( şarkıyı dinleyerek okumanızı şiddetle tavsiye ediyorum)
Babamın bana vurmak için kaldırdığı elini engelleyen şey esranın bir güçle babamı göğsünden geri itmesiydi. Babam iki adım geri gidince bana vurmak için kaldırdığı elide boşluğa geldi. Halbuki o el kalktıktan sonra yüzüme çarpmış çarpmamış bir önemi yoktu. Beni yerden yere vurmuştu zaten.
"sen kendini bana öldürtmek mi istiyorsun efsun."
Bu adam benim babam değildi. Ben karşımdaki gözleri dönmüş bana bağırıp vurmak için el kaldıran bu adamı tanımıyordum. Bana bağırıp çağırıyordu ama tek bir kelime edemiyordum. Korkuyordum ben ilk defa babamdan Korkuyordum.
" cevap versene ulan sen kendini bana öldürtecek misin"
Babam...herkes gibi benimde ilk aşkım babamdı. Mesela ilk çiçeğimi de babamdan almıştım. Benim babam bu adam değildi ki. Beni öldürmekle tehdit ediyordu. Belki içi boş bir tehditti ama ağzından çıkıp benim yüreğimi parçalıyordu. Ben cevap vermeyince babam tekrar üzerime geliyordu ki esra önüme geçti babama karşılık vermeye başladı ama boştu. Babam çoktan benim kalbimi un ufak etmişti.
"cengiz amca yeter artık ya yeter. kızına sormadın bile doğruluk payı ne. Bu kız senin evladın, senin kanından sormadan dinlemeden nasıl dövmeye kalkarsın."
"sus bana bu fahi... Savunma bana bunu savunacak tarafı mı kalmış. Hani nerde o haltları yiyen abin olacak şerefsiz nerde"
Bağırıyordu ciğerden gelen bir bağırmaydı bu ve konuştukça daha da sinirleniyor, yükseliyordu. Babam bana fahişe demişti fahişe. Sözünü bitirmesede kelimenin devamı belliydi. Onun bunun altına yattığımı ima etmişti. Göz yaşlarım istemsizce akmaya başladı. Babam yanaklarıma dökülen yaşları görünce iyice sinirlendi. Esrayı kenara iterek saçlarıma yapıştı.
"utanmadan birde ağlıyor musun ulan. Sen bugün bizim başımızı öne eğdirdin ya daha da yoksun gözümde"
Saçlarımı yere doğru çekip aynı zamanda yüzüme yüzüme bağırıyordu. Kurtulmaya çalışmadım bile çünkü canımı yakan şey saç diplerimde hissettiğim derin acı değildi. Saçlarımı tararken bile incinmesin diye ince tutamlara ayıran babamın, bugün insafsızca derimden ayıracak kadar saçlarımı yolmasıydı.
Esra babama bağırıyor ellerinden saçlarımı kurtarmaya çalıyordu ama ne münevver teyze ne de annem kılını bile kıpırdatmıyordu. Annem.. Annem köşede sadece ağlıyor benim için tek kelime etmiyordu. Babam hala yüzüme yüzüme bağırıyor saçlarımı çekiyordu. Esranın gücü babama asla yetmiyordu ki bağırıp ayırmaya çalışıyordu ama boşaydı. Artık beynim uyuşmaya başlamıştı. Yine de tek kelime etmedim. Keşke.. Keşke acıdan ölseydim de tekrar yüzlerine bakmak zorunda kalmasaydım.
Tam o arada bahçeye abim girdi. Abimin gözleri şokla açılmıştı. Girdiği şoktan hızlıca çıkıp babamı tuttuğu gibi kenara doğru ittirip ellerinden saçlarımı kurtardı.
"efsun.. efsun iyi misin güzelim"
Hayır der gibi kafamı sağa sola salladım. Gözlerimden yaşlarımın biri inmeden diğeri dökülüyordu. Abim saçlarımı sever gibi sertçe başımdan aşağı ellerini indiriyordu. Abimin yanımda olduğunu bilmek... Benim tek ailem abim miydi yani.. Savaş abim sinirle babama dönüp bağırarak konuşmaya başladı.
" Babaa baba naptın sen!"
"sen bilmiyorsun onun ne haltlar yediğini çekil önümden çekil.. Onunla daha işim bitmedi"
Babam belki tekrar saçlarımı çekmek ya da önceden bana sadece sevmek için kalkan ellerini bu kez dayak atmak için kullanacağından abimi önümden çekip bana ulaşmaya çalıştı ama abim izin vermedi.
![](https://img.wattpad.com/cover/341140614-288-k345704.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MÜBREM (DÜZENLENECEK)
RomanceYETİŞKİN OKURLAR İÇİN UYGUNDUR! Boşandığı için 4 aylık bebeğiyle ailesinin evine dönen alparslan ve yan komşularının kızı efsunun hikayesi. "Gizlemene gerek yok efsun kızımla birlikte seyrettik" Burnunu boynuma doğru indirdi. Benim içimde yanardağ...