-Zaman-
Elimdeki kahve fincanını sehpanın üstüne bırakıp salonda kaybettiğim kumandayı aramaya devam ettim. Bu televizyonun üstünde tuşu yok muydu ya?
Kumandayı bulamayacağımı anlayınca el mecbur ayağa kalkıp televizyona yaklaştım. Tuşa basıp eski yerime oturduğumda müzik sesi evi doldurmuştu. Zaten televizyonu başka bir şey için kullandığım söylenemezdi.
Telefondan Mina'nın son mesajıma cevap verip vermediğini kontrol ederken sıkıntıyla nefesimi üfledim. Gıcıklığı tutunca asla aksini yapmıyordu bu kız.
Üstü bir hayli kalabalık olan masadan senaryoyu alıp boynumu iki yana eğerek arkama yaslandım. Ne yaparsa yapsın benim partnerim olacağı kesindi, bu durumda nerede nasıl davranmam gerektiğini bilmem gerekiyordu.
Senaryoyu 25. kez baştan okurken bundan hiç sıkılmayarak kahvemi yudumladım. Onu en çok bale derslerinde izlemek istiyordum, yapamadığı şey yoktu bunu da başaracağına o kadar emindim ki.
Kabul etmemesinin sebebini düşünüyordum ama partnerinin ben olmam haricinde sorun yoktu bence. Önceden iyi anlaşırdık halbuki, bu kadar nefret ediyor olamazdı benden.
Hem birlikte kahvaltı yapmıştık benden nefret etse gelmezdi bence.
İnstagram'a girip son paylaştığı fotoğrafa bakarken İda hikaye paylaştı. Ondan önce arkadaşımın attığına bakıp gülümsedim, bana gel diye yalvarmıştı bir de.
Akın yanındaki Esin ile çektiği fotoğrafı paylaşmıştı. Sinema hariç gidecek yer bulamamışlardı galiba.
İda'nın attığı hikayeyi açıp videoyu izlemeye başladığımda Mina kısa bir sürede salonun köşesinde annesiyle konuşurken denk gelmişti.
Evin hali hal değildi, İda'da "Bu evde bir şeyler oluyor" notuyla paylaşmıştı zaten. Yakında çıkardı kokusu ama herkesle birlikte öğrenmek değildi niyetim.
Televizyonu kapatıp odama geçtim hızlı adımlarla. Bu ev okula yakın olduğu için ailemden ayrı kalmama sebep olmuştu ama asla pişman değildim. Annem beni bu dağınıklıkla eve kabul etmezdi artık zaten.
Üstümdeki siyah eşofman ve sweatshirtü çıkartmayıp deri ceketimi ve cüzdanımı aldım. Evden çıkıp otoparka inmem 10 dakikamı almıştı ama sonuç olarak çıkabilmiştim. En kısa zamanda eve birkaç kişi çağırıp toplanmasını sağlamam gerekiyordu, hatta gitmişken anneme söylesem de olurdu.
Arabayı çalıştırmadan önce ona mesaj atıp atmamak arasında gidip gelirken kendi adıma yapacak olsam asla yapmayacağım seçeneği seçtim.
Zaman: Gülümsesene ya
Zaman: Hep somurtuyorsun erkenden kırışacaksın bak ben diyim
Elma: Evime kamera yerleştirmiş olma ihtimalin??
Elma: Ayrıca mecburen iki saattir gülüyorum zaten bırakın da somurtayım ya
Zaman: Evine kamera yerleştirmedim de
Zaman: Neden gülmek zorundaydın onu anlamadım
Çevrimdışı olduğunu fark edince telefonu yan koltuğa bırakıp arabayı çalıştırdım. Siteye ulaştığımda mesaj atabilmişti ama bakışlarımı yoldan çekmedim.
Bizim evin önüne gelince yavaşlayıp duraksadım, evde olmadıklarını biliyordum. Mesajı açıp okuduğumda kahkaham da arabada yankılanmıştı. İnatçı..
Elma: Sana ne..
Elma: Bilmediğine göre gerçekten evimde değilsin demek ki..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Beni Kendinden Kurtar
Truyện Ngắn053**: Şu an anayasanın bilmem kaçıncı maddesine göre suç işliyor muyum bilmiyorum ama 053**: Umurumda da değil gerçi 053**: İşliyor muyum acaba ya? 053**: OFF NEYSE NE DİYORDUM 053**: hatırladım 053**: normalde de bu kadar suratsız mısın yoksa 053*...