2.Çıdam🌹

3.2K 268 159
                                    

Hazır sofraya assolist edasıyla en son oturan Funda'nın soğuyan yumurtaya somurtarak baktığı Feyza'nın gözünden kaçmadı ama her zaman ki gibi ses etmedi.

Aylin Hanım büyük kızına sımsıcak gülümseyerek ona çay doldurdu. Funda bir çay kaşığı toz şekeri çayına katıp karıştırırken Akın'ın sesini duyar gibi oldu. Ve kulaklarını tavşanlar gibi dikerek dikkat kesildi.

Kalbi pırpır atarken gerçekten de Akın'ın sesine duyduğuna emin oldu çünkü adamın muhteşem kahkahası kulaklarını okşayıp geçiverdi.

Yerinde duramaz gibi kıpırdayıp durduğunda Mehmet Bey'in dikkatini çekti. "Kızım neyin var, bir yerin mi ağrıyor?" Kızının derdini bi bakışla anlayan Aylin Hanım hemen olaya el koydu.

Abisini özlemiş gitti diye üzülüyor, git bak bakalım işe vedalaşmadan mı gitmiş abin?" Diyerek Funda'yı babasının merakından korudu.

Funda annesinin yüzüne bile bakmadan hızla yerinden kalkıp dış kapıya yöneldi. Öyle bencildi çünkü. Aylin Hanım kızının tavrına içerledi fakat onu böyle vurdumduymaz yetiştiren kendisi değil miydi zaten?

Feyza, içten içe ablasının özlediği kişinin abisi değil de Akın Abi'si olduğunu düşündü. Mehmet Bey bu tarz aşk sevgi gibi konuların ulu orta konuşulmasını ve dile kolayca dolanmasını sevmezdi, sevdalar özel olmalıydı.

Eski insanların düşüncelerini benimser ayıp olduğunu düşünürdü. Aylin Hanım eşi, Mehmet Bey'in bu düşüncesini gayet iyi bildiğinden ses etmedi. Lâkin her fırsatta Akın'ın annesi Fatma Hanım'a, kızı Funda'yı olabildiğince över ve Akın'la ikisini aynı cümleler içinde konuşur dururdu.

Fatma Hanım ise hiçbir zaman asla olmazlar demedi, diyemezdi. Bazen insanlar istemedikleri şeylere de eyvallah derlerdi, mecbur kalırlardı çünkü.

Aylin Hanım, Akın ve Funda'yı baş göz etmenin bir yolunu elbet bulacaktı. Bulacaktı bulmasına da Mehmet Bey'in tepkisi ister istemez kadını geriyordu. Zira Mehmet Bey beraber büyümüş bu gençleri asla bir arada düşünemiyor hatta evlilik gibi önemli bir konuda her hangi birini yanyana düşünemiyordu bile. Fakat kaç yıllık karısının amacının ne olduğunu içten içe biliyor ama henüz tehlike barındırmadığından ses etmiyordu.

Feyza saate bakıp geç kalacağını fark ettiğinde telaşla sofrayı toplamaya başladı. Bu çabası babasının gözünden kaçmamıştı. "Kızım sen git, ben kaldırırım sofrayı." Diyen adama minnetle baktı Feyza ama koskaca adama sofra mı toplatacaktı?

Hızlıca kaldırdı siniyi ve geri dönüp sofrayı da kaldırdı. Mehmet Bey kızının haline üzülüp karısının yüzüne baktı. "Kız dersine geç kalacak, git bulaşıkları bari sen yıka."

Aylin Hanım sinirden deliye dönse bile cevap vermedi. Söz konusu Feyza olduğunda adam karısını hiçe sayıyor ve haddini bildiriyordu. Bunu hep yapıyordu.

İçinde büyüyen öfkeyi dışa vurmak için harika bir yol biliyordu. Feyza sinidekileri toparlarken annesinin sinsice yaklaştığını fark etmedi. Eline aldığı çay bardağını köpükleyecekken kolunda hissettiği acı ile bardak parmaklarının içinden kayıverdi.

Kırıp dört bir yana saçılan cam parçaları ile Feyza yutkunup annesinin yüzüne baktı. Aylin Hanım kızının kolunu çimdikleyip bardağın kırılmasına kendisinin neden olmasına rağmen kızına kötü kötü baktı. "Sakar!"

》SiRAYET《Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin