23

26.8K 1.4K 100
                                    

Yorumlarınızı ve yıldızı parlatmayı unutmayın bebkleriim✨

Alparslanın göğsünde ağlarken uyuyakalmıştım. Sabahta alparslanın göğsünde uyandım. Koltukta değilde yataktaydık. Demek ki ben uyurken yatağa taşımıştı farketmemiştim. Ben şuan huzurluydum. Alparslan kesinlikle benim huzurumdu. Uyumuyordu şuan aldığı düzensiz nefeslerden hissediyordum.

Çenemi göğsüne koyup yüzüne baktım. Alparslan elini hemen dudağımın kenarındaki yaraya getirip naifçe okşadı.

"Günaydın güzeller güzelim"

Gözlerimi kapatıp açtım hafif tebessümle günaydın diyerek karşılık verdim.

"Dün sen uyurken abin, esra ve tuğrul geldi. Seni görmek için"

"neden uyandırmadınız ki beni görseydim onları"

Bunu söylerken sesim düşmüştü. Bu halimi kimsenin görmesini istemiyordum aslında.

"seni uyandırmaya kıyamadım ki. Zaten ağrıların olduğu için döndün durdun birde uyandırıp iyice rahatsız edemezdim seni."

Ona sadece kafamı salladım.

"alparslan bugün napacaksın. Yine işe gidecek misin"

Deli gibi korkuyordum gitmesinden. Uzak kalmaktan. Sanki yine başıma aynı şeyler gelecek yine yalnız, biçare kalacağım diye korkuyordum.

"izne ayrıldım güzelim.. Bugün işlerim var biraz. Esra gelecek birazdan yanına. Benim halletmem gerek ufak işler var çok sürmeyecek geleceğim yanına. Hem dide'yi de almam gerekiyor"

"alparslan bende geleceğim. Hiçbirinin yüzünü görmek istemiyorum evet. Ama annene, sebebiyet verdiği yıkımdan memnun mu sormak istiyorum."

Beni reddedeceğini düşündüm başta. Çünkü hiçbiriyle karşı karşıya gelmemi istemiyordu. Ama kabul etti.

"tamam güzelim. Sen nasıl istersen."

"alparslan"

"efendim bitanem"

"babam.. Orda ne kadar kalacak"

"efsun ben daha babanı görmedim bile. Hala nezarette. Gideceğim yanına. Önce bana hesabını verecek. Ardından mahkemeye çıkacak. Artık aile içi şiddetten ne kadar yer bilmiyorum"

Hayır bunu istemiyordum ki ben. Böyle olunca mutlu olmazdım. Evet pişman olsun onu da benim gibi çaresiz bırakan şeyler olsun istiyordum ama yıllarca değil. Ama öyle sanabilirdi.

"alparslan hayır hayır lütfen. Bu kadar ileri gitme. Sadece.. Sadece çaresiz kaldığını hissetsin yeter. Ayrıca alparslan ona şiddet göstermeni asla istemiyorum. Unutma anneme babama ya da annene uygulayacağın herhangi bir fiziksel şiddet beni değil senden, kendimden bile uzaklaştırır.. Babam sağolsun iki günde bana şiddetin en koyu tonunu gösterdi. Dayanılacak bir şey değil bu çünkü vücuduna aldığın bir kaç darbeden ibaret değil. Söz ver alparslan onların Bana yaptığını sen onlara yapmayacaksın "

Beni anlamalıydı. Şiddeti derinlerime kadar yaşamıştım iki günde. Hem fiziksel hem psikolojik. Şiddet gören birisi bu vahşeti başkasına yaşatmak istemezdi. Alparslanda söylediklerime hak verdi ve kabul etti. Ardından evden çıktık. Yoldan bana tişört, şort, çorap ve ayakkabı aldı.
Çünkü evden beni o halde kucaklayıp çıkardığı için üzerimde şortlu pijama takımım vardı sadece.

Pantolon değilde şort almıştı çünkü alt bacağımda diz kapağıma yakın yerlerde de yaralarım vardı. Hem bardak parçalarından yara aldığım hem babamın tekmelerinden morardığı için.
Morluklar her yerimdeydi. Sabah aynada görünce kendime o kadar üzülmüştüm ki. Babam yapmıştı bu morlukları benim babam. Arabayı sakin bir yere çekti. Ben arka tarafta üzerimi değiştim hemen. Kollarımda ve bacaklarımda müthiş ağrı hissediyordum. Çok kötüydü.

MÜBREM (DÜZENLENECEK) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin