9.Bagay 🌹

876 112 32
                                    

Feyza babasına dokunamadı. Kendisini suçluyordu, Bekir'in onu dükkana katmaya çalıştığını erkenden babasına anlatsaydı belki de bunların hiçbiri yaşanmayacaktı. Korkmuştu Feyza. Bekir'in bilerek korkusuna oynaması boşuna değildi. Sen yüz vermişsindir, ondan bu Bekir sana takmış derler diye olanı biteni hiç anlatamadı. Hep öyle olur ya erkekler hata yapınca kızlar kuyruk salladı olur, adam yapınca aman ne olacak canım denir, kahrolasıca döngü böyledir çünkü.

Bekir yalanlarını sıralarken Feyza, babasının gözlerinde gördüğü hayal kırıklığını asla unutamıyordu. O an orada Akın olmasaydı, belki de Feyza'nın parmağına esaret yüzüğü, boynuna idam ipi dolanmış olacaktı.

Babasına dokunamadı, öyle mahçupça yüzüne baktı. Kalbini ovalamayı bırakan adam iki kızının da saçlarını okşasada, özür dileyen bakışları Feyza'nın gözlerindeydi. Ondan bir an şüphe etmesi bile koskaca adamı utandırıyordu. Üstelik çocuğunu ne karısından ne de dışarıdan koruyamıyordu.

Akın olmasaydı belki de daha kötü şeyler olacaktı. Hala hastane de yanlarında duran genç adama minnetle baktı ve hiç olmaması gereken bir düşünce zihninin pınarlarından minik yemyeşil bir yaprak gibi süzülerek geçip gitti...

Akın, Ferit'i sakinleştirmeye çalışıyordu ve iki genç adam kardeş gibi birbirine sımsıkı sarılmıştı. Yanlarına ulaşan Akın'ın ailesi ve birkaç mahalle sakini Feyza ve ailesine teselli sarılışında bulundular. Mahallenin en yaşlısı Nurten Nine, hurdacı Ramazan ve kızı Gül, bakkal Raşit Efendi ve Fatih, mahallenin genç delikanlılarından Serdar arka arkaya buruk aileye geçmiş olsun dileklerinde bulundular.

Yarım saatlik sancılı bir suskunluk sonucunda ameliyathanenin kapısı tıklayarak açılınca, kalabalık bir kişi hariç kapıya doğru yaklaştılar. En önde Ferit vardı ve doktorun ağzından çıkacak kelimelerde minicik bir umut parçası olmasını diliyordu. Bir kayıp haberi duymaktan ödü kopuyordu.

Ömer Bey olduğu yerden kalkmak istemiyordu, karısı onu bugün her günden çok daha fazla yormuştu. Yine de kötü bir şey olmamasını diledi. Sonuçta insanlar geçmişte yaptıkları hataların bedellerini kendileri ödeyemiyordu. Fatura bambaşka kişilere kesilebiliyordu. Bunun altında zaten yıllardır yüreği buğday taneleri gibi eziliyor, un gibi savrulup duruyordu.

Doktor bir an için bu kadar oluşan kalabalığa şaşırdı. Ne kadar çok seveni varmış kadının diye düşündü. Lakin kesinlikle orada ki kalabalığı oluşturan her bir kişi, Ömer Bey ve saygılı yetiştirdiği evlatları hatrına oradalardı. Aylin Hanım genç kızken çok sevilen bir kişilikken birden bire bir buz dağına dönüşmüş kişiliğiyle, çokta sevilen bir mahalle sakini değildi artık.

"Şuan durumu stabil, ameliyat zorlu geçti. Kriz geçirmiş, gereken müdahaleyi yaptık. Yoğun bakımda kalacak bir süre daha. Ama endişelenecek bir şey yok daha iyi toparlanacaktır. Hastamızı kesinlikle stresten uzak tutalım. Yoğun bakımdan normal odaya alındığında hastamızı görebilirsiniz. Geçmiş olsun."

Mırıltılarla rahatlayan yürekler yavaşça koltuklara dizildiler. Ömer Bey'e tekrar geçmiş olsun dileklerinde bulunan herkes yavaşça evlerine dağıldılar, arkalarında paramparça bir aile bıraktıklarını henüz bilmeden. Ertesi gün bu rezil isteme gecesi ve Bekir'in tüm pislikleri mahalleyi bol dedikodularla çalkalayacaktı elbet. Olan Feyza'ya olacaktı, kızdan yüz bulmuştur diyeceklerdi utanmadan. Bekir'in şerefsizliği öyle çok konuşulmayacaktı maalesef. Ve bu bir fitilin ucunu ateşe verecekti. Bakalım bomba kimin ellerinde patlayacaktı?

》》》》》》☆☆☆☆☆》》》》》》

Aradan geçen bir ay ne yüzleri güldürebilmiş, ne de yaşananlar yüzünden kuş gibi huzursuz çırpınan yürekleri rahatlatabilmiştir. Aylin Hanım hiç olmadığı kadar sessizdir, çünkü ölümün kıyısından dönmüştür. Üstelik Bekir'le ilgili gerçekleri bilmek ve sadece içki deyip geçtiği gerçek bir yana, baba oğul aynı hayat kadınına meyletmelerini hiç duymamış olmak onun kırk parçaya bölünmüş vicdanını ilk kez sızlatmıştır.

》SiRAYET《Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin