7

3.3K 270 28
                                        

Bölüm Şarkısı: Jess Penner- Sweeter

Geldiğimiz kafe sitenin yakınında olsa da dışarı çıkmamızı sağlamıştı. Yerime geçerken derin bir nefes alıp kafamdaki şapkayı çıkardım, içerisi resmen bomboştu.

Zaman da şapkasını çıkartıp saçlarını eliyle karıştırarak düzeltti. "Ne yersin?"

Bu saatte ne yenirdi sanki, gözlerimi devirip menüyü aldım elime. Sabahları çok bir şey yiyemiyordum, o yüzden kahvaltı tabağında karar kılıp içeceklere baktım. Çay isterdim ama bu konuda oldukça şanssızdım, hiç lezzetli çay yapan bir yer bulamıyordum.

"Mina?" kafamı kaldırıp bakışlarımı onunla buluşturduğumda "Karar verdin mi?" diye sordu.

"Kahvaltı tabağı." dudağımı büküp son kez baktım içeceklere. "Portakal suyu olsun." diyerek garsona baktım. Gülümseyerek dediklerimi not ederken elimle alnımı ovalayıp siparişini veren Zaman'a baktım.

"Çay istemedin?"

"Güzel çay bulana kadar, dışarıda çay içmemeyi tercih ediyorum." bu dediğim onu güldürürken omuz silktim.

"Denemeden nasıl bulacaksın?"

"Bilmem, bu zamana kadar deneyip çok hüsrana uğradım artık şans vermiyorum sanırım."

"Önceden koşulsuz şartsız atlardın her şeye, değiştin mi yani?" elimi yanağıma yaslayıp ona baktım, neyi sorguluyordu şimdi?

"Büyüdüm Zaman, sen hala o küçük çocuk musun?"

"Keşke öyle olsaydım dediğim çok zaman var." sessizce söylese de dediğini duymuş merakla bakmaya başlamıştım. Yüzümdeki bakışlarını çekip denize çevirdi gözlerini.

"Büyüdükçe sorumluluklar artıyor." istemsizce alayla gülümsedim, onun mu sorumluluğu vardı?

"Ne sorumluluğu mesela?"

"Yaptığım işi küçümsüyor musun şu an?" kaşlarını havaya kaldırıp alayla bana bakınca kafamı hafifçe yana eğdim. "Oyuncusun Zaman, psikoloji bitirmiş olman bir şeyi değiştirmiyor."

"İçinde bulunduğum sektörün zorluğunu en iyi bilenlerden birisin." kafamı sallayıp onu onaylarken siparişlerimiz gelmişti. Zaman'ın kahvaltı tabağı hariç istedikleri de masaya bırakılırken dudaklarımı ıslattım yavaşça.

"Gayet iyi biliyorum evet, hiç ilgimi çekmemesine rağmen içindeydim çünkü. Ama asla meslek olarak devam etmezdim ben, sen ilgiden her zaman hoşlandın hala öylesin."

"Ben de bıkamaz mıyım o ilgiden?" sorduğu soruyla kaşlarım havalanırken tabağımdaki domatesi küçük parçalara bölmeyi bırakıp bıçağımı ona doğru uzattım.

"Bilmem bıkar mısın?"

"Bilmiyorum, daha gencim buna devam edebilirim diye düşünüyorum." ağzıma attığım domatesi çiğnerken kafamı salladım. "Yeni projeye sen seçildin sanırım."

"Aynur teyze baya ısrar etti, daha kararımı vermedim." bakışlarını bende tutunca merakla baktım suratına. "Okudun mu sen senaryoyu?"

"Bir iki sayfasını sadece, vakit bulamadım." kahvesinden içerken gözlerini kapatıp açtı. Masanın üstündeki telefonumun ekranı yanıp söndüğünde açtım hemen. İda yeni uyandığında bir mesaj atmıştı şimdi de evden yarım saate kadar çıkacağını haber veriyordu, havuzda buluşacaktık.

"Bundan da ye, buranın pancakeleri çok güzeldir." tabağıma bıraktığı ufak pancake ne kadar hoş gözükse de koşarken yaktığım kaloriyi geri almak istemiyordum hiç.

Beni Kendinden KurtarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin