Yorum yapmadan geçerseniz vallahi küserim he.
Herkes yorum vote sınırı koyuyor ben sizden bir şey istemeden yazdığım gibi atıyorum bir yorumu çok görmeyin be kankişler. Düşüncelerinizi satır aralarında belirtin lütfen.💖
Ölmek kimileri için bir kurtuluş, kimileri için bir başlangıçtır. Ve bazen ölmek bile insan için umuttur. Bu hayatta ne öğrendin derseniz felaketin önünde durulamayacağını öğrendim. Yaşanacak varsa yaşanacak, buna kimse engel olamaz. Ve acıyı insanın kendisinden başkası dindiremez.
Birazdan yaşanacak pislikten kurtulmak için ölmek gibi bir şansım olsa kesinlikle ölümü seçerdim. Ölüm için diyorum çünkü bedenime değecek pis ellerin şerrini ancak ölüm temizlerdi.
İzbe deponun üst katına çıktığımız gibi patron denilen adam safsatalarını zırvalamaya başladı. Aşağıda geceliği giyerken pantolonumu çıkarmamıştım ama şimdi üzerimden çıkarmamı istiyordu. Tek umudum alparslana attırdığım çağrının telefonuna düşmesi ve alparslanın peşine takılmasıydı.
"laftan anlamaz karı, altındaki paçavrayı çıkar yoksa ben zevkle çıkaracağım"
Bir şekilde zaman kazanmam lazımdı. Alparslan bizi bu pisliğin ellerinden kurtaracaktı, inanıyordum. İnanmaktan başka çarem yoktu.
Ben herhangi bir harekette bulunmayınca patron bana doğru bir adım atmıştı ki ellerimi aceleyle yukarı kaldırıp durmasını söyledim.
"çıkaracağım gelme"
Yavaş yavaş pantolonumu altımdan çıkarırken canım çok yanıyordu. Aşağı doğru eğildiğim gibi etime batan kaburgaları ve ardında bıraktığı derin sızıyla kaburga kırığım olduğunu kesin olarak anladım. Pantolonu çıkarıp karşısında sadece siyah bir gecelikle kaldım. Yüzünde sırıtışla bedenimi süzüyordu.
"piç herif biliyor ağzının tadını şuna bak"
Sözleriyle yanıma yaklaşıp beni arkadaki yatağa itmesi bir oldu. Ben aldığım darbeyle sızlanırken miniğim köşede ağlıyordu.
Patron bir anda üzerime çıkıp ellerimi tepemde birleştirerek hareketlerimi engellerken ben altında debeleniyordum.
"kaydı başlattınız değil mi. O it oğlu it karısını becerdiğim her anı izleyecek. Sonra da kızının geberip gidişini izleyecek"
Karşı taraftan aldığı onayla üzerime daha çok abanmaya başladı. Tüm umutlarım tükenmişti ki açılan kapıdan giren telaşı sesine yansımış adamın baskın var deyişiyle hızır küfürler savurarak üzerimden kalktı.
"ne demek baskın var ulan. O kadar hazırlığı basılmak için mi yaptım ulan ben. Ne boka yararsınız siz şerefsizler"
Karşısındaki üç adamada geçirdiği tokatla üçününde başı yana düştü. Onlara bağırıp küfürler savururken buraya ilk getirildiğimde gördüğüm yusuf tekrar odaya geldi.
" patron depodan acilen çıkmamız lazım, yoksa enseleneceğiz"
Hırsını alamadığı için yusufa' da bir yumruk atıp belindeki silahı çıkardı. Ben bu süreçte sadece onları izliyordum. Her ne kadar yerimden kalkıp dide'ye gitmek istesemde bunu başaracak gücü kendimde bulamıyordum.
"bu iş burada bitecek. Bana buradan kurtuluş yok. O piç buraya geliyorsa beni almadan dönmez. Ama unuttuğu bir şey var ki bana olmayan kurutuluş o ite de yok"
Sözlerini bitirip yönünü bana çevirdiği gibi saçlarımdan tutup yataktan kaldırdı beni. Şerefsiz saçlarımı öyle bir güçle çekmişti ki kolumu kaldırmaya dahi hali olmayan bedenim şuanda dimdik ayaktaydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MÜBREM (DÜZENLENECEK)
RomanceYETİŞKİN OKURLAR İÇİN UYGUNDUR! Boşandığı için 4 aylık bebeğiyle ailesinin evine dönen alparslan ve yan komşularının kızı efsunun hikayesi. "Gizlemene gerek yok efsun kızımla birlikte seyrettik" Burnunu boynuma doğru indirdi. Benim içimde yanardağ...