》SiRAYET《

17.Şerha 🌹

Tiktok hesabım eklemek isteyenler için
@ggulistann
Tiktokta kitap tanıtımı yapan varsa bana özelden yazsın lütfen.🤭

Instagram @gull.ozall Eklemek isteyenler mesaj isteği atsın wattpadden geliyorum diye lütfen. 🌹

"FEYZA!"

Ortalığı inleten kadın sesi ile herkes kaskatı kesildi. Bayram günü kimse bir tatsızlık çıksın istemiyordu. Fakat illaki sinirler epey gerilecekti. Yeri döve döve yürüyen adımların hedefinde Feyza vardı. Genç kız kendisini çekmedi, yanlış bir şey yapmıyordu. Artık dik durmak istiyordu. Kendisini saran kollar gevşese bile bırakmadı.

Hafif tombul kısa boylu kadın hala Akın'dan ayrılmayan kızına nefretle baktı. Nasıl ablasının sevdigi adama bu kadar yakın, sarmaş dolaş olurdu aklı almıyordu. Yüzü kızarmıştı. Sinirinden kudurdu, bunun cezasını fena çekmeliydi Feyza. Akın'ın göğsünde soluklanan kızına vurmak için kolunu kaldırıp gerildi. Yumruğumsu vuruş hedefi bulmak için hızla ilerledi.

Feyza artık bu şiddete ve psikolojik baskıya dur demek için elini kaldırdı. Aylin Hanım'ın bileğinden yakalayıp kendisine vurmasını engellemek istedi. Lakin ondan önce davranan biri daha vardı. Akın!

Genç adam öyle öfkelenmişti ki, gözlerinde toplaşan alevler, cazgır kadını diri diri yakmak istiyordu. Aylin Hanım'ı gözleriyle ateşe vermek için can atar gibi bakıyordu.

Her zaman huyuna değil ama yaşına hürmet ettiği kadına şu an tahammülü yoktu, bileğini canını yakacak kadar sıkarken boyun ve kol damarları belirginleşti.

"Sakın! Karşında küçücük bir çocuk yok. Kaldı ki bir çocuğa zaten hiç şiddet uygulanmamalı. Tekrarı olursa bu kadar sakin kalmam! Geri bas Aylin Hanım!"

Parmaklarının arasındaki bileğin ten rengini kızartana kadar baskı uyguladı. Gençliğinin ve erkek olmasının gücünü kullanıp kadını sadece bileğinden iterek kızdan uzaklaştırdı. Akın, al görmüş süsecek boğalar gibi burnundan soluyordu. Bütün damarları meydandaydı, kanı savaşa giden askerlerden hallice, deli deli akıyordu.
Olası bir hamleyi bertaraf etmek için güçlü bedenini kızın önüne set gibi gerilerek siper etti.

Geriye doğru orantısız güçle savrulan kadın bu koruma kalkanını hiç hesaba katmamıştı. Şok oldu. Acıyan bileğini şaşkın bir tedirginlikle ovaladı. Fakat toparlanıp kendine gelmesi çok uzun sürmedi. Akın duvarını aşamayacağını, ateş pükürten gözlerden anladıktan sonra ağzından tükürükler saçarak Akın'ın heybetinden göremediği kızına bağırdı.

"Kör olasıca! Ben seni böyle mi yetiştirdim? Bunun kucağında sarmaş dolaş... Tüü sana! Haram olsun, emdiğin sütler burnundan gelsin. Eksik etek seni!" Daha nice çıgrınmalar, yerinde tepinmeler, hakaretler ve küfürler...

Ferit deyimi yerindeyse dondu, buz kalıbı oldu sanki. Evet az çok tahmin yürütmek kolaydı fakat durum sandığındanda vahimdi. Feyza'nın yüzüne baktığında, yaralı ceylan gibi hayal kırıklığıyla annesine gözlerini dikmiş olan kızla, bu şiddet girişiminin hatta daha fazlasının yaşandığını idrak etti.

Deli gibi dövünüp olabildiğince yüksek sesle, pis hakaretler eden annesinin üzerine kapanarak ağzını kapattı. Kulağına "Eğer ağzından benim can parçama tek bir hakaret daha duyarsam çeker gideriz buralardan! Üç evladım var diyemezsin, bir daha ikimizin de saçının telini göremezsin!" Dedi.

Aylin Hanım duruldu, fişi çekilmiş gibi dengesiz hareketleri bitiverdi. Ferit dediğini yapardı. Biricik oğlunu kaybetmeye göze alamazdı. Ferit annesinden tiksinirmişçesine bakarken buyur ne yaparsan yap der gibi ellerini öne uzattı... Annesine, onu hiç tanıyamamış gözlerle baktı. Bu sondu!