Yeni kurgum SAFDERUN yayındaa koşun oraya da geliin. Yorumlarınızı da esirgemeyiin💖
Yorum yapmayı unutmayın kankişler zaten son yorumlar 🥲
Yaprak döker bir yanımız. Bir yanımız bahar bahçe.
Evet şuan tam olarak bu dizedeki gibi hissediyordum. İki günlük kafa tatilimiz için valiz hazırlıyorduk şuan. Kiminle mi? Esrayla!
Alparslan kayağa gideceğimizden bahsedince abim ve esra durur mu. Kurtlu gibi yerlerinden sıçrayıp bizde geliyoruz, bizde geliyoruz dediler.
E zaten esrayı alana tuğrul abi bedavaydı. Zeynepte sanırım abimin kontenjanından yararlanmıştı. Şimdi hep beraber gideceğimiz tatil için valiz hazırlıyorduk.
Esra giyinme dolabının önünde askıların birini alıp birini çıkarıyordu. Kendininde bir ton kıyafeti olmasına rağmen benden giyinmeyi seviyordu.
Askıların birini alıp üzerine doğrultup bana döndü.
"efsun sence bunu da alayım mı. Ama sanki biraz ince gibi kumaşı, bilemedim"
"yok yok ne incesi sen al onu da"
Ben tek valize alparslanın benim ve dide'nin kıyafetlerini sığdırmıştım. Önceden olsa belki bende öyle doldururdum kıyafetleri ama gerek duymamıştım. Gerekte yoktu zaten. Kayak kıyafetlerini zaten oradan kiralayacaktık.
Esra sözlerime kafa sallayıp elindeki ince kumaş elbiseyi valize atarken konuştum.
"Kızım saçmalama! kayağa gidiyoruz kayağa. Kar, kış, kıyamet. Bildin mi? Elbise giymek istiyorsan şu gözden kalın triko elbiselerim var oradan alsana"
Bilemez gibi dudak büzüp kafasını kaşıdı. Sonra onaylamış olacak ki askıyı geri yerine astı.
" Bugün bi akıllı gördüm senii. Doğru dedin ya hem yeter bu kadar."
Güldüm dediğine. Tam bir hınzırdı.
Biz valiz hazırlarken alparslanda atıştırmalık bir şeyler hazırlıyordu çıkmadan yiyelim diye. Valizler hazır olunca esra didoşumun üzerini giydirirken bende aşağı indim. Gün doğumunda çıkacaktık yola. Böyle 2 gece 3 gün kalmış olacaktık. Gün hafif hafif doğmaya başlamıştı.
Mutfağa indiğimde alparslan zıpkın gibi haliyle sandviç hazırlıyordu. Üzerindeki bol tişörte rağmen sırt ve göğüs kasları ortadaydı. Bıçağı hareket ettirdikçe boğum boğum olan kol kaslarından bahsetmiyordum bile. Daha fazla kocamı dikizlemeyi bırakıp yanına ilerleyip hızlıca arkasından sarıldım.
"kocaaam"
Kahkaha attı yine. Ona her dediğimde aynı tepkiyi veriyordu. Çok seviyordu ona böyle seslenmemi.
"kocam diyen dillerini yerim ulan, küçük karım"
Dediğine kıkırdadım. Arkadan sarılıp önde birleştirdiğim ellerim durur mu yerinde? Durmadı. Bedenini keşfe çıkar gibi ellerimi gezdirirdim kaslarında. Ohooy ohooy yani neydi bu adam.
Ellerimi göğüslerine getirdiğimde avuçlarıma doldurup sıktığım gibi alparslan elindeki bıçağı tezgahın içine bırakıp beni uzaklaştırdı.
"şşt şt duur. Küçük karım tarafından taciz ediliyorum resmen."
Banane der gibi dudak büzüp omuz silktim.
"kırk yılın başı taş gibi bir koca bulmuşum, tabi elleyeceğim"
Sözünü bitirmeden alparslanı tezgaha sıkıştırıp elimi erkekliğine bastırdığımda dişlerini sıkarak konuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MÜBREM (DÜZENLENECEK)
Roman d'amourYETİŞKİN OKURLAR İÇİN UYGUNDUR! Boşandığı için 4 aylık bebeğiyle ailesinin evine dönen alparslan ve yan komşularının kızı efsunun hikayesi. "Gizlemene gerek yok efsun kızımla birlikte seyrettik" Burnunu boynuma doğru indirdi. Benim içimde yanardağ...