Finale son iki🥲
Yorum ve vote yağmuruna tutulur muyuz🥺
Turgut uyarın şu dizleri sürekli aklımın kıyısında dolanıp duruyor. Son zamanlardaki ben'e yazılmış sanki. Öyle beni anlatıyor ki bağdaştırıyorum kendimle.
"İşte ben hep böyle bildiğin gibi:
Kaderi öpüp başıma komuşum,
Gülüşüm, oturuşum, konuşuşum,
Belli efendim, besbelli
Yaşamaktan soğumuşum."Soğumuştum hayattan. O eski heyecanımın yerini de yeller almıştı zaten. Mutlu da hissetmiyordum. Hiçliği nasıl tanımlardınız?
İçimde koca bir hiçlik vardı ve ben tarif dahi edemediğim bu duygu boşluğunu aşamıyordum. Dide'yi toparlamıştık. Henüz konuşmayı sökememiş yavrumun aldığı acıları sökmek için piskiyatr tedavisi almıştık onun için. Benimde almam gerekiyordu farkındaydım. İçimdeki düşüncelerle yüzleşemiyordum bile. Ama yapamıyordum.
Alparslan'ı sürekli sigara içerken görüyorum. O içmezdi ki bu kadar. Ağlıyorda sürekli, kimse görmediği zaman. Sonra hırsla siliyor gözünden akan yaşı. Bir gözüm onun üzerinde hep görüyorum ben.
İçerlediğim bir durum daha var aslında. Herkesi kendimle birlikte mutsuzluğa sürüklemem. Benim daha iyi hissetmem için herkes divane oluyordu etrafımda. Özellikle esra, abim ve tuğrul abi. Hatta daha yeni tanıştığımız zeynep bile.
Abimde benimle birlikte perişan oldu. Yüzümden alacağı en ufak bir tebessüm için paralıyordu kendini. Eskilerden bahsedip güldürmeye çalışıyordu beni. Hatta dün gece abim 'ben eskiden efsunla uyurdum bu gece de kardeşimle uyuyacağım' diye söyleyip benimle uyumak isteyince Alparslan 'ben karım olmadan bir gece dahi uyumam savaş, git salonda yat.' demiş yaygarayı koparmıştı. Gecenin sonunda bir yorgan kavgası başlamış en son ortada ben sağ tarafımda alparslan diğer tarafta abim uyumuştuk öyle.
Tabii iki tane dev gibi adamın ortasında ne kadar uyunabilirdi orası muamma. Bu iki ayıdan bozma adam hemencecik uykuya dalmış bense dönecek alanımda olmadığı için gelmeyen uykumla tavanı seyrediyor düşünüyordum. Kendime gelmek için yarından itibaren kendimi zorlayacak elimden geleni yapacaktım. Destek almayıysa reddetmeyecektim artık.
Burada uyuyamayacağımı anlayınca yavaşça ortalarından kalkıyordum ki alparslan birden kolumu tutup üzerime doğru eğildi.
"efsun "
"alparslan"
Kaşları çatıldı.
"bir şey mi istedin, yat sen getireyim. Su mu istedin ne istedin"
Uyku sersemi hızlı hızlı konuşması gözüme o kadar tatlı gelmişti ki. Son olanlardan sonra yatakta kıpırdasam anında uyanıp üzerime çöküyordu 'efsun' diye telaşlı gözlerle.
"yok dide'ye bakacağım bi, uyu sen"
Israrına karşı çıktığım için tekrar başını yastığa koyup uykusuna devam etti. Bende minişimin yanına gidip uyudum.
Sabah yine gün doğumuyla açtım gözlerimi. Alışkanlık haline gelmişti artık gün doğumunda uyanıyor, göğün pare pare aydınlanmasını izlerken sessizliği dinliyordum bir süre. Bir süre daha dide'nin yanında vakit geçirip mutfağa indim. Bir şeylerle uğraşmak istiyordum artık. Kolları sıvaıp kahvaltı hazırlamaya başladım. Abimin sevdiği havuçlu tarçınlı kekten, alparslanın sevdiği menemenden ve minik kızım içinde pankekler yaptım.
Bu iyi gelmişti. Kesinlikle bir uğraşımın olması boş boş bir günü çürütmekten kat ve kat iyidi. Her şey hazır olduktan sonra uyuyan güzelleri uyandırmak için merdivenleri adımlamaya başladım. İçimde taze bir heyecan vardı. Çiçekleri sararıp solmaya yüz tutmuşken tekrar sulanmaya başlayıp hayata döndürülen yeşil yapraklı bir çiçek gibiydim. Hayatıma dair atacağım yeni adım dolayısıyla fazlaca heyecan vardı yüreğimde. Buruk bir heyecan...
![](https://img.wattpad.com/cover/341140614-288-k345704.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MÜBREM (DÜZENLENECEK)
RomanceYETİŞKİN OKURLAR İÇİN UYGUNDUR! Boşandığı için 4 aylık bebeğiyle ailesinin evine dönen alparslan ve yan komşularının kızı efsunun hikayesi. "Gizlemene gerek yok efsun kızımla birlikte seyrettik" Burnunu boynuma doğru indirdi. Benim içimde yanardağ...