053**: Şu an anayasanın bilmem kaçıncı maddesine göre suç işliyor muyum bilmiyorum ama
053**: Umurumda da değil gerçi
053**: İşliyor muyum acaba ya?
053**: OFF NEYSE NE DİYORDUM
053**: hatırladım
053**: normalde de bu kadar suratsız mısın yoksa
053*...
Yüzümü buruşturmamak için çaba sarf ederken hemen yanımdaki sandalyede oturan Ercüment'e döndüm. İda ve Ercüment bugün ikiye bölündükleri için biraz ne yapacaklarını şaşırmışlardı. Ben ikisini de istemezken Melodi'nin birine ihtiyaç duyacağına emindim. İkisini de başımdan savmak için güzel bir neden olsa da onlar kendi aralarında bir karar vererek kim kime daha çok faydalı olur diyerek bu şekilde bir çözüm bulmuştu.
Suratıma artık kaçıncı kez sürüldüğünü bilmediğim pudrayla nefesimi üfleyip aynadaki aksime baktım, güzel olmuştum. Yani çabalarına değmişti cidden.
"Kaç gibi çıkarız buradan?"
"Bilmiyorum ki ama hazırlıklara geç kalmamam lazım."
"Arabayı burada bırakıp metroyla mı geçsek acaba, trafiğe kalırsak bunu deneyelim." Ercüment ağzına kurabiyelerden bir tane atarken onu onaylayıp kapıdan giren Zaman'a baktım.
"Hazır mısın?" ellerini oturduğum sandalyenin sırt kısmına koyup bana baktığında kafamı sallayıp "Ne zaman başlıyoruz?" diye sordum.
"Şimdi Akın'lar çekimde sonra bizi alacaklar, sonra da toplu çekim afiş için falan."
Derin bir nefes alıp saçımı son kez kontrol eden Asude'ye teşekkür ettim. O odadan çıkarken "Heyecanlı mısın?" diye soran Zaman daha yeni bastırdığım stresimin tekrar gün yüzüne çıkmasına neden olmuştu.
"Biraz, daha çok stresliyim. Elime yüzüme bulaştırmadan çıkabilirsem bu işin içinden mutlu olacağım."
"Merak etme, işini zorlaştırmam. Ama benden bir tavsiye ekiple aranda ne kadar samimiyet kurarsan onların da sana ve yaptığın işe bakışı değişir. Biraz rahat bırak kendini, kasma." eli omzumda yer edinip sıvazlarken üstümdeki kıyafetin etek kısmını düzelttim.
"Hazır mısınız?" Zelal teyze kapıdan büyük bir gülümsemeyle içeri girdiğinde aynı şekilde karşılık vererek ayağa kalktım.
"Hadi gidip bitirelim şu işi." Zaman ve Ercüment yanımda yer alırken kapıdan Zelal teyzenin peşinden giderek çıktım. Hala flaşlar patlayan bölüme geldiğimizde kahkahaların havada uçtuğunu duyabilmiştim.
Birileri eğleniyordu demek ki.
"Zaman Mina siz de geçin birkaç toplu fotoğraf alalım filmin sosyal medya hesaplarına yükleyeceğiz." üzerimde çok şık bir kıyafet vardı saçlarımın açık kalmasını tercih etmiştim ama absürt durmamasını umuyordum.
Kamera karşısına geçerken nerede ve nasıl durmamız gerektiğini söyleyen fotoğrafçıyı dinliyordum.
"Zaman, Mina'ya düşse tutacakmışsın gibi ama aynı zamanda ona hiç temas etmemen gerekiyor."
"Onu nasıl yapacağım ya?" tepkisi gülümsememi sağlarken "Anladım ben, görünce anlarsın ne demek istediğini." dedim.
Balerin gibi poz vermemizi istiyordu benden ve benim gibi balerin rolünde olan Duru'dan. Bu kolay olacaktı çünkü üstümdeki kıyafet ve ayağımdaki pointlerle başka bir poz vermemi isteselerdi garip kaçardı.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
