Düşüncelere dalmışken yüzünün yan tarafını yalayıp geçen sıcak nefesle Feyza gerildi. Çok yakın! Uyarı zilleri çalmaya başladı beyninde.
"Feyza kime bakıyorsun? Abine mi, ablana mı?"
Kulağına dolan kelimelerle birlikte, tenine sirayet eden sıcak nefes; aşırı yabancı ve ürkütücü geldi Feyza'ya. Tüyleri diken diken olmuştu. Yüzüne yakın yerde cevap bekleyen yüzün ve Akın'ın şakağına yakın saçlarının kendi saçlarına karışmasıyla bariz bir şekilde irkildi.
"Abime bakıyordum, şey o..."
"Funda'nın bana olan tavırlarının farkında söyledim, bilmesi gerekiyordu."
Feyza şok oldu. Kesinlikle Akın'ın ikisi arasındaki ihtimal bir yakınlaşmayı önceden söyleyeceğini düşünmüyordu. Abisinden ikisinin arasındaki birliktelik için icazet almış olmalıydı. Bu yüzden rahat bir nefes çekti içine. Sahi adam küçüklükten beri Doğrucu Davut gibiydi. Feyza, Akın Abi'siyle arasındaki arsız yakınlığı fark ediverdi.
Kendisini birden geriye attı çünkü bu normal yakınlık abisi ve ablası için yanlış anlaşılmaya çok müsait bir duruştu. Kalbi korkuyla kasıldı, bu kısacık anın görülmemiş olması için dualar ederken Akın'ın gözlerinin içine bakıp kaşlarını çattı. Kendisini ne duruma düşürdüğünün haberi var mıydı acaba?
Gözlerine iyice baktı çünkü artık ablasının sevdigi adamı ayartan kardeş konumunda olmak istemiyordu. Mahallede zaten az bir kısımda olsa Feyza hakkında böyle konuşuyordu. Bunlar çok sinir bozucu olsalarda annelerinin kankileriydi.
Akın kolları arasında kaskatı kesilen kızın, gözlerine ilk kez dik dik bakmasını tuhaf buldu. Feyza kendisine askere gittiğinden beri uzak duruyordu, haklıydı büyümüşlerdi ve dedikodu kazanı gibi kaynayan bir mahallede, kız kendisini çirkin laflardan korumaya çalışıyordu. İçten içe onunla gurur duyuyordu. Kendisini korumaya çalışmasını taktir ediyordu.
Fakat Akın yine de farklı bir soğukluk seziyordu, Feyza ile çocukken çok yakınlardı. Birden bire buz kesen bu davranışların altında başka bir şey olmalıydı. Tabii ya Akın cevabı çok iyi biliyordu.
Funda!
Feyza, ablası için Akın'dan kaçıyor ve soğuk duruyordu. Akın yaşadığı aydınlanma ile bir deneme yapmaya karar verdi. Yanlış zaman, yanlış mekan... Özellikle Feyza bütün olanları yanlış yorumlayacağı bir anda değil. Akın bu iki yanlışın olumsuz getirilerini uzun bir süre çekecekti.
Kızın belinde emanet duran kolunu sıkılaştırıp kendisine çekerken gözlerini Feyza'nın tam arkasına odakladı. Feyza birden bire beline uygulanan güç ile kendisini Akın Abi'sinin sıcacık güçlü göğsüne yaslanmış buldu. Genç adamın ısısını fark edecek kadar olan kısacık bir zaman diliminde telaşla omuzlarda olan ellerini biraz aşağı çekip Akın Abi'sini itti. Kaşlarını olabildiğince çatıp genç adamın yüzüne ne yapıyorsun der gibi bakıyordu.
Bir taraftan da yine gözleri ablasını arıyordu. Belini saran güçlü kol bir türlü kendisini bırakmıyordu. Gözleri alevler saçarak genç adamın gözlerini bulduğunda, onun kaşlarını çatarak arkasına baktığını gördü. Akın ise genç bir adamın, Feyza'dan gözlerini ayırmadan baktığını fark etmişti, rahatsız oldu.
Neler olduğunu anlamaya çalışan Feyza'yı, çok zor duruma düşürdüğünün farkında olan Akın, bunu o an düşünmeyi eş geçti. Çünkü teyit etmesi gereken bir gerçek vardı.
Üst bedenleri bitişik olsa da başını geriye atmış kızı kendine yeniden çekmek için diğer elini başının arkasına atan Akın, bu sefer teklifsizce kızın kulağına sıcak dudaklarını yasladı. "Oturalım abicim!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
》SiRAYET《
RomancePolis Amiri Akın Avcı, gökten herkese üç elma düşecek olsa kendi payına düşenin bir kız olduğunu hiç bilmiyordu! Ta ki o güne kadar... Bahçesindeki ağaçtan erik çalan kızı fark ettiğinde kızı korkutmak istemedi fakat her şey bir anda oldu. Tam kucağ...