ellerinin arasına alıp öne doğru eğilirken dudağımı büküp haline baktım. Saçları uzamış bukleleri önüne düşüyordu.
Elimle omzuna bir iki kere destek olmak için vururken "Sessizce hallederler bulunsun da kim yapıyorsa gerisi önemli değil." dedim. Kafasını yan çevirip bana bakınca gülümsedim ikna edici olmak için. Daha ne yapayım üstün bir çaba sarf ediyorum şu an.
"Ankara'ya ne zaman döneceksin?" yemin ederim ki konudan konuya atlamanın böylesi zor bulunurdu. Ona ayak uyduruyor oluşum da deliliğine ortak olmak gibi bir şeydi gözümde.
"Dersler başlayınca."
"Çekimler ne olacak?" omuz silkip "Annemle şartlı sözleşme yaptığımı duymadın mı?" dedim. Derslerim en önemli şeydi bu dönem, önceliğim asla değişmemeliydi.
"Ciddi misin?" şaşkınlıkla doğrulurken kafamla onayladım onu. "Mezuniyetimi etkileyecek bir durum oluşmamasını sağlayacaklar, derslerime eksiksiz katılmak zorundayım."
"Seti Ankara'ya taşımamız gerekir o zaman." gülüp "Yoğunluğu bana yönlendirdiler zaten sen de böyleyken olabildiğince benim sahnelerim çekilecek ki aradaki fark kapansın." dedim.
"Birlikte olan sahnelerimiz çok fazla ama." dudağımı bükerken "Onlara sıra gelene kadar en azından çoğunluğu bitireceğim." dedim. Buraya geldiğimiz günden beri 1.5 haftayı geride bırakmıştık sanırım ya da iki bile olabilirdi. Zaman o kadar hızlı geçmişti ki telefonumdan tarihi kontrol etmek zorunda kaldım.
"Artık daha sık görüşebilir miyiz peki?" kaşlarım havalanırken "Sen değil miydin benimle görüşmek istemeyen, zorla tutuluyorsun yanımda sanıyordum." dedim.
"Ne alaka?"
"Nasıl ne alaka, öyle demiştin." omuz silkip "Hatırlamıyorum öyle bir şey." diyen şaşkın haline baktım. Kapım çalarken onu hızla susturup "Efendim?" diye seslendim. "Bir ihtiyacınız var mı diye sormamı istedi Aynur hanım." duyduğum ses genç birine aitti.
Şifonyerin üstündeki boş sürahiye bakıp daha sonra aşağı inebileceğimi düşünerek "Hayır, teşekkür ederim." diye seslendim.
"Ben demedim öyle bir şey."
"Zaman ben senin her dediğini çok net hatırlıyorum tekrar açmayalım eski defterleri ya, uykun gelmedi mi senin?" kafasını iki yana sallarken "Gerçekten hatırlamıyorum ne zaman dedim?" diye diretti.
"Annene söyledin Mina'yı görmek istemiyorum diye. Sizdeydim o gün annemle birlikte gelmiştik senin haberin yoktu muhtemelen. Olsa da söyler miydin bilmiyorum yüzüme gelip de tek kelime etmedin." şaşkınlığını buram buram hissederken "Neyse konuşmaya değmez artık çok önceden olmuş bir şey bu." dedim.
"Mina." gözlerini yumarken derin bir nefes alıp ona bakmaktan kaçındım. Açık konuşmak gerekirse her şey bizim için çok iyi giderken bir anda böyle bir şey yaşayacağımızı düşünmemiştim. Hala bile aklıma gelince nasıl olduğuna anlam veremiyordum. Zaman benim en büyük sınavım olabilirdi bunu atlattığım birçok sınavdan sonra rahatlıkla söyleyebilirdim.
"Hadi git artık, uyuyalım geç oldu."
"Gitmek istemiyorum." inan bana zerre kadar ilgilendirmiyor bu beni. "Ben uyumak istiyorum ama."
Dizini gösterip "Uyu." derken şaka mı yapıyor diye baktım suratına. "Kocaman yatak dururken neden senin dizinde uyumam gerekiyor açıklar mısın?"
"Sana anlatmam gerekiyor çünkü, neden gittiğimi neden döndüğümde seni bulamadığımı, her şeyi."
"Ben sana kırgın ya da kızgın değilim Zaman. Çocuktuk, büyüdük değiştik bunları normal karşılıyorum ve saygı duyuyorum. O yüzden bana bir şey borçlu değilsin. Bunları geride bırakabiliriz."
"Sana olan sevgimi geride bırakmak istemiyorum ki ben. Kaçtığımı, senden kaçtığımı, bil istiyorum. Sana layık olamamaktan korktuğum için, önünde engel olacağımı düşündüğüm için kaçtığımı bil istiyorum. Korkaktım evet ama hayatımın hiçbir anında bu kadar sensiz kalabileceğimi hayal etmemiştim ben."
Helllöğğ
NASILDIK?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Beni Kendinden Kurtar
Historia Corta053**: Şu an anayasanın bilmem kaçıncı maddesine göre suç işliyor muyum bilmiyorum ama 053**: Umurumda da değil gerçi 053**: İşliyor muyum acaba ya? 053**: OFF NEYSE NE DİYORDUM 053**: hatırladım 053**: normalde de bu kadar suratsız mısın yoksa 053*...