053**: Şu an anayasanın bilmem kaçıncı maddesine göre suç işliyor muyum bilmiyorum ama
053**: Umurumda da değil gerçi
053**: İşliyor muyum acaba ya?
053**: OFF NEYSE NE DİYORDUM
053**: hatırladım
053**: normalde de bu kadar suratsız mısın yoksa
053*...
Göz makyajım yapıldığı için kapattığım gözlerimi açıp aynada kendime baktım. Kumral saçlarım dalgalı hale getirilmiş iki ucu güzel bir örgüyle birleştirerek açılan yüzüme de şeftali tonlarında hafif bir makyaj yapılmıştı.
"Mina'ya bakıp geliyorum." diyen Melda teyzenin sesiyle üstümdeki elbiseye dikkat ederek ona döndüm.
"Hazırım."
"Muhteşem görünüyorsun." ellerini birbirine kavuşturmuş bana doğru gelirken gülümseyip kendime baktım tekrar. Elbise çok güzeldi, benlik bir şey yoktu aslında.
Üç elbise giyecektim podyumda ve üçü de birbirinden güzeldi cidden.
"Saçı hep böyle mi kalacak?" diyerek kuaförlerle konuşurken aynadaki aksime baktım. Ayağa kalkıp elbiseyi düzeltirken altın sarısı elbisesi ve onunla aynı renk peleriniyle İda gelmişti. İlk elbiseler biraz antik havayı yansıtsa da çok hoşuma gitmişti.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
"Sıraları biliyorsunuz, kızlar hadi hazırlanın son prova." derin bir nefes alıp makyajına rötuş yaptıran Melodi'yi izlemeye devam ettim.
"Harika oldu bence." diyerek gülümserken masanın üstünde titreyen telefonumu aldım elime.
Gülümse: Senin bir şey demeni gerektiren bir durum söz konusu değil
Gülümse: İltifat ediyoruz şurada gülümseyip teşekkür etmek yerine dikenlerini çıkartıyorsun hemen
Gülümse: Biraz insancıl olsana
Mina: Niçin?
Mina: İnsanlık yaparak sana cevap veriyorum şikayetçiysen engelleyebilirim de değil mi?
"Mina hadi!" diyen İda'yla telefonun ekranını kapatıp ayağa kalktım. Podyumun olduğu kısımda fazlasıyla yüksek sesli bir ortam vardı. Yüzümü buruşturup ekrandan kızları izlemeye devam ettim, şimdi kardeşim çıkacaktı.
"Birbirinize çok benziyorsunuz." diyen Melda teyze gülümsememin büyümesini sağlarken "Sıra benim." diyerek koridora girdim. Elbisemin eteklerini tutup basamağı geçtikten sonra İda'nın köşeyi dönmesiyle saklandığım yerden çıktım.
Açık olan pelerinin başlığını kapatıp yoluma devam edecekken sandalyelerde oturan Zaman'ı görmemle kaşlarım havalandı. Adımlarımı bozmadan dönüş yoluna girdiğimde kafamı arkaya çevirip "Neden buradasın?" diye sormamak için zor duruyordum.
Hani benden haber bekleyecekti?
Tekrar içeri girdiğimde buradaki hareketliliğe odaklandım ve diğer elbiseyi giymek için hemen kalın perdelerin arkasına geçtim. Kızlar üstümdeki elbiseye zarar gelmeden kaldırırken derin göğüs dekolteli lacivert elbiseyi dikkatlice giydim.